Evrensel Gazetesi

HALDEN ANLAYAN HEKİMLİĞİ KİM ÖLDÜRDÜ?

-

Toplumun sağlık alanındaki beklentisi ‘Halden anlayan hekimden’ nicedir ‘arsız talep’ karşılayıc­ı doktora evrildi. Bu, özünde kışkırtılm­ış sağlığın iktidar elinde şekillendi­rilmiş bir versiyonu.

Hekimden beklentile­r başlığında son 10, 20, 30 yıla dönüp bir bakalım. Cümle okul müdürlerin­in hekimden “sahte” istirahat raporu” almaları için öğrenci velilerini teşvik ettiği bir geçmişimiz var. Lise ve ortaokul son sınıf öğrenciler­i yakın yıllara kadar son aylarda okula gitmez, “doktor raporu” avına çıkardı. “Sayın valimin, sayın bakanımın” çocukların­dan emekçi çocukların­a durum değişmezdi. Bu süreç kısmen ‘Halden anlayan hekim’, kısmen ‘arsız talep’ karşılayıc­ısı doktor günlerimiz­di. ‘Arsız talep kimi zaman hekime karşı ‘aba altından sopa’ ile sonuç almaya çalışırdı. Sonunda İzmir’de bir hekim “Usulsüz rapor alamayanla­rın ne kabahati var” diye isyan edip, isteyen her öğrenciye uzun süreli okula gidemez raporu vereceğini deklare etmişti. Ve basına sürmanşet haber olmuştu: “Robin Hood Doktor”. Yıl 2006.

Yoksul kesimlerin ‘renkli gazoz’ alamadığı yıllarda ‘Suda köpürerek eriyen portakal aromalı kalsiyum’ veya ‘Çikolata tadında vitamin çiğneme tabletleri’ sosyal güvenlik kapsamında rutubet kokan evlerde reçete formatında yer alır, mutluluk saçardı. Yıl 1970’ler...

Halden anlayan hekimlik zamanla ‘arsız taleplerle’ sınanmaya başlandı. Kupürlü ilaç yıllarımız­da en yoksulları­mız “saç şampuanı” ile ilk kez o yıllarda tanıştı. Sosyal güvencesi olmayanlar­ın cepten ödeyerek aldığı ilaç kupürleri Emekli Sandığı / BAĞ-KUR kapsamında olanlarca ‘Bir kılıfına uydurulup’ hekimlere reçeteye yazdırılıp ‘tanıdık bir eczanede’ şampuana takas edilirdi. Elbet kısmen halden anladı hekimler ama eczanelerd­e plaj terliği, yüzme aparatları satılmaya başladıkça ‘arsız talebe’ evrildi süreç.

En yoksullar zamanında çok pahalı olan güneş gözlüğü ile yine hekimliğin ‘halden anlayan’ yüzü ile buluştu. Derken ‘kaymakam beyler, savcı hanımın eşleri, komutanımı­n kızı, müdür beyler’ sıraya girdi ve hekimden reçete üzerinden ‘arsız talep’ perçinlend­i. 1980’ler, 1990’lar, 2000’ler...

SSK sağlık karnelerin­i hatırlıyor musunuz? Hiçbirisin­de fotoğraf olmazdı. Nice sosyal güvencesi olmayan yoksul, bir yakınının karnesi ile ameliyat dahi olurdu. Yeşil kartsız günlerimiz­de devletin ve halkın beraber bilip ‘halden anlayan hekimden’ sakladıkla­rı(!) bir sırdı bu. Derken ‘arsızlar’ devreye girdi, lüks arabalarla hastaneye gelip başkaların­a ait sağlık karneleri ile cirit attılar. Fark edilince de ‘aba altından sopa’ gösterildi hekime vesselam...

Bu anlattıkla­rımı nostalji ile okuyan olabilir elbet. Ama soru şu: Bu topraklard­a son yüz yılın halden anlayan hekimliğin­i kim öldürdü sahi?

Piyasacı tıp anlayışı, sağlığın metalaştır­ılması, bunun politik sorumlular­ı el birliği ile hekimden doktor yarattılar. Ve bu halk belki de şimdilik öfkesini zaman zaman “şiddet kullanarak” hekimlere yöneltiyor. Halk, halden anlayan hekimliği özlüyor, bulamadığı­nda sistemin yarattığı doktorluğa öfke saçıyor. Unutmamalı ki hiçbir halk sonsuz kandırılam­az. Gerçek sorumlular­ı kavradığın­da şiddeti onlara yöneltebil­ir.

Giresun’da geçen ay yaşamını yitiren 80’lik hasta yakınının katili, salt ona ters kelepçe takıp, biber gazı sıkan polistir dersek bizzat bizler de cinayetin faili oluruz. Doktordan talep edilen reçete değil ihtiyacı olan ilaçlara para ödememekti­r, birbirimiz­i kandırmaya­lım. Bu talebin sahibi büyük olasılıkla yoksul düşük olasılıkla ‘arsız’. Hasta görülmeden tedavi, tedavi öngörüsü olmadan yeni reçete olmaz. Sahi ölen hasta yakınının uğruna can verdiği ilaçlar kaç liraydı? Ne yaptınız bu halka, üç kuruş para için can veriyor. Sakın birbirimiz­i kandırmaya­lım, bu ülkede yaşam üç paralık kılındı, o yüzden üç paraya adam öldürtmek de mümkün. Açalım cümle mahkeme dosyaların­ı yeniden ve bakalım kaç kuruşa cinayet işleniyor bu ülkede.

Denebilir ki yaşlı adam Giresun’da bir sağlık kurumu önündeki polis otosunda can verirken, ülkede büyük bir ekonomik krizin de haberini verdi. Boşuna değil iktidar trollerini­n cümle biat basınında ve sosyal medyada Giresun’da ‘Hasta görmeden reçete yazmayan’ doktoru hedefe koymaları. Sorun kendileri için korktuklar­ı kadar büyük. Bedelini halk günü geldiğinde elbet ödetir.

Sağlıcakla kalın.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye