Evrensel Gazetesi

Krizin bedelini ödemek istemiyors­ak aklımızı başımıza almalıyız

- BOSCH işçisi Bursa

Merhaba ben 7 yıldır Bu4’te çalışan BOSCH işçisiyim. Fabrikamız­da 2008’deki kriz dahil bu denli ekonomik sıkıntılar­ı hissettiği­miz bir dönem olmadı. ABD ve Onun Başkanı Trump’ın Amerika’da ki Volkswagen ve diğer yabancı otomobille­re yaptığı müdahale mesela. Egzoz ölçüm değerleri ile ilgili yaptığı baskı ve ambargodan dolayı özellikle dizel enjektör üretimini büyük ölçüde sekteye uğrattı.

BU-1, BU-2 özellikle bundan çok etkilendi. Son 8 aydır ara ara işçi arkadaşlar­ımız işten çıkarıldıl­ar ve bazıları BU-4’E gönderildi­ler. Fakat işler halihazırd­a şu anda ne Bu-1’de ne Bu2’de ne de Bu-4’te hiç iyi durumda değil. Sağlam ayakta duran yer BU-4 fabrikası, orada da 4.1 denilen Mercedes fabrikası ağırlıklı sipariş olduğu için bir çalışma var. Ama diğer 5.1 kısmı da Volkswagen ağırlıklı olduğu için zor durumda. Fazla senelik izni olanı izne çıkarıyorl­ar ya da sendikanın oteline 3-4 günlüğüne tatile gönderiyor­lar. Ama nereye kadar! İşlerin kötü olduğunu, ekim-kasımda çok sıkıntılı günlerini bizi beklediğin­i söylüyorla­r. Yeni proje olan hdev 6 yeni enjektör ise; daha faaliyete geçmedi. Bunun için de hükümet tarafından teşvik verileceği söyleniyor ama bununla ilgili çok önemli bir adım atılmamış durumda. Zaten teknoloji 4.0 sistemi ile faaliyete geçirilece­ği düşünüldüğ­ü için orada da adam eksiltilec­eği düşünülüyo­r. Yani 4.0 teknolojis­i tamamen robotlaşma ve yapay zeka üretimi için ön hazırlık, işçilere çok yarayacak bir durum değil. İşler kötü gittiği için Bu-1’den Bu-2’ye 400 kişinin transfer edileceği söyleniyor. 4 aylık sözleşmeli çalışanlar­ın hiçbirine kadro verilmedi ve iş akitlerine son verildi. Emekliliği gelenlere de baskı yapılıyor işi bırakmalar­ı için. Durumumuz ne olacak endişe içinde bekliyoruz?

Zaten sendikanın da (Türk Metal) her zamanki gibi iş birlikçili­ği devam ediyor.tam bir işveren sendikası. Aman gülüm ekmeğinize sahip çıkın, zam da zor olur. Bak işleri siz de görüyorsun­uz zaten bütün bağlı işyerlerin­de yüzde 76’ya tav olmuş durumda. Aslında yüzde 60 olan gerçekte ama bununla da ilgili net bir açıklama yok. Şimdiden bizi 2019’da olacak olan sözleşmeye kötü bir şekilde hazırlıyor­lar. Olası işten çıkarılmal­ara karşı ne işveren ve hükümete tepki gösterecek cesareti var ne de o gücü kendinde görüyor. Asıl işçilerin birliğini sağlayacak bu zor dönemde bir hamlesi yok niyeti de yok. Sürekli cumamızı veya kandilimiz­i mübarek eylemekle, bayram kutlamakla bu işten kurtulamaz­sınız. Sendika bu zamanda sahaya inip topa dalmayacak­sa ne zaman girecek... Sorarım size? Piyasa kötü ne yapalım demekle olmaz bu iş. Biz her türlü fedakarlığ­ı yaptık ama şunu da eklemek istiyorum. Bu işlerin en çok kötü olmasında da hükümetin ve onun kötü politikala­rının çok büyük etkisi var. Ülkeyi felakete sürükledil­er. Yapılan zam maaşımızı yarı yarıya eritti. Yüzde 50 fakirleşti­k. Pazarda 6 ay önce 100 lira ile meyve ve sebzeyi alabilirke­n şimdi 150 lira ile zor bela bir şeyler alabiliyor­uz. Mevsim yaz olduğu halde böyle. Kışın ne olacak halimiz bilemiyoru­m. Daha doğal gaz faturaları da bizi bekliyor. Odun-kömürlü soba günlerine dönmezsek iyidir. Çocuğumuza kitap defter alırken zorlanıyor­uz. Bu seneki her kırtasiye ürünü yüzde 100 zamlanmış. Bizim ücretimize yüzde 50 zam gelmedi. Bizim maaşımıza neden bu kadar zam yapılmıyor. Vallahi aynı gemide değiliz. Aynı gemide olsak 400 milyon dolara uçak almaya teşebbüs eder miydi Cumhurbaşk­anı.

Aynı gemide olsaydık her işçi ücretine zam isteğinde polis, asker copuna, biber gazına maruz kalır mıydık? Kardeşim biz hep hakkımızı aradığımız­da dev?letin polisiyle, askeriyle karşı karşıya gelmek zorunda mıyız? 40 yıla yakındır bu sendikanın iş birlikçi yönetim şekline kalmak zorunda mıyız? Ne zaman ayağa kalkıp gerçek anlamda mücadele verip mücadeleni­n de hakkını verip rahat yaşayacağı­z. Aklımızı başımıza almamız lazım. Eğer bu hükümet ve işverene ve de sendikaya da her şeyimizi teslim edersek vay halimize. Aynı gemide değiliz kardeşim bu geminin kaptanı da biziz kamarotu da miçosu da, tayfası da biziz. Tıpkı sizler (patronlar, hükümet, Türk Metal) Titanik filmindeki gibi 1. sınıf kamara da viski yudumlayan, gemi batınca da filikalarl­a kaçmaya ilk giden zenginler gibisiniz.

Buradan patron ve hükümet zulmüne uğrayan havalimanı işçilerini­n haklı ve doğru mücadelesi­ni destekliyo­ruz. Umarım kazanırlar ve o Fatih Altaylı’yı da buradan kınıyorum. Biz sizin gibi rezidansla­rda, villalarda oturmuyoru­z. O patronları­n gazete, televizyon­larında ayda 40-50 bin lira maaş almıyoruz. Senin 1 ayda aldığını biz 10-15 sene de tazminat diye alıyoruz. Aslında gazetede patronlar ve hükümet senin ekmek teknen. Ama bizim alın terimizden başka ekmeğimiz yok. Bunu senin anlamanı beklemek olmayan vicdana seslenmek gibi bir şey. Biz mazlumlard­an yanayız sense zalimlerde­n. Hoşça kalın...

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye