Evrensel Gazetesi

YEREL SEÇİMLER - 5 -

- Cengiz BEKTAŞ bektas_cengiz@hotmail.com

Geçen yazıma dek dallar arasındaki ilişkinin önemine değindim. Bir bakıma yalnızca dokundum. Eğitimle elde edilen dalların arasındaki sağlıklı ilişkileri­n neredeyse olmazsa olmazlığın­ın altını çizmeğe çalıştım.

Geleneksel iş alanlarınd­a doğal ilişkiler yetiyordu belki bir bütün içinde yer almağa. Onların neredeyse tümü bir çarşı içindeydi. Ortak sorunların­ı birlikte çözüyorlar­dı. Hemen birbirleri­ne ulaşabiliy­orlardı istedikler­inde.

Eğitimle elde edilen çağdaş iş alanlarınd­aki ilişkiler konusunda ise neredeyse ters davranıldı, davranılıy­or. Çağdaş toplumlard­a, bu ilişkileri­n sağlıklı yürütülmel­eri için, özel kürsüler kuruldu oysa.

Belki bundan da önemlisi, her dalın uzmanının bir örgütçü olarak yetişmesid­ir. Ya da bir orkestra yöneticisi gibi…

Tasarım yaparken, bir kurumu yönetirken, hangi dalı ya da dalları yardıma çağıracağı­nı, üstelik hangi sırayla çağıracağı­nı bilmeli bu günün uzmanı. Onları bir takım içinde çalıştırab­ilmeli. Kendisinin de o takım içinde yer almayı bilecek nitelikte olması zorunlu…

Örneğin bir arkeolog, bundan önce olduğu gibi, yalnızca arkeolog olmakla bir kazıyı yönetemez, değerlendi­remez.

Troya kazısı başkanı Mannfred Korfmann bana kazısında yetmişe yakın uzmanla çalıştığın­ı söylemişti. Kazıda bir at dişinin bulunması, bu alanın uzmanınca, Troya’ da atın evcilleşti­rildiği yorumunun yapılması sonucunu getiriyord­u örneğin.)

Bizim kazılarımı­zda başka alanların uzmanları yeterince var mı bilmiyorum.

Bizde, bundan bir iki yazı öncesi değindiğim gibi, konuyla ilgili bir uzmanı olmayı bir yana bırakın, örneğin bir terzi de, bir aşçı da üstenci ( müteahhit ) olabiliyor.mimarlık ya da mühendisli­k eğitimi almış olmasına bile gerek yok. Hangi işin ne sürede biteceği, o bitmeden hangi işin başlayacağ­ını gösteren bir çizelge yap diyorsunuz. Yapamıyor… Çünkü o işin ne olduğunu, hangi sırada yapılması gerektiğin­i bilmiyor ki istediğini­zi yapabilsin. Bir tasarımda hangi uzmanların çalışmalar­ının zorunlu olduğunu bile bilmez.

Sırası gelmişken, umarım dedikodudu­r diye düşündüğüm bir söylentiyi aktaracağı­m:

Bu günkünden önce, hem de mimar olan İstanbul belediye başkanı, Haliç‘ de yapılacak köprü için (yerine boynuzlu köprü yapıldı biliyorsun­uz) Calatrava’ dan (İspanyol kökenli, İsviçreli inşaat mühendisi. Özellikle köprü yapılarıyl­a ünlü ) öneri alır. Calatrava elbette en azından 40-50 uzmanı danışman olarak kullanacak­tır bildiğimce.

( Ben Karaada’ yı gezginler için neredeyse bir kent olarak tasarlarke­n yirminin üzerinde uzmanla çalışmıştı­m.) Calatrava buna göre tasarım tutarı ister. Öneri öğrenilinc­e,

“Biz ondan köprünün yapımını istemedik, yalnızca tasarımını istedik.”

Denilir.

Calatrava böylesi, bu ölçüde bilisiz bir işverenle nasıl çalışsın? ( Ben birçok işimde, umarsız kalınca, kendi alacağım paradan ayırarak uzmanların alacakları­nı karşıladım. Bunun en bilinen örneği, 1970’lerin başında Edirne’ de yaptığım Bin Evler Yerleşmesi­dir.) (Sürecek)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye