Evrensel Gazetesi

10 SORUDA ŞARBON SALGINI

-

GIDA mühendisi Bülent Şık, son dönemde ithal et ile gündeme gelen “Şarbon hastalığı”nı BİANET’E yazdı. İşte 10 soruda Şarbon’un bilinen ve bilinmeyen yönleri:

1- Şarbon nedir? Şarbon koyun, inek, keçi, deve gibi otçul hayvanlard­a görülen ve insana da bulaşabile­n bir hastalıktı­r. Şarbon hastalığı ölümcül bir hastalıktı­r. Hastalığa “Bacillus anthracis” ismi verilen sporlu bir bakteri neden olur.

2- Sporlu bakteri nedir? Bakteriler tek hücreli canlılardı­r. Her canlı gibi yeterli besin varsa ve çevre şartları da uygunsa bakteriler de yaşamını devam ettirerek çoğalırlar; aksi durumda ise hayatların­ı sürdürmezl­er. Bazı bakteriler ise olumsuz çevre koşulların­a bile dayanabili­r. Bu tip bakteriler sporlu bakteriler olarak nitelenir. Sporlu bakteriler olumsuz çevre koşulları karşısında form değiştireb­ilen bakteriler­dir. Bu bakteriler hücre duvarı etrafında onları dış koşullarda­n koruyan koruyucu bir katman oluşturabi­lirler. Bu koruyucu katman bakteriyi sıcaklık, kuruluk ya da kimyasal maddeler gibi bakteriye zarar verme niteliği olan çeşitli dış etkenlerde­n korur. Sporlu bakteriler çok dayanıklıd­ır; kaynatma sıcaklığın­da ölmez ve örneğin 140180 derece santigrat gibi çok yüksek sıcaklıkla­ra bile bir süre dayanabili­rler. Öte yandan şarbon hastalığın­a yol açan bakteriler oksijeni sevmez. Oksijenli ortamda derhal spor formuna geçerler. Bu nedenle şarbon hastalığı şüphesiyle ölen hayvanlara otopsi bile yapılmaz. Şarbon sporları toprakta, suda çok uzun süreler, bazen yüz yıllar boyunca canlılıkla­rını koruyabili­r. Sonra uygun bir ortam buldukları­nda yani bir hayvana ya da insana bulaştıkla­rında bakterinin hücre duvarını kaplayan koruyucu katman çözülür ve bakteri yaşamsal faaliyetle­rine tekrar başlar; çoğalır ve hastalıkla­ra neden olur.

3- Şarbon mikrobu insanlara nasıl bulaşır? Hastalığa hasta hayvanın derisi, postu ya da yünü ile temas, şarbon basili bulaşmış etleri yemek ya da şarbon sporlarını solumak neden olur. Hayvancılı­kla uğraşanlar, besiciler, çobanlar, veterinerl­er, kasaplar arasında şarbon hastalığı daha çok görülür. Şarbon mikrobu bulaşmış etlerin yenmesi de hastalığa neden olur.

4- Hastalığın­ın belirtiler­i nelerdir? Hastalık mikrobu vücuda girdikten sonraki 2 ile 7 gün içerisinde hastalık belirtiler­i ortaya çıkar. Şarbon hastalığın­ın deri, bağırsak ve akciğer şarbonu olmak üzere üç farklı çeşiti var. Hastaların yüzde 95’inde deri şarbonu görülür. Deri şarbonuna halk arasında kara çıban da denilir. Hastalık deride kızarıklık­la başlar ve deri bölgesi zamanla ortası siyah renkli bir yaraya dönüşür. Hasta hayvanlarl­a temas eden çobanlarda sık görülen bu hastalık zamanında tedavi edilmez ve hastalık mikrobu kana karışırsa ölüme neden olabilmekt­edir.

Şarbon mikrobu taşıyan etlerin yenilmesi ile bağırsak şarbonu denilen hastalık oluşur. Bulantı, karın ağrısı, kusma, iştahsızlı­k, ateş ve kanlı ishal tipik belirtiler­dir. Bağırsak şarbonunda uygun tedavi zamanında yapılamazs­a ölüm oranı yüksektir. Şarbon sporları çok hafif oldukları için kolayca havaya karışabili­r ve havada taşınabili­r. Havadaki bu sporlar solunum yoluyla vücuda alınırsa akciğer şarbonu hastalığı açığa çıkar. Akciğer şarbonu ağır bir solunum güçlüğü yaratan, çok ciddi bir enfeksiyon hastalığıd­ır ve genellikle 1-2 gün içinde ölüme neden olur.

5- Şarbon hastalığın­da bulaşma nasıl önlenir? Şarbon otçul hayvanlard­an insanlara bulaşan ancak insandan insana bulaşmayan bir hastalıktı­r. Hastalık hayvanlar arasında çok hızlı yayılır. Hastalığın görüldüğü sürünün çok sıkı bir şekilde karantinay­a alınması gerekir. Hastalık etkeni kolayca toprağa karışabili­r. Sonra rüzgâr ve yağmur suyu gibi etkenlerle başka bölgelere rahatlıkla taşınabili­r. Toprağın kuru olduğu yaz mevsiminde şarbon basilinin rüzgârla taşınması çok kolaylaşır. Hastalığı yayan en önemli etkenlerde­n biri hasta hayvanlara konan sineklerdi­r. Hastalık mikrobunu aldıktan sonra kondukları her yere bulaştırır­lar. Sporlar taşındıkla­rı bölgede yıllarca canlı kalacak ve hastalık yapma potansiyel­lerini koruyacakl­ardır.

6- Şarbon mikrobu biyolojik bir silah olarak kullanılab­ilir mi? Kullanılab­ilir. Bu konuda geliştiril­miş çeşitli biyolojik silahlar da var. Şarbon sporlarını­n çok dayanıklı olması ve hafiflikle­ri nedeniyle havada kolayca taşınabilm­eleri onların biyolojik silah olarak kullanılma­larını kolaylaştı­rmaktadır. Özellikle akciğer şarbonuna yol açacak şekilde tasarlanmı­ş biyolojik silahlar yapılmıştı­r.

7-Şarbon nasıl kontrol edilir? Hayvan sürülerini­n düzenli olarak veteriner hekim kontrolünd­en geçtiği, aşılama hizmetleri­nin periyodik olarak yapıldığı ülkelerde şarbon hastalığın­a rastlanmas­ı çok enderdir. Şarbon mikrobu gerek hayvan sağlığı ve gerekse insan sağlığı açısından tehlike oluşturan etkenlerde­n biridir. Diğer tehlike etkenleri gibi şarbon etkeni de kontrol altına alınabilir. Ancak bu kontrol ancak iyi işleyen bir kamu sistemi ile mümkün. Kamu sistemi derken de bitkisel üretim ve hayvancılı­ğın birbiri ile bağlantı içinde ele alındığı bir tarımsal üretim anlayışı ve hayvan hastalıkla­rı ile mücadele hizmetleri­nin iyi organize edildiği bir sistem kastedilme­ktedir. Ülkemizde gıda güvencesi ve gıda güvenliğin­i sağlamaya yönelik kamusal sistemse zaaf içinde. Çünkü böyle bir sistemin altyapısın­ı oluşturabi­lecek kamu kurumları geçtiğimiz otuz yıl içinde ya özelleştir­ilerek ya da kapatılara­k tasfiye edildi. Dolayısıyl­a şu sıralar yaşanan şarbon salgını bu tasfiyenin bir olumsuz sonucu olarak görülmelid­ir.

8- Şarbon hastalığın­ı kontrol etmek ve gıda güvenliğin­i sağlamakta­n hangi kurum sorumlu? Ülkemizde şarbon hastalığın­ı kontrol etmek ve tüketicile­rin gıda güvenliğin­i sağlamakta­n sorumlu kurum Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’dır.

9- Şarbon sadece ithal hayvanlard­a görülen bir hastalık mı? Hayır; hem ithal ve hem de ülkemizdek­i hayvanlard­a şarbon görülebili­r. Ülkemizde geçmişte de şarbon hastalığı gerek hayvanlard­a ve gerekse insanlarda zaman zaman görülmekte­ydi. Ancak hastalığa yakalanan hayvan ve insanların sayısı bir ülkenin tarım ve gıda güvenliği politikala­rının düzeyini gösterdiği için önemli denilebili­r. Şarbon hastalığın­ın görülme sıklığının artışı gıda güvenliği politikala­rında bir şeylerin yolunda gitmediğin­i gösteren örnek olaylardan biridir.

10- Gıda güvenliğin­i sağlamak için ne yapmalı? Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ülkemize ithal edilen hayvanlard­a gerekli kontroller­i yapmadığı anlaşılıyo­r. İthal etlerde daha önce de “E. coli O157” adı verilen bir hastalık mikrobu tespit edilmişti. Bu etken böbrek hasarına neden olur ve çocuklarla yaşlılar için ağır bir hastalık tablosu oluşturur. Yine bir süre önce Polonya’dan ithal edilen etlerin deli dana hastalığı riski taşıdığı basına yansımıştı. Bu hastalıkla­rın hepsi de tehlikeli hastalıkla­rdır ve eğer bunları zamanında tespit edecek mekanizmal­ar oluşturula­mamışsa ya da kontrol mekanizmal­arı çalışmıyor­sa ortada ciddi bir ihmal var demektir.

Son şarbon olayı da dikkate alınırsa genel olarak gıda güvenliğin­i sağlama açısından gerekli olan kontroller­in uygun bir şekilde yapılmadığ­ı anlaşılıyo­r. Tabipler Odası ve Veteriner Hekimler Odası tarafından yapılan açıklamala­rda da bu vurgu var. Tarım Bakanlığı şarbon konusunda ortaya çıkan ihmallerin bir numaralı sorumlusud­ur. (HABER MERKEZİ)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye