CEZAEVİ YAŞAMINDAN
Ağustos ayının son çarşambası saat 20.30’da hoparlörlerden cezaevindeki tutukluların yerlerinden ayrılamayacakları duyuruldu. Nedeni uyuşturucu kullanımına bağlı olarak son dönemde çok sayıda bıçaklamanın olmasıydı. Olaylar sadece Pennsylvania’nın batısındaki cezaevlerinde gerçekleşmesine rağmen eyaletteki 30 cezaevindeki tutukluların, cezaevi içinde, serbest dolaşımı yasaklanmıştı. Bu, cezaevi personeli dışında kimsenin kıpırdayamayacağı anlamına geliyordu. Tutuklular hücrelerine kapatılacak, ziyaretler iptal edilecek, mektuplara da el konulacaktı.
Bu koşullarda birkaç gün geçtikten sonra gardiyanlar hepimize yeni kurallar hakkında bilgi içeren üç sayfalık bir yazı dağıttılar. Sözüm ona artık hapishaneye uyuşturucu sokulması yasaklanmıştı. Mektup ve diğer postalar belli bir süre, Florida’daki özel firma Saint Petersburg’a gönderilip kontrol ettirileceği için, elimize geçmeyecekti. Mektuplarımız, elektronik olarak taranıp bir data bankasında kayda geçirilecek ve güvenlik güçleri istedikleri her zaman yazılanları kontrol edebileceklerdi. Elektronik taramadan sonra mektuplar yok edilecek, mektup sahiplerine sadece bir kopyası gönderilecekti. Avukatlardan gelen mektuplara da cezaevi görevlileri tarafından el konulacak, tutuklu sadece bir kopyasını alabilecekti.
Üç ay boyunca hiçbir ziyaretçi otomatlardan gıda maddesi alamayacaktı. Ziyaret sırasında fotoğraf çektirmek yasaktı. Tutukluların ve yakınlarının şimdiye kadar olduğu gibi kendi inisiyatifleriyle kitap siparişinde bulunması yasaklanmıştı. Artık bu işi cezaevi yönetiminin oluşturduğu bir ‘havuz’ yapacak, böylece tekelleşmesi ve kontrolü sağlanacaktı.
Resmi kurumların temsilcileri ve avukatlar tutuklularla temaslarında ellerine plastik eldiven takmak zorundaydılar. Bunun nedeni sağlık önlemi almak değil, tutukluların veya ailelerinin dokunulamayacak kadar iğrenç olduğunu vurgulayıp onları aşağılamak, onurlarını kırmaktı.
Eyaletin en yüksek cezaevi dairesi olan PADOC, tutukluların kamuoyuyla temas kurmasına savaş açmış durumda. PADOC sorumluları çıldırmış gibi, bunun nedeni hiç de cezaevlerindeki uyuşturucu sorunu değil: Bu, tutuklulara açılmış bir savaş ama sadece onlara değil tüm insanlığa ve bilimsel sonuçlara açılmış bir savaş ve resmen anayasaya da savaş açılmış durumda.