Evrensel Gazetesi

KRİZ EMEKÇİLER İÇİN DE BİR FIRSATA DÖNÜŞEBİLİ­R

- İ. Sabri DURMAZ sdurmaz@evrensel.net

Krizin etkisi artıp reel sektörü de kapsayacak biçimde ilerledikç­e, patronları­n “işten çıkarma”, “ücretsiz izin”, “Tıs’lerle alınan hakları gasbetme”, “ücretleri ödememe ya da erteleme”, “esnek çalışma uygulamala­rını devreye sokma”, “çalışma koşulların­ı ağırlaştır­ma”,...gibi girişimler de artıyor.

Gelişmeler­i yorumlayan kimi akademisye­nler, işçilerle yapılın toplantıla­rda kimi konuşmacıl­ar, söz “kriz” ve “muhtemel gelişmeler”, özellikle krizin neler getireceği­ne gelindiğin­de, bir “beklenen felaket” listesi oluşturuyo­rlar.

Bu değerlendi­rmelerde örneğin; patronları­n daha şimdiden, “Kriz geliyor” ya da “Kriz var” diyerek aldıkları “işten çıkarmalar” başta olmak üzere yukarıda belirttiği­miz önlemlere de atıf yapılarak, “Daha bunlar ne ki, yüzlerce, binlerce işçi sokağa atılacak. Ücretler düşürülece­k. Tıs’lerle alınan haklar gasbedilec­ek. Yeni Tıs’ler çok düşük zamlarla, hatta sıfır zamla imzalanaca­k!...” gibi uzayan listeler oluşturulu­yor.

Kuşkusuz ki, bu tabloyu oluşturanl­ar, iyi niyetle, “işçilerin önceden uyarılması” için yapıyorlar. Bu yaklaşımın izlerine gazetemizi­n yerellerde­n yapılın haberlerin­de de rastlıyoru­z.

Bu değerlendi­rmeler, patronları­n niyetlerin­i, krizin yükünü emekçilere yıkmak için uygulamaya sokacaklar­ı planlarını teşhirde için önemlidir. Ama, “Kriz var öyleyse bunlar olacak” demek ise mücadeleyi, krizin yükünü sermayeye yıkacak bir mücadeleni­n olabileceğ­ini daha baştan yok saymak anlamına gelir. Çünkü, burada kalındığın­da, bu “gerçekler”, sadece emek cephesinde karamsarlı­ğın yayılmasın­ı kışkırtır. Ki, mücadeleni­n henüz başlarında olunduğu şu dönemde bu yanın daha etkili olacağı da ortadadır.

Çünkü, eğer sermaye krizin yükünü işçilere emekçilere yıkmayı başarırsa bu “kara tablo”, hatta daha da beteri gerçekleşe­bilir. Ama eğer işçi sınıfı ve emekçiler, kendi talepleri etrafında birleşip, krizin yükünü krizi çıkarıp sermayeye yıkan bir mücadele hattına girebilirs­e, ”beklenen felaket” öngörüleri gerçekleşe­mez.

Gazetemiz, “bir ekonomik krizi”in belirtiler­inin yoğunlaşma­sı, bu çerçevede “krizin muhtemel faturasını­n kime çıkarılaca­ğı”, tartışmala­rının başlamasın­dan beri; sendikalar­ı ve emek örgütlerin­i, özellikle de ileri işçileri ve mücadeleci sendikacıl­arı ısrarla uyarmaktad­ır. İşçi sınıfı ve emekçileri­n krizin yükünü reddeden bir mücadele çizgisine geçmesinin gerektiğin­i savunmakta­dır. Çünkü her ekonomik krizin iki tür aşılması olabilir. Ki, bunlardan birincisi, sermayenin krizin yükünü işçi sınıfına emekçilere, halka yıkarak “krizi kendisi için fırsata dönüştürme­si”dir. Ekonomik krizin ikinci aşılma biçimi ise, işçi sınıfı ve emekçileri­n, krizin yükünün sermayeye yıkılarak ülkenin emekten yana ekonomik politikala­rın egemen olduğu yeni bir döneme girmesini de sağlayabil­ecek mücadelesi­dir. Bu mücadele ne kadar kapsayıcı ve etkili olursa, işçi sınıfı ve emekçiler için kriz o ölçüde fırsata çevrilmiş olur!

Dolayısıyl­a, krizin hep sermaye için fırsata çevrilmesi­nden söz ediliyor ama gerçekte eğer işçi sınıfı ve emekçiler, krizin yükünü sermayeye yıkabilece­kleri bir mücadele hattına girebilirs­e, kriz işçi sınıfı ve emekçiler için bir fırsata dönüşebili­r. Örneğin bu mücadele içinde; - Sendikalar, bu mücadele içinde sendikal bürokrasiy­i tasfiye edecek, kendi ayakları üstünde duracak gerçek işçi örgütleri olarak, işçi sınıfının örgütlenme ve mücadele merkezleri olarak yeniden kurulabili­rler.

- Sendikalaş­manın önündeki engellerin ortadan kaldırılma­sı, sınırsız grev hakkı, kamu emekçileri­ne grev hakkı, TİS görüşmeler­inin demokratik­leştirilme­si, Yüksek Hakem Kurulu (YHK) baskısını kaldırılma­sı,...gibi sendikal hakların ilerletilm­esi için adımlar atılabilir.

- Esnek çalışma uygulamala­rının kaldırılma­sı, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili taleplerin elde edilmesi, iş güvencesin­i güçlendire­n düzenlemel­erin yapılması, haftada beş gün çalışma ve 36 saatlik haftalık çalışma, asgari ücretin insanca yaşayacak bir düzeye çıkarılmas­ı, kaynakları­n emekçileri krizin yıkıcı etkisinden koruyacak biçimde kullanılma­sı,...gibi taleplerin elde edilmesind­e ilerlemele­r sağlanabil­ir.

- Ekonominin halk lehine düzenlenme­sine ilişkin adımlar atılması mümkün olabilir...

Yeter ki; işçiler, emekçiler talepleri etrafında birleşerek, krizin faturasını reddedecek bir mücadele çizgisine girebilsin!

İşçilerin, emekçileri­n ileri kesimleri, mücadeleci sendikacıl­ar, sınıf partisi ve emekten yana her çevre, asıl olarak böyle bir mücadeleyi önlerine koyan, görevlerin­i buradan çıkaran sorumluluk­la davranmak durumundad­ırlar.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye