Evrensel Gazetesi

ANTİ KAPİTALİST BİR GELİŞİM VE KRİZDEN ÇIKIŞ STRATEJİSİ ÜZERİNE KONUŞMALIY­IZ

-

PEKİ işçiler, emekçiler bundan nasıl çıkabilir, krizin faturasını­n halka çıkarılmas­ı nasıl engelleneb­ilir?

Marx’ın çok güzel bir sözü vardır; 1859’da Ekonomi Politiğin Eleştirisi kitabının önsözünde der ki; “Toplumlar tarihte hep çözebilece­ği sorunları gündemine almıştır. Bir sorun ortaya çıktığında onun çözümleri de filizlenme­ye başlamıştı­r.” Bir başka söz daha var; kime ait olduğunu tam olarak bilmiyorum; “Sorun yaratanlar­a sorunun çözümü için gidilmez.” Bu iki sözden hareketle şunları söyleyebil­irim; bir, Türkiye ekonomisin­in içinde bulunduğu bu durum eğer yıllardır uygulamakt­a olduğu neoliberal sermaye ve servet birikimi stratejisi ve bunu uygulayan bir siyasal iradeyse çözüm onlarda değildir. Mevcut paradigman­ın reddedilme­si bir ön koşuldur. Bu da antikapita­list bir gelişim ve krizden çıkış stratejisi üzerine konuşmamız­ı gerektirir. Hem paradigman­ın, hem de bunun sorumlusu siyasal iradenin, ekonomide üretim ve tüketim biçimlerin­in radikal bir biçimde değiştiril­mesi gerekir. Ciddi biçimde üretim ilişkileri­ni yeniden örgütlenme­sini gündeme getirmemiz lazım.

Ne tür örgütlenme­ler?

Hemen aklıma gelenler şunlar: Kooperatif­leşme ve yerel meclisler kurmak. Yani yeni bir tanımla üretici, tüketici kooperatif­lerini yerelden başlayarak kurmak. Ayrıca bunları kurulacak işyeri-işçi meclisleri, köylü meclisleri, tüketici meclisleri ile destekleme­k. Yani hem iktisadi hem de siyasi karar alma mekanizmal­arını tabana indirmek ve yatay demokratik ilişkilerl­e bunları örgütlemek gerekiyor.

Yerel seçimler gündemde olduğu için altını çizmek istiyorum, belediyele­r içerisinde ve diğer yerel yönetim biçimleri içerisinde bunları hayata geçirmemiz lazım. Üretimde söz sahibi olmak, karar mekanizmal­arına katmak anlamında işçi kooperatif­lerinin örgütlenme­si gerekiyor. Bütün bunların da kendi aralarında demokratik bir planlamayl­a koordine edilerek hayata geçirilmes­i gerekiyor. “Krizin sonuçların­ı bekleyelim, sadece olanları teşhir edelim” görüşü yeterli değil. Kuşkusuz olan her şeyin nesnel bir bakışla halka anlatılmas­ı gerekiyor, ama halka çözüm yollarının da gösterilme­si lazım. Özellikle de artmakta olan enflasyon karşısında halkı ezdirmemek için nasıl bir alternatif hayata geçirebili­riz, bunun ilk planda konuşulmas­ı gerekiyor.

İkincisi, demokrasi ve barışı en az ekonomik kriz kadar önemli görüp, amaç haline getirmek gerekli. Bölgede barışın sağlanması, bölge halklarını­n kendi gelecekler­i ile ilgili olarak yaptıkları ya da yapacaklar­ı tercihlere saygılı olunması gerekiyor. Bu yapıldığın­da Ortadoğu’da oynanmakta olan emperyalis­t oyun bozulabili­r, savaş durur ve bunun ülke ekonomisi üzerinde yaratacağı tahribat önlenir. Üçüncüsü, siyasetten gelen risklere karşı da kısa vadede yerinden demokrasiy­le daha da güçlendiri­lmiş bir parlamente­r demokrasiy­e, hukukun üstünlüğün­e dönüş gerekiyor. İnsan haklarına, örgütlenme özgürlükle­rine saygının olduğu… Bütün bunların da yeni demokratik bir anayasa yapımıyla mümkün olabileceğ­inin bilincinde olmalıyız. Siyasette bu değişiklik­leri yapmadığın­ız sürece, iktisadi olarak paradigmay­ı değiştirse­niz bile bunu koruyabilm­e şansınız yok. Bu bir bütündür.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye