TARTIŞMALI İKİ PROJE: NÜKLEER VE TERMİK
ERDOĞAN’İN açıkladığı vaatlerden biri de nükleer santral. Bütün uyarılara ve eleştirilere rağmen nükleer projeler açıklayan Erdoğan, “Üçüncü nükleer santralimizi Trakya’da kurmayı hedefliyoruz” dedi.
Açıklanan projelerden biri de Eskişehir’e termik santral projesi. Erdoğan’ın “ihalesi için ilana çıkıyoruz” dediği projeye hem yaşam alanı savunucularından hem de Eskişehir halkından büyük tepki gelmişti. tekrar döviz stoklamaya devam ediyor. Zira ereyen TL karşısında birikimlerini korumak istiyorlar. Döviz hesapları artıkça artıyor.
Erdoğan çağrısının etkisiz kalacağını bilse bile bu çağrıyı yapmaktan geri durmaz. Zira işin bir de propagandif tarafı var.
“Yerli, milli direnişinizi tüm dünyaya karşı ortaya koyun. Ben milletime inanıyorum. 2008-2009’da da yaptılar. Biz çağprımızı yaptık, milletimiz de adımını attı, iş bitti”.
Bu sözler Akp’nin ekonomi politikalarından kaynaklı sorunları, ekonomiye savaş açmış dış güçlere havale etmenin bir yolu!
Bu propagandasına güç kazandırabilmek için de...
2009 sonrasında, yastık altından değil yurt dışından gelen bol ve ucuz döviz sayesinde ekonomi döndürülmüş olmasına rağmen Erdoğan gerçeği ters yüz ediyor.
BORCU ÇİN’DEN ALINCA...
Ülke kaynağı ve tasarrufları yetersiz.
Yabancı parayla üretim sürüyor, sonucunda borç büyüyor.
‘Milli ve yerlilikten’ dem vuran başkan diyor ki... “Dış borçlanmada Çin piyasasına yöneliyoruz. Bu doğrultuda ilk defa Çin yuan’ı cinsinden tahvil ihracı yapıyoruz”
Sonuçta kimse borcu babasının hayrına vermiyor. Borç, Çin’den gelince faizden vazgeçmiyor nitekim!
Cumhurbaşkanı...
10 binlerce işyerinin KOBİ desteği ile batmaktan kurtulduğu, yerli üretimin ağır darbe aldığı...
Tarımın tamamen bağımlı hale geldiği gerçeğini görmezden gelerek haykırıyor: “Bazıları diyor ya: Çiftçi aç, çiftçilere ne verdin? Çiftçilerimize 108 milyar TL destek verdik”.
Oysa kanunda “tarıma milli gelirin en yüzde 1’i kadar destek verilmeli” yazmasına rağmen bu desteğin çok görüldüğünü, yardımların milli gelirin yüzde yarımına kadar düştüğünü en iyi Erdoğan biliyor. Biliyor ama söylemiyor. Yüksek enflasyonun yanına yaklaşan ekonomik durgunluk gerçeği karşısında, “estirilen icraat rüzgarının gerçeği ne kadar örtebileceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.