Zirvenin ardından İdlib’i vurdular
Tahran zirvesinin ardından, Suriye ve Rusya cihatçıların kontrolündeki İdlib’e saldırı düzenledi. Zirveyi değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise İdlib'deki Türk askerlerinin Rusya ve İran'ın saldırılarının önlenmesi için garanti olduğunu belirtti. Rusya ve Suriye Savaş uçakları, cihatçıların kontrolündeki vilayette varil bombaları kullandı. Suriye ordusu, Hama’nın kuzeyinden İdlib’e doğru top atışı düzenledi. Reuters haber ajansı Idlib’deki Abdeen kasabasında üç sivilin hayatını kaybettiğini söyledi.
KALIN’DAN İDLİB YAZISI: TÜRK ASKERLERİ VARKEN VURAMAZLAR
Tahran’da üçlü zirve sonrası, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Daily Sabah gazetesinde “İdlib Çıkmazı: Uluslararası Sistemin Yeni Sınavı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Kalın, “İdlib’e yönelik herhangi bir saldırı ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmeyecek” ifadelerinin kullanarak, “Bu, Esed rejiminin ahlaksız bir zaferi olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin asker varlığının Rusya ve Suriye’nin İdlib’i vurmasına engel olacağını belirten Kalın, şunları kaydetti: “Üç garantör ülke olan Türkiye, Rusya ve İran burada askeri gözlem noktaları kurdu. Türkiye’nin 12 gözlem noktası bulunuyor. Türk askerlerinin varlığı, muhtemel bir saldırıyı önlemenin tek garantisi. Zira Rus savaş uçakları ve rejim kara kuvvetleri, Türk askerleri oradayken bir saldırı gerçekleştirmeyi göze alamaz.”
RUSYA: ÖNEMLİ BİR UZLAŞMA OLDU
Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Sergey Jeleznyak, Rusya, İran ve Türkiye liderlerinin Tahran’da gerçekleştirdikleri üçlü zirvenin sonuçlarını, basın dairesi üzerinden değerlendirdi.
Açıklamada, “Rusya, İran ve Türkiye liderlerinin 3. zirvesi çok yapıcı geçti ve İdlib’deki teröristlerin yuvasının nihai olarak yok edilmesi konusunun bu kadar önem kazandığı bu kırılma noktasında Suriye çözümünün garantör ülkeleri arasında en önemli uzlaşma oldu. Zirvenin önemli bir sonucu, başta Suriye’deki varlıklarının yasa dışı olduğu herkes tarafından kabul edilen ABD ve uydu devletleri tarafından olmak üzere, egemen Suriye’ye yönelik her türlü provokasyonun ve dış baskının yapılmasının kabul edilemezliği konusundaki ortak anlayış oldu” ifadelerine yer verildi. (HABER MERKEZİ)