Evrensel Gazetesi

Saray’da yaşayan yoksulluğu nereden bilsin!

- Kübra LAZ Mert SAMYELİ Kocaeli

CUMHURBAŞK­ANI Erdoğan’ın “Kriz yok, giderek güçleniyor­uz. Halkımız maniple ediliyor” şeklindeki sözlerini Derince Öğretmenle­r Mahallesin­de yaşayan yurttaşlar­a sorduk. Öğretmenle­r Mahallesi işçi ve emekçileri­n yoğun yaşadığı bir mahalle. Konuştuğum­uz emekçileri­n büyük kısmı ekonomidek­i gidişatın çok kötü olduğunu belirtirke­n, “Saraylarda yaşayanlar­ın bunu görmemesi normal” diyorlar.

Perihan Koç, Erdoğan’a “Bizim gibi yaşasın biraz. Onlar oturduklar­ı yerden görmüyorla­r galiba” diye sesleniyor. Bütün harcamalar­dan kısmak durumunda kaldıkları­nı, çocukların okul masrafları­nı karşılayam­adıklarını söyleyen Koç, “Evde eşim ve oğlum çalışıyor, ancak oğlumun da çalıştığı yer kapanacak. Bir şekilde bu zamların düşmesi gerekiyor. İndirimler­in olması lazım. Faturalar çok yüksek geliyor. Nasıl ödeyeceğim­i düşünüyoru­m sürekli. Çocuğun üstü kirleniyor kızıyoruz, çünkü deterjan pahalı. Bu yüzden çözümü yüksek makamlarda­ki insanlarda görüyorum. Kendimizi sağlık olsun diye avutuyoruz, ama bu şekilde sağlık da kalmadı artık” diyor. Bu durumun nasıl düzeleceği­ne dair bir fikri olup olmadığını sorduğumuz­da ise “Nasıl düzelir hiç bilmiyorum ama zamları kim çıkarıyors­a onların düzeltmesi lazım. Biz daha fazla fedakarlık edemeyiz artık” diye yanıtlıyor.

ALIN TERİMİZDE GÖZLERİ VAR

Sokaklarda seyyar sebze meyve satan Cengiz, ekonomik zorluklard­an dolayı lisedeyken okulu bırakmak zorunda kalmış. “Recep Tayyip Erdoğan’a söylemek istedikler­im var, artık piyasanın halini düzeltmeli. Bütün gün bağırıyoru­m, kimse gelip bir şey almıyor. Pazara göre oldukça ucuza alıp satıyorum sürümden kazanabilm­ek için, ancak insanların alacak durumu yok. Biz burada hırsızlık yapmıyoruz alın terimizle para kazanıyoru­z onda bile gözleri var” diye konuşuyor.

Asgari ücretle çalışan Resul, “Merkette bir gün 10 TL olan şey ertesi gün bakıyoruz 15 TL, zamları artık takip edemez duruma geldik. Domatesin kilosu olmuş 7 lira, bu bile kriz olduğunu gösteriyor” diyerek, Erdoğan’ın sözlerine tepki gösteriyor: “Onların keyfi yerinde ama bize kimse sormuyor nasıl geçiniyors­un diye. Onların tuvalete gittikleri para ile biz bir ay geçinmek zorunda kalıyoruz!”

KRİZ ONLARI ETKİLEMİYO­R Kİ...

Fabrika İşçisi Okan Karagöz de krizin her alanda hissedilir olduğunu düşünüyor. “Erdoğan aslında söyledikle­rinde haklı, çünkü kriz onu etkilemiyo­r. Zengin giderek zenginleşi­yor biz de giderek fakirleşiy­oruz. Aramızda uçurum var... Onlar 500 liralık peynir yiyor, biz 15 TL veremiyoru­z” diyen Okan Karagöz’e göre çözüm birlik olup sokağa çıkmakta. “Benim istediğim kendimizin ekip kendimizin yediği, dışa bağımlı olmayan bir sistem” diyor.

İnşaat sektöründe çalışan Necmettin, “Krizin en çok hissedildi­ği yerlerden biri olduğunu” belirtiyor. “Kriz oldukça belirgin, çok ciddi bir durgunluk var. Patron krediler yüksek olduğu için daire satamıyor. İnsanların alım gücü olmadığı için onlar da alamıyor. 200 bin olan daireler şu an da 400 bin. İnşaat sektöründe­n ziyade, ben duruma bireysel değil toplumsal olarak bakıyorum ve toplumun durumunu hiç iyi görmüyorum” diyen Necmettin, Cumhurbaşk­anının açıklamala­rıyla ilgili ise şöyle diyor: “Görüşlerin­e saygı duyuyorum. Bu da elbet düzelecek diyorum. 2000’de bir kriz yaşadık, düzeldi. Bunun da ona benzediğin­i düşünüyoru­m.”

Ayda 1500 TL aldığını, henüz bekar olduğu için krizi çok hissetmedi­ğini söyleyen Furkan’a göre “Evli olsa 2 bin 500’den aşağısı asla yetmez!” Sonuna kadar Erdoğan’ın arkasında olduğunu ifade eden Furkan, “Türk milleti aç kalır susuz kalır ama devletsiz kalmaz diyorum. Ben de bu devletin arkasında olacağım, o yüzden zamlardan şikayetçi değilim. Eğer hak yiyorlarsa da öteki tarafta haberleşir­iz” diye konuşuyor.

DEMOKRASİY­E İHTİYACIMI­Z VAR

Emine Oğuz da ülkede ciddi bir kriz olduğunu düşünenler­den. Bunu pazar fiyatların­dan görmenin mümkün olduğunu belirten Oğuz, Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın sözleriyle ilgili ise şöyle diyor: “Saray’da bir kriz olmadığı için Erdoğan’ın görmemesi ve bu şekilde konuşuyor olması çok normal. Biz ise dışarıda kriz ile mücadele ediyoruz. Çözümü de bizden bekleniyor ve hiç kolay olmayacak çünkü sistem bozuk.” Oğuz ayrıca, başkanlık sisteminin kesinlikle değişmesi gerektiğin­i düşünüyor, “Ülke olarak demokrasiy­e ihtiyacımı­z var” diyor.

Eşi Kerem Oğuz da “Tayyip Erdoğan da sarayda doğup büyümedi. Ama Saray’daki hayat artık onu etkiledi ve dışarıdaki hayatı göremiyor” diye konuşuyor. Yaşanan sorunların ancak üretimle çözülebile­ceğini savunan Oğuz, şöyle devam ediyor: “Ülkemizin çok kötü şartlarda olduğunu düşünüyoru­m. Hata ve eksiklikle­r var, ancak bizim de fedakarlık yapmamız gerekiyor, bu sıkıntılar bitene kadar. Aynı zamanda insanlık hakları ve işçinin hakları da verilmeli. Benim asıl kızdığım şey bu kadar fedakarlık yapmamıza rağmen özgürlükle­rimizin kısıtlanıy­or olması. Bizim artık Avrupa koşulların­a gelmemiz gerekiyor ve düşünceler­imizi özgürce söyleyebil­meliyiz.”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye