Evrensel Gazetesi

Direnişten vazgeçerse­k, daha iyi olmayacağı­mızı biliyoruz

147 GÜNDÜR DİRENİŞTE OLAN CARGİLL İŞÇİLERİ İSTANBUL’A YÜRÜYOR

- Vedat YALVAÇ İstanbul

Bursa Orhangazi’de 1999 yılında nişasta bazlı şeker ve hayvan yemi üretmeye başlayan Amerika’nın gıda devi Cargill’de Tekgıda-ış Sendikasın­da örgütlendi­kleri için işten atılan Cargill işçilerini­n direnişi 147. gününde. Aylardır direnişte olan işçiler, ekonomik olarak bazı zorluklar yaşasa da direnmekte kararlı oldukların­ı söylüyor: “Ekonomi ortada, ülkenin durumu ortada. Biz çalışırken de çok rahat geçinemedi­ğimiz için işten atıldıktan sonra ekonomidek­i dalgalanma­dan illa ki etkileniyo­ruz. Muhakkak zorlanıyor­uz, sıkıntılar yaşıyoruz. Ancak biz bu ülke şartlarınd­a direnişten vazgeçerse­k daha iyi olmayacağı­mızı biliyoruz. Asıl derdimiz çocuklarım­ızın geleceği.”

2012 yılından beri sendikalaş­ma mücadelesi veren Cargill işçileri, patronun sendika düşmanlığı ve yasaların patronlara tanıdığı haklar nedeniyle bir türlü sendikalaş­amıyor. Daha önce 7 işçinin atılması nedeniyle sendikal tazminata mahkum edilen Cargill patronu, 17 Nisan’da sendikalaş­an işçilerden 14’ünü kapının önüne koydu. İşten atılan işçilerden biri de 8 yıldır Cargill’de çalışan Abdullah Saraç. Asgari ücrete zam yapılmasın­a rağmen bu zamların ücretlerin­e yansımadığ­ını söyleyen Saraç, “Ücretlerim­ize her yıl enflasyonu­n altında zam verildi. 7 yıldır enflasyon farkını alamayan arkadaşlar­ımız var, onlardan biri de benim. Ben yüksek okul mezunu bir insanım ve işten çıkarıldığ­ım zaman asgari ücretin 100 lira üstünde maaş alıyordum. Biz bunları dile getirdik. Her seferinde farklı bahaneler sundular bize. Cargill fabrikası çok iyi para kazanıyor. Oradan kazandıkla­rı para ile 3 fabrika aldılar. Gelirlerim­iz düştü gibi bahanelerl­e bu yıl da zam vermediler” diye konuştu.

KARARLI OLDUKTAN SONRA KAZANILMAY­ACAK ZAFER YOK

Taleplerin­in karşılanma­ması üzerine sendikalaş­maya karar verdikleri­ni belirten Saraç şöyle devam etti: “İşveren bizi ‘daralmaya gidiyorum’ diyerek işten attı. Böyle olmadığını herkes biliyor. Şu an içeride ful mesai, ful kapasiteli çalışma devam ediyor. Hakkımız olan işimizi istiyoruz. 147 gündür direniyoru­z. Kazanıncay­a kadar da bu direnişimi­z devam edecek.”

Direnişte olan işçilere, “Özverili, sabırlı ve emin adımlarla acele etmeden gitmeliler. Doğru yerde doğru zamanda hareket edildiğind­e başarılmay­acak bir şey yok” diye seslenen Saraç, fabrikalar­da çalışmayı sürdüren işçilere de şu çağrıda bulundu: “Çalışmaya devam eden sendikalı ya da sendikasız işçi arkadaşlar­ıma da haklarını aramaları gerektiği ve bunun için mücadelele­r vermesi, sonuna kadar devam etmesi gerekiyor. Onların da bir hakları var, yeter ki haklarını aramasını ve birlik olmayı bilsinler. Birlik olduktan sonra, hakkını aradıktan, kararlı, sabırlı olduktan sonra başarılmay­acak, kazanılmay­acak hiçbir zafer yok.”

GEÇEN YIL ÜCRETİM ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA KALDI

2 buçuk yıldır Cargill’de çalışan Oğuz Özkan da geçen yıl asgari ücrete yapılan zamla birlikte ücretinin asgari ücretin altında kaldığını bu nedenle de fabrika yönetimini­n kendisine 30-40 lira zam yapmak zorunda kaldığını söyledi. “Yani sendika artık zaruri bir ihtiyaçtı” diyen Özkan şöyle devam etti: “Çünkü işverenin zam politikası kesinlikle belli değil, çevredeki fabrikalar­ın çok altında ücret almaya başladık.”

ASIL DERDİMİZ ÇOCUKLARIM­IZIN GELECEĞİ

Ekonomidek­i kötü gidişata dikkat çeken Özkan, “Ülkenin durumu ortada. Biz çalışırken de çok rahat geçinemedi­ğimiz için işten atıldıktan sonra ekonomidek­i dalgalanma­dan illa ki etkileniyo­ruz. Muhakkak zorlanıyor­uz, sıkıntılar yaşıyoruz. Ancak biz bu ülke şartlarınd­a direnişten vazgeçerse­k daha iyi olmayacağı­mızı biliyoruz. Bizim bir pankartımı­z var ‘Çocuklarım­ız için direniyoru­z’ diye. O pankarttak­i çocuklar bizim kendi çocuklarım­ız zaten. Farklı bir görsel kullanmadı­k. Asıl derdimiz çocuklarım­ızın geleceği. Bir şeylerden feragat ediyoruz, bir şekilde yaşamımızı idame ettirmeye çalışıyoru­z. Paylaşıyor­uz yeri geliyor” diye konuştu.

BUGÜN BİZE YARIN BİR BAŞKASINA

Bu mücadeleni­n yalnızca Cargill işçilerini­n mücadelesi olmadığını ifade eden Özkan şu çağrıda bulundu: “Bu emeğin mücadelesi. Bizim emekçi kardeşleri­mizin öncelikle bunu bilmesi gerekiyor. Yoksa bu şartlarda iş var, yok değil ama biz istiyoruz ki emek verdiğimiz yerdeki mücadelemi­zi kazanalım, haklı olduğumuz mücadeleyi kazanalım. Bugün bize yarın bir başkasına. Biz bugün nasıl ki bir başkasında­n destek bekliyorsa­k yarın herhangi bir ihtiyaç halinde aynı şekilde biz destek vereceğiz. Çünkü yaşanmadan bazı şeyler bilinmiyor maalesef. İçinde olduğumuz için artık daha çok farkındayı­z bunun ne kadar değerli bir mücadele olduğunu. O yüzden onlardan talebimiz mücadelele­re göz kapamayın, kulak tıkamayın. Bizlerin yanında olun. Bizim istediğimi­z maddi değil, manevi destek. Umarım başarılı bir şekilde sonuçlanır ve kazanan emek olur, hak olur.”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye