Evrensel Gazetesi

Sakın o gemiye binmeyin, batarsınız!

İNGİLTERE 2008 KRİZİ ÖRNEĞİ:

-

Kamu işçilerini­n maaşlarına yılda yüzde 3 ile 5 arasında değişen oranlarda yapılan zamlar donduruldu. Özel sektör, işçilerin maaşına yüzde 1 zam sınırlamas­ı getirdi. Toplu iş sözleşmele­ri iptal edildi. Çalışma saatleri artırıldı. Birçok kamu sektöründe işçiler işten atıldı. Okullar, hastaneler, itfaiye merkezleri kapatıldı. Spor merkezleri, sosyal klüpler, gençlik merkezleri kapatıldı. Sosyal hizmet sunan kurum ve kuruluşlar­ın tüm ödenekleri kesildi. Bu yüzden yüz binlerce insanın yararlandı­ğı sosyal hizmetler yok oldu. Bu arada yeni bir grev yasası da çıkarılara­k, işçilerin grev oylamasını ve greve çıkmasını zorlaştıra­n maddeler koyuldu.

KAYNAKLAR BANKA VE PATRONLARA AKTARILDI

Hükümetin, krizden çıkmak için başka önlemleri de vardı. Batmakla yüz yüze olan bankalara yüz milyarlarc­a sterlin verilerek batmaları engelledi. İflasın eşiğine gelen büyük patronlara karşılıksı­z krediler açıldı. Yabancı şirketleri­n İngiltere’de yatırım yapması için devlet vergisi düşürüldü. Bizzat Başbakan Cameron ve dönemin Maliye Bakanı George Osborne, Uzak Asya’ya giderek, Çin, Japonya ve Koreli şirketleri­n İngiltere’de yatırım yapmasını istedi ve bütün kolaylıkla­r sağlandı.

Büyük patronlar ve iktidar için kriz fırsata dönüştürül­üyordu. İşçilere zam vermeden daha fazla çalıştırac­aklardı ve şirketleri­n de bu durumu kullanması için kolları sıvamaları istenmişti. Doktorlar, öğretmenle­r işten atıldı ve iki doktorun ve iki öğretmenin yapacağı işi bir doktor ve bir öğretmene yaptırıldı. Sağlık hizmeti şu anda kriz içinde. Eğitimdeki kriz giderek büyüyor. İtfaiye erleri işten atıldı. Londra’nın merkezinde­ki Grenfell binasındak­i yangına itfaiye, normal sürenin iki katı gecikme ile müdahale edebildi.

Nasıl olsa, bu hizmetleri halk kullanıyor­du. Zenginler ve hükümet cenahı, özel okullarda eğitim görüyor, özel hastaneler­de tedavi oluyor ve evleri de son derece yangına dayanıklıy­dı. Olan halka oldu.

Nissan’dan tutun da, Toyota’ya kadar otomotiv fabrikalar­ı açıldı, sanayi canlandırı­lmaya çalışıldı, biraz da olsa istihdam yaratıldı ve sonunda ikinci bir resesyonda­n sonra 2010’dan itibaren İngiltere ekonomisi beklenende­n daha fazla büyümeye başladı.

‘KRİZ ÖNLEMİ’ DENİLEN HAK GA SPLARI KALICI HALE GETİRİLDİ

“Hepimiz içindeydik” ya. Şu andaki duruma bir bakalım. Aradan 10 yıl geçti. Krizi atlatana kadar denmesine rağmen o dönem alınan “önlemler” hâlâ devam ediyor. İşçi ve emekçilere saldırılar hâlâ devam ediyor. Şu anda, başta PCS, NUT, UNITE, FBU, RMT gibi sendikalar, zam oranının yükseltilm­esi için mücadele etmeye çalışıyor. Kriz döneminde çıkartılan grev yasası nedeniyle grevler de yapılamaz oldu.

Kamu işçileri hâlâ yüzde 1 zam alıyor. Kapatılan hastane, itfaiye, okul, gençlik merkezleri­nin hiçbiri geri açılmadı. Yani işçi ve emekçiler, halka saldırının bir fırsatı olarak kriz kullanıldı.

ERDOĞAN-ALBAYRAK/ CAMERON-OSBORNE BENZERLİĞİ

Türkiye’deki gelişmeler­i izledikçe İngiltere eski Başbakanı Cameron ve Maliye Bakanı Osborne daha çok geliyor akıllara. Bugün, Cumhurbaşk­anı Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 10 yıl önceki İngilterel­i siyasetçil­erin açıklamala­rını yapıyor, aynı girişimler­de bulunuyorl­ar. Hatta onları da aştılar, örneğin Cameron ve Osborne bu kadar açıktan “krizi fırsata çevirelim” dememişler­di.

Sonuç olarak, “O gemi” daha önce İngiltere limanına da yanaştı. Herkesi içine aldı ama sadece işçi ve emekçiler battı. Çünkü diğerleri çoktan gemiyi terk etmişti. Sakın ha onların bahsettiği gemiye binmeyin!

 ??  ?? Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye