ANTİEMPERYALİST SÖYLEM SEÇMENE ETKİ İÇİN
ERDOĞAN ve yönetimi; Fırat’ın batısında Rusya, İran’la ABD’YE ve Batılı emperyalistlere karşı, doğusunda ise ABD ve batılı emperyalistlerle birlikte İran ve Rusya’ya karşı “mücadele eder” görünerek, “Bakın biz her emperyalizme karşıyız” propagandası yapmakta. Durum hakikaten böyle midir? AKP ve MHP neden böyle bir söylem tercih etmektedir?
Arap Baharı sonrası değişen Ortadoğu siyasetinde Türkiye’nin çok uzun süredir gelişmeler karşısında sürüklendiğini ve uzun vadeli planlardan ziyade sekteryan hassasiyetlere dayalı ani tepkiler verdiğini görüyoruz. Suriye’de Erdoğan yönetiminin takip ettiği dış politikayı da bu şekilde okumamız mümkün. Suriye krizinde Türk hükümeti, Rusya, İran ve ABD
yönetimleriyle olan ilişkilerini kısa vadeli kazanımlarını koruma amacıyla denge prensibi üstünden yürütüyor. Türkiye önce Esad rejimini devirmek amacıyla ABD ile bölgede koordineli bir şekilde hareket etti; fakat ABD yönetiminin IŞİD karşısında kendisine daha ciddi askeri destek vereceğini düşündüğü PYD-YPG güçlerini desteklemeye başlaması sonrası Rusya-ıran çizgisine yaklaştı. Fakat bu noktada da Esad yönetimini devirme konusunda bu ülkelerle ayrı düştüğü için tekrar kolaylıkla Batı çizgisine girebilir.
Dolayısıyla ortada stratejik hedeflere dayalı ve tutarlı bir politikadan bahsetmek pek mümkün değil. Bu konuda AKP ve Mhp’nin takındığı söylemin dış politikadan ziyade Türk kamuoyuna yönelik olduğunu düşünüyorum. Takdir edersiniz ki, Türk hükümeti açısından sürekli tarafları değişen bu denge politikasını savunmak yerine güçlü devletlere kafa tutan imajı yaratmak seçmen nezdinde daha etkili olacaktır.