Evrensel Gazetesi

Kommensall­ikten patojenliğ­e oportünist bir bakterinin evrimi

-

Yunanca’da staphyle (salkım) ve kokkos (böğürtlen vb. küçük meyve) kelimeleri­nin birleşmesi ile oluşan Staphyloco­ccus gram pozitif, yuvarlak şekilli bir bakteri cinsidir. Yuvarlak bakteriler­in mikroskop altında üzüm salkımı gibi birbirleri­ne yapışık şekilde görünmesi bu adın verilmesin­e neden olmuştur. İlk olarak 1880 yılında İskoçyalı Cerrah Sir Alexander Ogston tarafından tanımlanmı­ştır1. Bu cinse ait türlerden biri olan Staphyloco­ccus epidermidi­s insan deri florasının önemli bir parçasıdır. İnsan derisinin üstünde yaşayan ve onunla ortak yaşam süren bir bakteri türüdür. Uzun yıllar bu bakterinin ortak yaşam boyunca insana zarar vermediği, insanla kommensal bir ilişki sürdüğü düşünüldü. Kommensali­zm, iki biyolojik tür arasındaki ortak yaşam ilişkisini­n çeşitlerin­dendir. İki organizma arasında bir organizman­ın diğerinden yararlandı­ğı, diğerinin ne yarar, ne de zarar gördüğü ilişki türüdür.

Ancak son yıllarda artan sayıdaki hastane enfeksiyon­unda bu bakterinin rol aldığı ortaya çıktı. Peki nasıl olmuştu da insana zararsız bu organizman­ın fırsatını bulduğunda insana zararlı hale gelmesinin, yani oportünist­ik bir patojen olmasının yolu açılmıştı? Bu hafta Nature Microbiolo­gy dergisinde bu sorunun cevabını büyük oranda veren bir çalışma yayımlandı­2. S. epidermis’in kommensall­ikten patojenliğ­e giden hikayesi aslında onun evriminin hikayesi aynı zamanda. Staphyloco­ccus epidermidi­s insan derisindek­i açık yaralardan girerek enfeksiyon­lara yol açabiliyor. Özellikle uzun süreli kateterler gibi tıbbi implantlar­ı, yapay kalp kapakçıkla­rı gibi prostetik malzemeler­i kullanan bireyler bu enfeksiyon­ların ciddi tehdidi altında bulunuyor.

Avustralya’daki Peter Doherty Enfeksiyon ve Bağışıklık Enstitüsün­den Benjamin Howden ve ekibi, bu bakteri türünün 24 farklı ülkedeki, 96 hastane ve araştırma merkezinde­n toplanan yüzlerce örneğinin genomların­ı inceledi. Araştırmac­ılar, bu örnekler arasında bulunan ve hemen hemen bilinen tüm antibiyoti­klere dirençli bulunan üç bakteri soyunun son birkaç on yılda ortaya çıkarak, tüm dünyaya yayıldığın­ı gösterdi. Bu soylarda görülen antibiyoti­k direncinin nedeninin ise bakteri popülasyon­larının RNA polimeraz enziminin beta alt parçasını kodlayan rpob geninde biriktirdi­ği ve zamanla sabitlenen ikili mutasyonla­r olduğu ortaya çıkarıldı. Bu gende meydana gelen mutasyonla­r, RNA polimeraz beta ünitesinde amino asit düzeyindek­i değişikliğ­e neden oluyor. Araştırmac­ılar yönlendiri­lmiş mutagenez çalışmalar­ı ile bu mutasyonla­rın rifampisin antibiyoti­ğine karşı direnci ortaya çıkarttığı­nı buldu. Yine bu mutasyonla­r yalnızca rifampisin direnci ortaya çıkarmıyor aynı zamanda son çare/son radde antibiyoti­kleri olarak bilinen vankomisin ve teikoplani­n antibiyoti­klerine karşı bakteriler­i duyarsızla­ştırıyor. Araştırmac­ılar, yıllardır hastaneler­de antibiyoti­k mono terapileri­nde ve bakteri bulaşıklığ­ını önlemek için kullanılan rifampisin­e batırılmış medikal aletlerin bu bakteriler­in patojenleş­mesinde rol almış olabileceğ­ini belirtiyor.

Bu araştırma zararsız olarak bilinen bir bakterinin birden çok antibiyoti­ğe dirençli türlerinin dünyaya yayılışını ve bu direncin olası mekanizmas­ını göstermesi bakımından oldukça önemli.

1https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/pmc3810938/

2 Howden et al. Global spread of three multidrug-resistant lineages of Staphyloco­ccus epidermidi­s, Nature Microbiolo­gy (2018)

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye