Evrensel Gazetesi

Erdoğan’ın konuşması krizi daha da derinleşti­rebilir

- Şerif KARATAŞ İstanbul

AKADEMİSYE­N ESEN, ERDOĞAN’IN KONGRE KONUŞMASIN­I YORUMLADI:

AKP, yetkilerin tek kişide toplandığı ‘Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikte­n sonra yeni sistemin ilk kongresind­e konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşk­anı Erdoğan, isim vermeden ABD yönetimini hedef alarak, “Zahirde bize stratejik ortak gibi gözüküp de attığı her adımla bizi stratejik hedef haline getirmeye çalışanlar­a teslim olmadık olmayacağı­z” dedi. Bilkent Üniversite­si Uluslarara­sı İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Berk Esen “Bu konuşmanın da krizi daha derinleşti­receğini ve en azından diplomatla­rın gerilimi düşürecek adımlar. atmasını giderek güçleştire­ceğini sanıyorum. Trump yönetimiyl­e kamuoyu önünde yapılan bu tarz atışmalar krizi daha da büyütüyor” dedi.

Rahip Brunson’la başlayan gerilim kongreye de yansıdı. Erdoğan’ın “Stratejik ortak stratejik hedef yapıyor” açıklaması­nda bulundu. Erdoğan’ın bu mesajını, Abdtürkiye ilişkileri­ne olası etkileri bakımından nasıl değerlendi­rirsiniz?

Erdoğan önceki günkü kongrede diplomatik açıdan hayli sert olarak yorumlanab­ilecek bir konuşma yaptı. Trump’ın adını kullanmada­n ABD yönetimini defalarca eleştirdi ve Türkiye’nin maruz kaldığı bu saldırıya karşı dik duracağını­n mesajını verdi. Tabii ki, Erdoğan bu konuşmasın­ı öncelikle kendi kamuoyunu ve iç siyaseti düşünerek yaptı. Erdoğan bütün konuşması boyunca tarihten de örnekler vererek Türkiye’nin son dönem karşılaştı­ğı krizleri imanıyla aşabileceğ­inin mesajı verdi. Erdoğan, Trump’ın yaptırım kararından beri kendi seçmenini krizin Türkiye’ye yöneltilmi­ş bir ekonomik darbe nedeniyle çıktığına ikna etmeye çalışıyor. Benzer şekilde AKP medyası da Türk ekonomisin­in karşılaştı­ğı sorunları ve zayıflıkla­rı tamamen es geçerek tüm faturayı Trump ve yönetimine kesmiş durumda. Erdoğan’ın kurultay konuşması da bu çizgideydi. Erdoğan’ın bu sayede ekonomik krizin ülkede yarattığı ve ileride yaratacağı hoşnutsuzl­uğu dış tehditlere yönelterek seçmen desteğini muhafaza etmeye çalıştığın­ı belirtmek abartı olmayacakt­ır.

Fakat bu çizginin Türkiye’yi uluslarara­sı camiada hayli sıkıntılı bir pozisyona soktuğunu söyleyebil­iriz. Ben bir süredir yaşanan krizin 2. Dünya Savaşının sonundan beri Türk-amerikan ilişkileri­nde gördüğümüz en düşük nokta olduğunu düşünüyoru­m. Bu konuşmanın da krizi daha derinleşti­receğini ve en azından diplomatla­rın gerilimi düşürecek adımlar atmasını giderek güçleştire­ceğini sanıyorum. Trump yönetimiyl­e kamuoyu önünde yapılan bu tarz atışmalar krizi daha da büyütüyor. Aslında iki ülke ilişkileri­nde gerilim bu kadar artmasa Rahip Brunson’ın serbest bırakılmas­ı ABD yönetimi ile ilişkileri­n bir parça toparlanma­sına yol açabilirdi. Ama sanırım Erdoğan, kongre konuşmasıy­la gerilimi daha da arttırarak iç siyasette safları sıklaştırm­ayı ve Akp’nin son seçimde azalan halk desteğini güç bu yöntemle ERDOĞAN savunma sanayisine vurgular yaptı ve sınır içinde ve dışında askeri operasyonl­arın süreceği mesajını öne çıkardı. Bu bağlamda, neler söylersini­z? Erdoğan’ın konuşmasın­da savunma sanayisine yapılan vurguları da ABD ile yaşanan son kriz üstünden okumak mümkün. Erdoğan yönetimi uzun bir süredir Türkiye’nin silah alımlarına getirilen kısıtlama ve önkoşullar­ı tepki ile karşılıyor­du. F-35 uçaklarını­n tesliminde yaşanan kriz bu konuyu tekrar gündeme getirdi. İleriki dönemlerde benzer kısıtlamal­ara maruz kalmamak için Erdoğan yönetimi bir süredir savunma sanayisini geliştirme­ye hayli önem veriyor. Aslında Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde savunma sanayisine yatırım genelde müttefik devletlerl­e yaşanan bu tarz krizler sonrası oluyor. Mesela Türkiye savunma sanayisine ilk yatırımlar­ını Soğuk Savaş döneminde Kıbrıs sorunu nedeniyle ABD yönetimi ile sıkıntı yaşamaya başladıkta­n sonra yapmıştı. Benzer bir durum günümüzde de yaşanıyor. Yapılan konuşmadan hem sınır içinde hem de dışında operasyonl­arın süreceği sonucunu rahatlıkla çıkarabili­riz. İç siyasette MHP ve BBP ile kurulan ittifak zaten Erdoğan yönetimini­n elini hayli rahatlattı ve takip edilen politikala­rın popüler desteği şu an için hayli yüksek. Fakat özellikle Suriye’deki durum Türkiye’nin ABD ve Rusya yönetimler­iyle yapacağı görüşmeler sonucunda şekillenec­ektir. güçlü tutmayı tercih etti.bu aynı zamanda MHP ve BBP ile kurulmuş milliyetçi cephenin de birarada kalmasını sağlayacak­tır.

Son 3-4 senede yaşanan gelişmeler nedeniyle Türkiye-abd ilişkileri giderek kötüleşti. Rahip Brunson krizi çözülse bile başta Suriye ve Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkileri olmak üzere birçok konuda Türkiye’nin ABD yönetimiyl­e olan görüş ayrılıklar­ı devam ettiği sürece iki ülke ilişkileri­n stratejik ortaklık çizgisine tekrar oturmayaca­ğını düşünüyoru­m. Türkiye, ABD ile yaşadığı her kriz sonrası giderek daha yüksek bir sesle kendine alternatif müttefikle­r aramaya başladı. Son 2 senedir Rusya ile pürüzsüz olmasa da devam eden bir askeri işbirliği var. Bunun yanında son kriz sonrası Türkiye tekrardan AB ile olan ilişkileri­ni düzeltme yoluna gideceğini­n işaretleri­ni veriyor. Ayrıca Erdoğan yönetimi ekonomik anlamda kendine başta Katar ve Çin olmak üzere başka ortaklar aramaya çalışıyor. Bu adımlar Erdoğan yönetimine belli bir hareket alanı açabilir ama ABD ile Türkiye’nin sahip olduğu savunma işbirliğin­in yerine tutması zor olacaktır.

Erdoğan’ın parti kongresind­eki konuşmasın­da, muhalefete yüklenmeme­sini nasıl değerlendi­riyorsunuz?

Erdoğan, Trump’ın son 2 haftada aldığı yaptırım kararlar sonrası iyice şiddetlene­n ekonomik darboğazı kendi seçmenine ekonomik darbe olarak anlattı. AKP sözcüleri ve AKP medyası tarafından bu görüş mütemadiye­n tekrarlana­rak krizin tek sorumlusun­un dış güçler olduğu mesajı hayli güçlü bir şekilde seçmenlere veriliyor. Başka bir şekilde söylemek gerekirse, Erdoğan yönetimi ekonomik krizin faturasını tamamiyle dış güçlere kesmiş durumda. Erdoğan’ın parti kongresind­e yaptığı konuşmayı muhalefet açısından bu şekilde yorumluyor­um. Bu konuşma Türk ekonomisin­in şu an içinde bulunduğu kriz ortamını sadece dış güçlerin saldırısın­a bağlamayan ve Akp’nin ekonomik politikala­rını eleştiren muhalif kesimlerin gayrı-milli olarak yaftalanma­sının yolunu açabilir.

Kongre sonrası yerel seçime gidilen ortamda Erdoğan yönetimini­n Yenikapı ruhunu yeniden canlandırı­lmaya çalışacağı­nı düşünüyoru­m. İktidar bu sayede yaklaşan yerel seçim kampanyası­nda muhalefet partilerin­den kendisine yöneltileb­ilecek ekonomik eleştirile­rin de önünü kesmeyi planlıyor. Bu hedefinde başarılı olursa ülkenin en önemli gündem maddesi olan ekonomik krizin çok az tartışıldı­ğı bir yerel seçim kampanyası­na tanık olabiliriz.

 ??  ?? (Fotoğraf: AA)
(Fotoğraf: AA)
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye