‘Öfke asıl müsebbibe dönmeli’
BİLİM İNSANLARI İSMAİL DEVRİM’İN İNTİHARINI DEĞERLENDİRDİ:
Kocaeli’nin Körfez ilçesinde, çocuğuna okul kıyafeti alamayan İsmail Devrim adlı bir babanın, bunalıma girerek intihar etmesi, yürekleri sızlattı. Türkiye’de işsizlik ve yoksulluğun geldiği noktayı göstermesi bakımından çarpıcı olan olayı gazetemize değerlendiren bilim insanları, ülkenin, bir yanda büyüyen şirketler ve büyük lüks diğer yanda öldüren yoksulluk olan tablosuna işaret ederek, “Öfke ve isyanın asıl sorumlulara yöneltilmesi gerekiyor” dediler.
19 Mayıs Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Rehberlik Bölümünden KHK ile ihraç edilen Doç. Dr. Canani Kaygusuz, derin bir çaresizlik yaşayan ancak sisteme başka türlü direnemeyen kişilerin öfkeyi kendine döndürdüklerini belirterek, şunları söyledi: “Yükselen diktatörlükten gelecek kötülükten kurtulmak için toplumsal direniş örgütleyememeye bağlı olarak oluşan yoğun korku üzerinden özünde uzlaşamayacağı değerlerle uzlaşma çabası bireyin kendine olan güvenini yıkıyor. Bu yıkılma bireyi değersizleştirerek onun bu dünyada yasadığı şeylerin anlamını sorgular hale getiriyor. Bu anlamsızlık, ‘çocuğuma pantolon alamadıktan sonra’, ‘evime ekmek götüremiyorsam’ gibi içsel seslere ve yakarışlara dönüşebiliyor. Böylesi çökme anlarında kişide ‘Madem ki bu dünyada sesim duyulmuyor, ölümümle kendimi duyurayım’ gibi içsel bir arzu kışkırtması devreye girebilir. Derin bir çaresizliğe bağlı gibi görünen intiharları, aslında belki de köklü bir sistem karşıtlığı üretemediği ya da sisteme başka türlü direnemediği için isyanın ve öfkenin kendine dönmesi ve bir anlamda büyük bir isyanı son bir çığlıkla dünyaya duyurma arzusu gibi görmek mümkün. Yani aslında psikolojik düzlemde kendine yönelen bir eylem biçimi aynı zamanda dış dünyaya karşı bir direniş biçimi. Velhasıl arkasında ne türden saikler olursa olsun, sıkışmış ve sürekli daha fazla sıkılaşacak kaygısıyla yaşama karşı direnmeye çalışan geniş yığınların, kendini bu hale getiren koşulları değil de kendini olumsuzlaştırmasına dayalı bir son direniş hattının görkemli çöküşü gibi okumak da mümkün.”
Kaygusuz’a göre yapılması gereken, “Ahlayıp vahlamadan ve durumu ajite etmeden toplumsal çözülmenin yarattığı bu kendine yönelmiş öfke biçiminde tezahür eden birey ruhsallığının derinindeki öfkeyi, asıl müsebbibe yöneltme imkanlarını irdelemek
olmalı. Bu da ancak her şeyi birey psikolojisine bağlayan anlayıştan uzaklaşmak ve tüm sistemi gözönünde bulundurarak, geniş katılımlı, dayanışmacı ve kurtuluşçu bir psikolojik imkan yaratmakla olacak bir şey.”
İLK DEĞİL
Yaşadığı yoksulluktan ve çaresizlikten çıkacak bir yol bulamanın ve intihar etmenin ne yazık ki sadece İsmail Devrim ve ailesinin başına gelmiş bir felaketle sınırlı olmadığını belirten Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Üyesi Selçuk Kastarlı da şöyle konuştu: “Adana’da eşi bir yıla aşkın süre işsiz kalan 26 yaşındaki Emine Akçay, 8 aydır kirasını ödeyemediği evde iki
çocuğunun ısınması için saç kurutma makinesini çalıştırıp, diğer odada intihar etti. Bir yanda her yıl büyüyen şirketlere verilen ödüller, teşvikler, yandaş şirketlere yüksek bedeller ile verilen ihaleler, lüks uçaklar, saraylar vb... Öte yanda tüm bu değerleri elleri ile alın terleri ile hatta canları pahasına üreten emekçilerin inanılmaz yoksulluğu, açlık sınırının bile altındaki asgari ücret, büyük işsizlik... İntiharların büyük çoğunluğunun arkasında insanca yaşayacak bir gelire sahip olmamanın yattığını görüyoruz. Yeni açıklanan orta vadeli programda da, bu yoksulluk ve çaresizlik ortamının artacağı, açıkça görülmektedir.”