KRİZ, TEK BAŞINA İŞTEN ÇIKARMA GEREKÇESİ OLAMAZ
EKONOMİK kriz dönemlerinde patronlar, krizi gerekçe gösterip işçileri tek tek ya da toplu olarak işten çıkarabiliyor. Ancak iş güvencesi kapsamında olan işçiler için ekonomik kriz tek başına işten çıkarma gerekçesi olamaz. Yargıtay kararları ışığında söyleyecek olursak: U Ülke veya sektör düzeyinde krizin olması yeterli değildir, krizin işletmenin kendisini etkileyip etkilemediğine bakılır. U Krizin işletmeyi ne ölçüde etkilediği de önemlidir. Bu etki; kısa süreli, geçici ve hafif ise geçerli bir işten çıkarma gerekçesinden söz edilemez. U İşletmenin krizden esaslı bir biçimde etkilenmesi de tek başına yetmez. Bu etki sonucunda istihdam fazlasının doğmuş olması gerekir. U Üç koşul mevcut olsa bile işten çıkarmaya “son çare” olarak başvurulmalıdır. Krizin etkilerini işten çıkarma dışında önlemlerle bertaraf etmek mümkünse bu önlemler uygulanmalıdır. Örneğin işten çıkarma yerine önce fazla mesailere son verme, işçilere izinlerinin kullandırılması, kısa çalışma gibi önlemlere başvurulmalıdır. Buna rağmen işten çıkarma hâlâ zorunlu ise işveren, çıkaracağı işçileri başka bir işyerinde çalıştırma olanağı olup olmadığını araştırmalıdır. Bu kurallara aykırı biçimde kriz gerekçe gösterilerek işten çıkarılan ve iş güvencesi kapsamında olan işçiler (En az 30 işçinin çalıştığı işyerinde en az 6 ay kıdemi olup, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler), işten çıkarılmalarını takip eden 30 gün içinde ara bulucuya başvurarak işe iadelerini talep edebilir. Ancak yasal süreci başlatmadan önce bir avukata danışmakta yarar var.