Hocamızı tutuklayacaklar mı, bizi alacaklar mı kaygısı olmadan...
KARABURUN EKONOMİ POLİTİK OKULU 1-4 EYLÜL TARİHLERİ ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Bu yıl 13. kez düzenlenecek olan Karaburun Sosyal Bilimler Kongresi’nin hemen öncesinde yapılan Karaburun Ekonomi Politik Okulu 1 Eylül’de derslere başladı. Ekonomi Politik Okulu, bugün yapılacak sunumlarla sona erecek.
Ekonomi Politik Okuluna daha çok üniversitelerin lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri katılım gösterdi. Okula ilk kez katılanlardan Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğrencisi Gülnihal Koç, üniversitelerde tartışma ortamına duyulan ihtiyacın alternatif programlarla karşılanmaya çalışıldığını söyledi. “Mevcut sistemin dışında güvenebileceğiniz, bilgi alabileceğiniz bir ortamın bulunması oldukça güç” diyen Koç, böylesi platformların önemine dikkat çekti. Koç, “Sosyal Bilimler Kongresi’nde program içeriği, her yıl cevaplanması istenen sorular üzerinden oluşturuluyor” derken, Türkiye’nin her yerinden gelen katılımcılarla birlikte gerçekleştirilen bilgi üretimi ve deneyim aktarımının geliştirici özellikte olduğunu söyledi.
TARTIŞMA ORTAMINA HASRET KALDILAR
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden gelerek derslere katılan bir arkadaş grubu da; hocalarının ihraç edildiği günden bu yana tartışma ortamlarını özlediklerini dile getirdi. Uluslararası İlişkiler Bölümünden bir öğrenci, demokrat hocaların ihraç edilmesinden sonra alternatif arayışlara yöneldiklerini belirterek, Ekonomi Politik Okulu’nda konuşmacıların aktivist ve akademisyen olmalarından dolayı tartışmaların daha da zenginleştiğini ifade etti. Öğrenciler sunumlarda ifade özgürlüğünün de çarpıcı olduğunu dile getirdiler.
İhraç edilen akademisyenlerin akademi dışında da varlık göstermesi, kongreye katılan bütün öğrencilerin ortak temennisi.
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünden bir öğrenci bunun güncel siyasette de karşılığı olduğunu söyleyerek, “Onlar anlatmayı bizler ise dinlemeyi bırakmıyoruz” dedi. Akademinin fiziksel bir mekana sıkıştırılamayacağına vurgu yapan öğrenci, ”Son iki senedir Dinçer Hoca’yı (Dinçer Demirkent) yanında polis olmadan görmedik” hatırlatması yaparak, “Hocamızı tutuklayacaklar mı, bizi alacaklar mı kaygısı olmadan tartışmaya ihtiyacımız var” diye konuştu. (İZMIR/EVRENSEL) yerine dereceler ile açıkladığını aktaran Koşar, son olarak toplumun çeşitli toplumsal düzeylerin üst üste eklenmesi ile oluştuğunu ileri süren yapısalcı teoriyi eleştirdi.
Yapısalcı teorinin ideolojik ve siyasal düzeylere dayanarak oldukça geniş tanımladığı bir orta sınıf olduğunu belirten Koşar, toplumun bir orta sınıf toplumu olamayacağını çeşitli hizmet sektörlerinin ve üretken olmayan emek olarak nitelenen emeğin de işçi sınıfını oluşturduğunu söyledi.
İKİNCİ GÜN
Oturumun ikinci gününü Dijital Emek tartışmaları ile Diyar Saraçoğlu devraldı. Maddi olmayan emek üzerine değerlendirmelerde bulunan Saraçoğlu, Fuchs’un dijital sömürü analizini açıkladı. Fuchs’un sosyal medya kullanıcılarının emeğinin internete kendi kişisel bilgilerini girmeleri ve bunların şirketlere satılmak amacı ile sosyal medya kuruluşlarına kâr kazandırdığını söylediğini anlatan Saraçoğlu, dolayısıyla Fuchs’un sınırsız bir sömürüden bahsettiğini anlattı. Saraçoğlu tartışmanın devamında Ursula Huws’un Fuchs’a karşı çıkarak kârın kaynağını hedefli reklamcılıkta, rantta aradığını belirtti.