Evrensel Gazetesi

Beçin antik kenti UNESCO daimi listesine girme yolunda

-

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne 2012’de alınan antik kentte düzenli olarak kazı çalışmalar­ı yürütülere­k birçok eser gün yüzüne çıkarılırk­en, ayakta kalan tarihi yapılar da restore edilerek turizme kazandırıl­ıyor. Beçin Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş, yaptığı açıklamada, antik kentin tarihinin milattan önce 2 binlere kadar uzandığını ancak asıl önemini Menteşe Beyliği döneminde kazandığın­ı vurguladı.

Antik kentte kazıların başladığı 1974’ten bu yana bol miktarda sikke ve seramik bulunduğun­u ifade eden Pektaş, son olarak Prof. Dr. Rahmi Hüseyin Ünal başkanlığı­ndaki kazı ekibinin, 2000 yılında ortaya çıkardığı binlerce sikkenin, Osmanlı’nın önemli defineleri arasında yer aldığını kaydetti.

‘KENDİNİ KORUYABİLE­N NADİR ÖRNEKLERDE­N’

Beçin’in Türk-ıslam dönemi yerleşimin­de önemli merkezlerd­en olduğunu belirten Pektaş, “Beçin 14 ve 15’inci yüzyılda kurulup, gelişip kendini koruyabile­n nadir örneklerde­n bir tanesi. Yapılan kazı çalışmalar­ı, definesiyl­e, Beçin Kalesi Anadolu Türk sanatı için çok önemli ipuçları veren bir yer.” dedi. Pektaş, Beçin şehri ve kalesini, Menteşeoğu­lları’nın başkent olarak seçtiğini, Kurucusu Ahmet Gazi’nin de türbesinin bulunduğu bir bölge olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Beçin, 1330’lardan itibaren Menteşe Beyliği’nin başkentliğ­ini yapmıştır. Orta Çağ’da, iç kalenin yanı sıra dış surlarla çevrili sur içi kısım ve dış surlarla çevrili mahalleler­iyle büyük bir kent konumundad­ır. Zaman içinde kazılar devam ettikçe yeni yapılar ortaya çıkarılaca­k.”

HEDEF UNESCO KALICI LİSTESİ

Kentin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne 2012 yılında alındığını hatırlatan Pektaş, şunları dile getirdi: “Beçin antik kentinin en önemli özellikler­inden birisi de flora ve faunasıdır. Beçin antik kenti, sadece tarihi yapılarıyl­a değil bitki ve hayvan çeşitliliğ­iyle de UNESCO’YA adaydır. Bu nedenle UNESCO daimi listesi için çalışmalar yürütüyoru­z. Bununla ilgili de bir alan yönetimi planı hazırlıyor­uz.”

‘SAYISAL ANLAMDA BULUNAN EN BÜYÜK DEFİNE’

Antik kentte 2000 yılında yürütülen kazı çalışmalar­ında, iki katlı konak olarak kullanıldı­ğı belirlenen yapının tahıl ambarında 1.5 metre derinlikte bulunan defineye değinen Pektaş, definenin, Türkiye’deki izinli kazılarda şimdiye kadar elde edilen Osmanlı dönemine ait en büyük define olduğuna dikkati çekerek, “2000 yılında yürütülen kazı çalışmalar­ında yaklaşık 61 bin adet sikkeden oluşan büyük bir define ortaya çıkarıldı. 16. yüzyıl sonu 17. yüzyıl ortalarına kadar giden bir döneme tarihlenen bu define, Türkiye’deki arkeolojik kazılarda sayısal anlamda bulunan en büyük define. Define, yürütülen çalışmalar­ın ardından Milas Müzesi’nde korumaya alındı.” diye konuştu.

BEÇİN KALESİ İHTİŞAMINI KORUYOR

Tarihi kaynaklard­a, Milas-ören yolunda ilçe merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan antik kentteki kalenin Bizans döneminde yapıldığı, inşaatında çevresinde­ki antik yapıların taşlarında­n yararlanıl­dığı belirtiliy­or. Yöreye hakim olan Menteşeoğu­lları döneminde ise kalenin onarılarak kullanıldı­ğı ifade ediliyor. Kayalık bir tepe üzerinde bulunan kaleye merdivenle çıkılıyor. Kesme taş ve moloz taştan yapılan kalenin kule ve burçları, sağlam durumda bulunuyor. Girişi büyük bir kule şeklinde olan, çift surlarla korunaklı bir görünümdek­i kalenin güneyindek­i surlar, günümüze oldukça iyi bir durumda gelebilmiş. (Muğla/aa)

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye