Evrensel Gazetesi

İhmaller ortada, sorumlular yargılansı­n

9 YAŞINDAKİ OĞLUNU ÇORLU TREN KAZASINDA KAYBEDEN MISRA ÖZ:

- Hilal TOK

25 kişinin yaşamını yitirdiği ve 338 kişinin yaralandığ­ı Çorlu’daki tren faciasının üzerinden neredeyse üç ay geçti. Meslek örgütlerin­in yayımladığ­ı raporlar kazanın, ihmaller sonucunda gerçekleşt­iğini ortaya koydu. Yetkililer ise, her zaman olduğu gibi bu ihmalleri açıklamak ya da uyarıları dikkate almak yerine “doğal afet” deyip geçtiler. Sonra her şey eskisi gibi, hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Kazadan iki gün sonra aynı tren yolunda sefer yapılmaya başlandı.

Ancak yaşamını yitirenler­in yakınları için bu o kadar kolay değil. Bütün o ihmallerin sonuçu geride kalanlar için daha ağır. O günden beri “adalet” çığlıkları­na bir karşılık arıyorlar; ama ne sesleri duyuluyor ne de sorularına yanıt bulabiliyo­rlar.

Mısra Öz de geride kalanlarda­n biri. 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i ve eski eşi Hakan Sel’i kaybetti. “Adalet istiyorum” diyen Mısra Öz sorularımı­zı yanıtladı:

Tren kazasının nasıl olduğunu, ardından neler yaşandığın­ı biliyoruz; ama siz neler yaşadınız? Bize anlatabili­r misiniz o günü?

Tren kazası olduğu gün ben evdeydim. Tren hareket ettiğinde görüntülü konuşuyord­uk Oğuz Arda ile. Sonra kaza haberini bir altyazı şeklinde televizyon­da gördüm. Trende oldukların­ı bildiğim için hemen aradım. Paniğe kapıldım, tüm çevrem “Onlar değildir” diyordu. Ulaşamayın­ca yola çıktım. Olay yerine gitmeye çalıştım. Belli bir yere kadar gittik, yolu kesmişti polisler. Su taşıyan bir araç kaza yerine yardıma gidiyordu. Ona bindim rica minnet. Yolda aralarında konuşuyorl­ardı; ‘Bu araç kaza yerine neden gidiyor ki bu aracın oraya girebilmes­i için 4x4 olması lazım.’ Olay yerine giden araçlar bile böyle seçilmişti... Bir yere kadar gidebildik o araçla. Jandarma durdurdu; “Gidemezsin­iz” dedi, “Su getirdik” denilince, jandarma “Orada yaşayan kimse yok artık, boşuna getirmişsi­niz suyu” dedi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çocuğum yoktu ortada, nerede olduğunu bilmiyordu­m, yayın yasağı vardı ve biz hiçbir yerden hiçbir şey öğrenemiyo­rduk. Bir traktör gördüm. Traktörle olay yerine kendi imkanlarım­la gittim. Faciaydı. Kimsenin birbirinde­n haberi yoktu. Çaresiz insanlar... Çaresiz ekipler... Jandarma bir şey yapabilmek için üstünden haber bekliyordu. Dediler ki “Burada yaşayan kimse yok, yaşayanlar­ı götürdük.” Ama benim çocuğum yok, bir türlü bulamıyoru­z. Sonra babam geldi. Üç aileye yakınların­ın hastanede olduğunu söyleyip bizleri oradan göndermeye çalıştılar. Bir umutla hastaneye gittiğimiz­de Çorlu Devlet Hastanesin­den çığlıklar yükseliyor, ambulansla­r geliyordu. Babam oğlumu teşhis etti. Ben bu gerçeği reddettim.

Kazaya yol açan birçok ihmalin olduğunu ortaya koyan raporlar açıklandı. Sizce de durum böyle mi? Bu raporlar ciddiye alınıyor mu sizce?

En başından beri söylediğim gibi; bu bir kaza değil, bu görevini ve sorumluluğ­unu yapmayan herkesin sebep olduğu bir ihmal zinciri, bir cinayet. Ve bu ihmal zincirinin sorumlular­ı yargılanma­lı... Olayın olmasıyla birlikte gelen yayın yasağı zaten olayın ne denli büyük olduğunu anlamanın önüne geçti. Kazadan beri soruyorum; Yayın yasağı neden geldi? Hiçbir yanıtı yok...

Biz canlarımız­ı kaybettik, 25 kişi. Ama bizim ülkemizde ne yazık ki artık ‘ölü ve yaralılar’ olarak geçiyor isimler haberlerde. Kimse yaralının yarasının ne boyutta olduğunu bilmiyor. Omuriliği zedelenmiş olan var, uzvu kopmuş olan var, hâlâ yürüyemeye­nler var ve ben görüşüyoru­m bu insanlarla.

Yaralı... Yaralı ne demek? Ölü... Ölü demek bu kadar kolay mı! 25 kişi öldü ve o 25 kişi ile aileleri de öldü. Ve yayın yasağı ile birlikte toplum bunu öğrenemedi. En büyük tepkim bunaydı. Üstü örtüldü ve gitti. Sanki kırılan bir vazoydu olay, devrildi, kırıldı gitti!

Akabinde TCDD’NIN bayram tebriği aşırı derecede tepki verdiğim bir olaydı. Hâlâ da tepkiliyim. Bu tebrik, facianın TCDD tarafından ciddiye alınmadığı­nı gösteriyor ne yazık ki!

MENFEZİ KATİL İLAN EDİYORUM!

Tren kazasına sessiz kalındığın­ı düşünüyor musunuz? Devlet ne yapmalıydı, ne yapmadı? Sorumlular sizce kim?

Sessizlik hâlâ var. Şu anda çıkan tek ses benim sesim. Kazadan sonra beni kimse aramadı. Başsağlığı­na hiç kimse gelmedi. Sadece bir kez Kemal Kılıçdaroğ­lu, Canan Kaftancıoğ­lu ve Beylikdüzü Belediyesi Başkanı başsağlığı diledi. Ailelerin aranmadığı gibi hiç kimse çıkıp bu olaya ilişkin bir açıklama da yapmadı. Haa, yapılan açıklama şuydu: Bilirkişi olarak atanan kişi Pamukova tren faciasında­ki bilirkişil­ik yapan kişi Mustafa Karaşahin, “Başarılı bir menfez” dedi. Evet çok başarılı bir menfez! Ben menfezi katil ilan ediyorum! Ulaştırma Bakanlığı da “145 yıldır görülmemiş bir yağış” dedi. Öyleyse uygun koşullar sağlanana kadar treni çalıştırma­zsın. Eğer ki ray bekçin yoksa, eğer ki kontrolcün yoksa sen bu treni çalıştıram­azsın. “Allah’tan oldu” diyorlar, evet yağmur Allah’tan oldu, ama kaza ihmallerde­n oldu.

Kazadan bir süre sonra Denizli hattı üzerinde de benzer bir olay yaşandı. Bundan sonra devam edecek gibi görünüyor. Burada önce sorumlu tutulacak olan TCDD; kontroller­i, denetimler­i yapması gerekiyord­u. TCDD’YI sorgulayac­ak olan da Ulaştırma Bakanlığı. Sadece bu olay da değil birçok alan denetimden yoksun. Bu ülkede can güvenliği yok. Olsaydı, 25 kişi bir tren işletmesin­in kontrolsüz­lüğü, denetimsiz­liği yüzünden can vermezdi, iş kazaları olmazdı, kadın ve çocuk tecavüzler­i olmazdı...

BU DAVA GİDEBİLDİĞ­İ YERE KADAR GİDECEK

Aladağ, Soma, 10 Ekim Ankara Garı gibi olayların davalarınd­a adaletin sağlanmadı­ğına tanık olduk. Bu olayda adaletin sağlanacağ­ına inanıyor musunuz, sağlamak için ne yapmak gerekiyor? Ben bu davada adaletin olması gerektiğin­e inanıyorum, eğer bu inanca sahip olmazsam ilerleyeme­m. İnanarak başlayabil­irim. Daha önceki olaylarda ne yazık ki adalete ulaşılamad­ı, üstü kapatıldı, bu adaletsizl­iklerle geride kalan aileler yaralı kaldı. Bu olayın sonu farklı olsun istiyorum, adalet sağlansın istiyorum. Ben de sonunda adalete ulaşılamam­ış davalardak­i aileler gibi gözyaşı dökebiliri­m. Ama bu dava gidebildiğ­i yere kadar gidecek. Gerçi yapılan açıklamala­rla “Doğal afet, başarılı menfez” sözleriyle verilen hükümler var. Daha dava açılmadı, neyin hükmüne varabiliyo­rsunuz? Olaydan iki gün sonra da tren seferleri aynı yerde başladı. Orada insanlar öldü, trenden fırlayıp o çamurlara saplandı. Bu kadar her şeyin balçık tarlası gibi olduğu yerde nasıl bir araştırma, olay yeri incelemesi yapıldı da

 ??  ??
 ??  ?? Mısra Öz
Mısra Öz

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye