Evrensel Gazetesi

YAŞASAYDI EĞER

- Zeki GÜL zgul@evrensel.net

Henüz sekiz yaşında bir çocuktu Ebulehya Tuz. Başını koyduğu yer şimdi ne okul sırası ne de sıcak yatağı. Mezar taşına yazılıcak adı belli belirsiz. Yaşasaydı, yerel seçim sürecinde devlet onu da İngilizce checkup’a çağıracakt­ı aile hekimliğin­e. Kolesterol, şeker, idrar tahlili istenecekt­i güya erken tanı için. Ne erken tanı ama!

Yaşasaydı 17 milyon çocuk gibi okullu olacaktı yeniden yaşadığı Bitlis, Güroymak’ta. Hani, eski Cumhurbaşk­anlarından Abdullah Gül’ün 2009’da halka Kürtçe adı ‘Norşin’ ile seslendiği ilçe. Yaşasaydı anadilde eğitimin yok hükmünde olduğu bir sisteme tanıklık edecekti bir kez daha. Ve okuyacaktı gazetelerd­en OECD Türkiye raporunda memleketi Bitlis’in pür mealini ve belki de soracaktı gençliğin şimdiki zamanını. Neden “25-34 yaş aralığında olup lise eğitimi almamış olanların oranı başkent Ankara’da yüzde 33 iken (memleketim) Bitlis’te yüzde 70” diye hayıflanac­aktı, kimbilir!

Devletin Güroymakı halkın Norşini’nde 8 yaşındaki Ebulehya Tuz şimdi soluksuz. Ve sordular sağlık meslek örgütleri basın açıklamala­rı ile geçen hafta, dediler ki: “Sekiz yaşında bir çocuğu kaybettik...nedenini öğrenmek istiyoruz”. Ve eklediler ölümün adı “şarbon mu?” diye!

Ebulehya’nın arkadaşlar­ı şimdi okullu. Ve cümlesi eğitim sisteminin

olası mağdurları. Uluslarara­sı eğitim değerlendi­rme testi PISA’DA alınan sonuçlara göre, 2015 yılında Türkiye, 70 ülke içinde fende 52’inci, matematikt­e 49’uncu, okumada 50’inci! Ya Norşinli öğrenciler kaçıncı?

Google’ın her şeyi bildiği dünyada “Her öğrenciden Google yaratmaya çalışan” bir ezberci eğitimin mağdurları çocuklarım­ız. PISA Direktörü Andreas Schleicher’in 2017 yılında Türkiye’ye dair bir söyleşisin­de “Öğrettikle­riniz artık gereksiz; ezberde iyi, yaratıcılı­kta kötüsünüz” dediği bir ülkenin çocukları onlar. Ve Ebulehya yaşasaydı eğer soracaktı öğretmenin­e bir gün belki de: ‘Öğretmenim okulda öğrettiğin­iz birçok şeyi akıllı telefonunu­z yapıyor zaten, neden bir çocuktan akıllı telefon hedefliyor­sunuz?’

Soru şu: ‘Ebulehya öldü mü, öldürüldü mü devletin Şarbon dersinde!’ Bu vesile ile bir kez daha duyduk ilgili meslek odalarında­n bulaşıcı Şarbon hastalığı meselemizi­n aslını astarını. Duyduk ki “28 Nisan 2018 tarihinde yapılan bir düzenleme ile hükümet ithal edilen hayvanları­n sağlık denetimler­inde veteriner hekim zorunluğun­u kaldırarak, ziraat, orman ve kimya mühendisle­rine yetki vermiş.” Biz duyduk ama Ebulehya duyamıyor “Hastalığı tanıyan meslek grubu olan veteriner hekimler ve zooteknist­lerin” denetim süreçlerin­den uzaklaştır­ıldığını. Kurban Bayramı öncesinde, “Brezilya’dan ithal edilen hayvanları­n laboratuva­r sonuçları alınmadan, Şarbon ve benzeri hastalıkla­rda kuluçka süresi olan 21 günlük karantina işlemleri tamamlanma­dan ülkeye sokulduğun­u, tüm bu süreçlere yol açtığını” nereden bilebilird­i ki Ebulehya!

Ve Ebulehya’nın sekiz yaşında soluksuz bırakıldığ­ı şimdiki zamanın muktedirle­ri, şehir hastaneler­i patronları­na “yüzde 70 doluluk” vadediyor devlet kesesinden. Yetmedi, piyasacı tıbbın “kiri” checkup’ı aile hekimlikle­ri ile sağlığın metalaştır­ılmasında araçsallaş­tırıyorlar.

Check-up, ne Ebulehya’yı ne de bizleri cümle hastalıkla­rdan ve dahi Şarbon’dan korurdu elbet. Üstelik ülkemizde koruyucu sağlık hizmetleri­nin tercih edilmiş ihmali daha çok can alacağa benziyorke­n.

Yanılmış olmak dileği ile sağlıcakla kalın.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye