ÇOCUKLUK DÖNEMİ AŞILARI ZORUNLU OLMALI
KENDİSİ de aile hekimi olan Güngör, aşıyı reddeden ailelerle de bu süreçte karşılaşmış. Neden reddettiklerini sorduklarında aileler içeriğindeki civa, aliminyum gibi maddeleri neden olarak göstermiş. Aileleri ikna etmeye çalıştıklarını ifade eden Güngör, “Bu maddelerin doğal ortamda da bulunduğunu, zararlı etkilerine rastlanılmadığını, aşılarda çok az bulunduğunu, bu maddeler teorik olarak zararlı gruba girdiği için aşı üretiminden çıkarılmaya çalışıldığını, yeni aşılarda özellikle civa gibi koruyucuların olmadığını kendilerine anlattık. Israrla aşı yaptırmadılar. Biz de
sisteminin zayıflığı, kanser nedeniyle bağışıklık sistemi baskılandığı için aşı olamayanların ve yoksulluk nedeniyle aşıya ulaşılamayan kesimlerin de hastalanmasına neden olabileceklerine dikkat çekti. Güngör, aşının modern tıbbın geliştirdiği en önemli koruyucu önlemlerden biri olduğunu belirterek tedavi edici özelliğine de dikkat çekti.güngör, “Aşı olduğumuzda hasta olmayarak o mikrobun hem vücudumuzda yaşamasını engelliyoruz aynı zamanda insandan insana bulaşmasını da ortadan kaldırıyoruz. Hem kendimizi hem toplumdaki herkesi koruyoruz. Böylesine önemli bir uygulama” dedi. Aşılanma oranlarının düşük olduğu başka ülkelerdeki salgın hastalıklara dikkat çeken Güngör, tüm dünyada ulaşımın hızlanması, seyahatlerin artması ile hasta kişilerle temasların bir mikrobun dünyaya yayılmasını daha fazla hızlandırabildiğini ve hastalanma oranının daha yüksek olabildiğini söyledi. Dünyada hergün 13 kızamık hastası çocuk ortaya çıktığını belirten Güngör, aşılanma oranı düştükçe bunun artacağını, aşılı bölgelerde de bu hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabileceğini Sağlık Bakanlığı’na bildirdik. Bu tür durumlarda Sağlık Bakanlığı dava açıyor ailelere. Ancak bu davalar Anayasa Mahkemesinde reddediliyor. Çünkü yasalar bu aşıları zorunlu tutmuyor.” Nisan ayında Meclise konuya ilişkin yasa değişikliği taslağı sunduklarını belirten Güngör, yasada çocukluk döneminde yapılması gereken aşıların zorunlu hale getirilmesini ve çocuğunu aşı yaptırmaktan imtina eden kişilerin cezalandırılmasına yönelik değişiklikleri gündeme getirdiklerini söyledi. Güngör, bu yasa değişikliğinin acilen yapılması gerektiğini ifade etti.
söyledi. Aşı yaptırmayanların omuzlarında toplum sağlığına karşı bir vebal olduğunu ve sorumluluklarını hatırlatan Güngör, “Bu kişilerin aşı yaptırma olanağı olmayan kişilerin sağlıklarını koruma görevleri var” dedi.
‘AŞI YAPTIRMAYANLAR CEZALANDIRILMALI’
Aşı yaptırmayan ailelerin aşı yaptıranlara güvenerek çocuklarının sağlığını koruduklarını kaydeden Güngör, kendileri gibi davrananlar arttıkça birkaç yılda reddedenlerin 50 bine çıkabileceğini ve bunun da büyük bir risk olduğunu vurguladı. Güngör, “Diğer çocuklar aşılı ve mikrobun toplum içinde yayılmasını engelliyor. Dolayısıyla “bizim çocuğumuza da mikrop bulaşmadığından bulaşma olmayacak” diye düşünüyorlar. Aşıyı reddedenlerin her geçen gün arttığını izledik son 6 yılda. Bu bir bencillik. Kendi çocukları için zarar görmesin diye başkalarının sağladığı bu bağışıklıktan yararlanmak sorumsuzluk ayrıca. Bu kişilerin cezalandırılması toplumsal sorumluluğu yerine getirmek adına önemli”