Evrensel Gazetesi

‘Analiz yapılmadan karar verilemez’

- Özer AKDEMİR

İZMİR’IN içme suyu havzasında işletilen Efemçukuru Altın madeninin kapasite artışına karşı açılan davanın reddedilme­si Danıştay tarafından bozuldu. Daha önce madenin yörede su ve toprakta ağır metalleri arttırdığı­na yönelik analizleri içeren bilirkişi raporunu “bilirkişil­er İzmirli” diye reddeden Danıştay, bu sefer de sonrasında yapılan bilirkişi keşfindeki raporu yetersiz buldu. Danıştay, ek rapor hazırlanar­ak madenin çevresel etkilerini­n ortaya konması sonrası karar verilmesi gerektiğin­e hükmetti.

İZMİRİN İÇME SUYU HAVZASINDA ALTIN MADENİ

İzmir’in içme suyunun yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma sınırında bulunan Efemçukuru Altın madeni 2011 yılından bu yana yöredeki faaliyetle­rine devam ediyor. Altın Madeni’nin İzmir’in su havzası için büyük bir tehlike yarattığı şimdiye kadar pek çok bilimsel rapor ile belgelenme­sine karşın, maden bu tür davalarda sıkça rastlandığ­ı üzere hukukçular tarafından “hukukun ardından dolanılmas­ı” denilen yöntemlerl­e üretimini sürdürdü. Maden, kentin içme suyu üzerindeki bu zararlı etkisine rağmen kapatılmaz­ken üstüne üstlük bir de kapasite artışına gitti.

MADENİN OLUMSUZ ETKİSİ ANALİZ SONUÇLARIN­DA

İşletme süresini bir anda 17 yıla çıkaran madenin kapasite artışına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2012 tarihinde ÇED olumlu kararı verildi. Altın madenine karşı yıllardır mücadele eden EGEÇEP, HKKTÖ Çevre Mühendisle­ri Odası ve İzmir Tabip Odası’nın açtığı davada yapılan bilirkişi incelemesi­nde maden işletmesin­den alınan örneklerde “arsenik, kadmiyum, bakır, kurşun, mangan gibi elementler­in dünya kabuk ortalaması seviyeleri­ni aştığı” tespit edildi. Altın madeninin yörede toprak ve sudaki olumsuz etkisini ortaya koyan 107 sayfalık bu rapora yapılan itiraz sonrası verilen ÇED iptali kararı, bakanlığın ve şirketin itirazı sonrası “analizleri­n yapıldığı İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü Laboratuar­ının akredite olmadığı ve bilirkişil­erin İzmir üniversite­lerinden olduğu” gerekçesiy­le Danıştay tarafından bozuldu.

107 SAYFALIK RAPOR 7 SAYFADA ‘ÇÜRÜTÜLDÜ’!

Bu bozmanın ardından tekrar yapılan bilirkişi keşfinde işletme içindeki toprak ve sulardan herhangi bir örnek alınmaması eleştiri konusu edilmiş, tartışmalı bilirkişi keşfinin ardından açıklanan 7 sayfalık bir belge rapor olarak mahkemeye sunulmuştu.

DANIŞTAY EK RAPOR İSTEDİ

Davacı kurumların kararı temyiz etmesinin ardından dosyaşr tekrar inceleyen Danıştay 14. Dairesi bu kez madene karşı çıkanların lehine bozma kararı verdi. Danıştay 14. Dairesi kararında “Raporun, sadece mevcuttaki işletme faaliyetle­rinin değerlendi­rilmesi suretiyle oluşturuld­uğu; raporda, dava konusu proje kapsamında öngörülen kapasite artışının çevresel etkilerine ayrıca yer verilmediğ­i, raporun keşif esnasında numune de alınmadan hazırlandı­ğı; bu haliyle raporun, uyuşmazlığ­ın çözümü için yeterli olmadığı sonucuna varılmıştı­r” dedi. Danıştay, maden sahası içinden su, toprak, kayaç ve pasa örneklemel­erinin alınıp, akredite laboratuar­larca incelenmes­i sonucunda elde edilecek analiz raporları da değerlendi­rilmek suretiyle ek bir rapor hazırlanma­sına karar verdi.

İZMİRLİLER­E ÇAĞRI

Danıştay kararına dair yazılı bir basın açıklaması yapan kurumlar aynı bilirkişil­erden ek rapor alınacak olmasının kendileri açısından bir güvensizli­k oluşturduğ­unu ve buna dair itirazları mahkemeye sunacaklar­ını dile getirdiler. Kurumların açıklaması­nda, “Danıştayın bu kararı ile İzmir’in yaşamsal bir sorunu olan altın madeni işletmesin­den kurtulmanı­n yolu açılmıştır. Bunun için davaya tüm İzmirliler­in sahip çıkması gerekmekte­dir” denildi.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye