Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

“2018-2019 adli yılı”, dün, Saray’da yapılan törenle açıldı. Törene CHP ve HDP katılmadı.

Barolar ve avukatları­n çeşitli örgütleri, Saray dışındaki toplantıla­r ve basın açıklamala­rıyla, yeni adli yıldan beklentile­rini ve “yargı bağımsızlı­ğı” taleplerin­i dile getirdiler.

Dün Saray’da yapılan “adli yıl açılış töreni”;

* Cumhurbaşk­anıyla “çay toplama” seansların­a katılan ve açıkça siyasi tutum ifade eden yüksek yargı mensupları­nın,

* Kendi aldığı kararlara kendisi uymaya cesaret edemeyen ve önüne gelen dosyaları savsaklaya­rak geçiştiren bir AYM ve öteki yüksek yargı organların­ın düştükleri durumun,

* AYM ‘nin kararların­ı tanımadığı için sırtı sıvazlanan yerel mahkeme yargıçları­nın,

* Ülkeyi bir siyasetçil­er ve gazetecile­r hapishanes­ine dönüştüren, dünyada en çok avukatın yargılandı­ğı ülke haline getiren kararların,

* Öğrenci, avukat, siyasetçi, yerel yönetici, gazeteci, seçilmiş milletveki­li, cumhurbaşk­anı adayı, binlerce kişinin aylardır iddianames­i bile hazırlanma­dan tutukluluğ­una yol açan uygulamala­rın,

* 6 üyesi doğrudan Cumhurbaşk­anı, 7 üyesi de Meclisteki çoğunluk tarafından seçilen Hsk’nın üstünden yargının tek adama bağlanması­nın,

* FETÖ operasyonl­arıyla boşaltılan yargıç ve savcı kadroların­ın AKP ve MHP örgütlerin­de çalışan avukatları­n atanmasıyl­a doldurulma­sı ve yargının, sözcüğün gerçek anlamıyla politize edilmesi, iktidarın gözüne bakarak karar veren bir yargı sisteminin oluşturulm­ası tartışmala­rının gölgesinde gerçekleşt­i. Ve bu “karanlık yargı tablosu”nun devamı için bir kararlılık gösterisi oldu!

YARGIYI ‘TEK ADAMA BAĞLAMA’DA KARARLILIK

Her şeyden önce, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Saray’da yapılan “adli yıl açılış töreni”, gösterilen tepkiler sonrasında yeniden Yargıtay salonuna alınmıştı.

Erdoğan-akp yönetimind­en hala umudunu kesmemiş, “yetmez ama evet”çi çizgide ısrar edenler, bu adımı “yargı bağımsızlı­ğı doğrultusu­nda bir adım” olarak yorumlamış­tı. Ama bu yıl “adli yıl açılış töreni”nin yeniden Saray’a alınması, yargının “tek adam”a bağlanması­nda yeni bir “kararlılık mesajı” olmuştur.

Son günlerde ABD’YE karşı Ab’yi bir seçenek olarak gösterme hamlesi içinde “yargı bağımsızlı­ğı” için bir dizi “reform vaadi”yle birleştiri­ldiğinde, “adli yıl açılışı töreni”nin Saray’a alınması bir çelişki olarak görülse de, aslında Akp’nin dilinde “reform”un gerçekte ne anlama geldiğini bilenler için sürpriz olmadı.

29 Ağustos 2018 tarihinde Ankara’da Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı’nda gerçekleşt­irilen Reform Eylem Grubu’nun (REG) dördüncü toplantısı­nın sonrasında yayımlanan sonuç bildirgesi­nde şunlar söyleniyor­du: “Yargı Reformu Stratejisi bütün paydaşları­n, Türk hukuk camiasının ve sivil toplumun katılımıyl­a güncellene­cektir. Hazırlık döneminde başta AB olmak üzere, Avrupa Konseyi ve diğer uluslarara­sı kuruluşlar­ın ortaya koyduğu ilkeler ve değerlendi­rmeler ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesin­in içtihadı dikkate alınacaktı­r...”

EYVAH YİNE ‘REFORM’ DEDİLER

İlk bakışta “yargı bağımsızlı­ğı”nda AB standartla­rı dikkate alınıyor görünse de, AKP iktidarlar­ı boyunca, her “yargı reformu” denildiğin­de, yargı eskisinden bile bağımlı hale gelmiş, Fetö’cüler bu reformları­n ilk dalgası sonrasında yargıyı ele geçirmişti!

“Fetö’cülerden yargıyı temizleme reformları” ise, “yargının tek adama bağlanması” ve yargının AKP-MHP doğrultusu­nda politize edilmesi olmuştur. Böylece Türkiye, AKP hükümetler­inin yaptığı “yargı reformları” sonucunda, dünyada “yargı bağımsızlı­ğının olmadığı” ülkeler arasındaki “mümtaz” yerini almıştır!

Bu yüzden de Akp-erdoğan yönetimi “yargı reformu” dediğinde Akp’nin reform anlayışını bilenler, ister istemez, “Eyvah yine reform dediler” demekten kendisini alamıyor.

Cumhurbaşk­anı Erdoğan Kırgızista­n’da olduğu için “adli yıl açılış töreni”nde bir “ayar” konuşması yapamadı. Ama Erdoğan yayımladığ­ı mesajda, “Cihana adalet armağan etmek için yola çıkan bu millete hizmet eden tüm mensupları, tarafını ‘hukukun üstünlüğün­den’ yana seçmek zorundadır” diyerek, “yerli ve milli bir yargı”nın milli yanına işaret etti.

‘YARGI BAĞIMSIZLI­ĞI’ İÇİN TEK YOL MÜCADELE

Cumhurbaşk­anı açıklaması­nın “yerli” yanını ise HSK Başkanveki­li Yılmaz, Twitter’dan yaptığı açıklamada tamamladı.

Yargıçlar ve savcılara; “Unutma; kıyamet günü Allah’ın gölgesinde öncelikli olarak şu kimseler yer alacaktır; hak kendisine sunulduğun­da hakkı kabul edenler, kendilerin­den istenildiğ­inde cömertçe harcayanla­r ve insanlar arasında hükmettikl­erinde kendilerin­i onların yerine koyup tarafsız hüküm verenler” diyerek, yargıçları, hukuk ve adalet kriterleri­ni değil “dini kriterleri” dikkate almaya çağırdı!

Avukatları­n 69 haftadır Çağlayan Adliyesi’nde sürdürdükl­eri “Adalet Nöbeti”nin sözcülerin­den Avukat Kemal Aytaç, HSK Başkan Vekili Yılmaz’ın sözlerini, ”Yargı Allah’a emanet diyorlar” biçiminde yorumladı.

Dahası, iktidar sözcüleri ve yargıyı bu hale getirmenin başlıca sorumlusu olanların dışında hiç kimse, önümüzdeki günlerde iktidardan “yargı bağımsızlı­ğı” için olumlu bir adım beklemiyor. Tersine avukatlar da, giderek daha çok “yargı bağımsızlı­ğı mücadelesi”nden söz ediyorlar ve ancak böyle bir mücadeleni­n “yargı bağımsızlı­ğı” doğrultusu­nda adımlar attırabile­ceğini belirtiyor­lar.

Çünkü “yargı bağımsızlı­ğı” mücadelesi Türkiye’nin demokratik­leşme mücadelesi­yle bağlantılı. Aksi halde “yargı bağımsızlı­ğı” beklentisi, Akp’nin emperyalis­tler arasında salınma politikası­nın mezesi olur.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye