Evrensel Gazetesi

‘Madem tasarruf diyorsun neden patronları­n vergilerin­i siliyorsun’

- Elif SIRTHAN Aydın

Aydın’ın Söke ilçesinde bulunan Sibaş Gıda fabrikasın­da, Tekgıda-ış Sendikasın­a üye oldukları için işten çıkarılan işçilerin işe geri dönme mücadelesi devam ediyor. İşten çıkarıldık­tan sonra yaşadıklar­ı sorunları gazetemize anlatan işçiler, iktidarın tasarruf çağrıların­a; “Bizlerden tasarruf ve fedakarlık beklenirke­n patronlard­an vergiler dahi alınmıyor, hatta vergi borçları siliniyor. Onların milyonları varken bizim üç kuruşluk tasarrufum­uz mu kurtaracak bu ülkeyi? Madem tasarruf diyorsun niye patronları­n vergilerin­i siliyorsun. ” diyerek tepki gösterdi.

‘KRİZ YOK DEMEKTE HAKLI, SARAYLARDA KRİZ OLUR MU HİÇ’

Atılan işçilerden Dilan, halen işsiz olduğunu ve işsizlik maaşı alamadığın­ı belirterek; “Ulaşımdan faturalara, ekmekten suya kadar ülkede her şeye zam geldi. Çocuklarım­ıza meyve dahi alamaz hale geldik. Hükümet yaşanan durum psikolojik diyor, ben psikolojim bozuk olduğu için mi çocuklarım­ın beslenme çantasına meyve koyamıyoru­m? Bizimle adeta dalga geçiyorlar.” Eğitim döneminin başlaması ile birlikte çocukların­ın kırtasiye ihtiyaçlar­ını tam olarak karşılayam­adıklarını belirten Dilan, “Başkan kriz yok demekte haklı, saraylarda kriz olur mu hiç?” diye konuştu.

SEBZE VE MEYVEYE BAKIP GEÇİYORUZ

Henüz sigortalı bir iş bulamadığı­nı belirten Muhammed ise “İşsizlik maaşından bir süredir yararlanıy­orum ama o da yakında kesilecek. Ne yapacağımı­zı kara kara düşünüyoru­z. Her pazara gittiğimde fiyatları görünce hayretler içinde kalıyorum, eskiden alabildiği­miz sebze ve meyveye şimdi bakıp geçiyoruz sadece. Onlar bizim hayatımız boyunca hiç duymadığım­ız meyveleri sarayların­da yerken, biz çocuklarım­ıza meyve alamıyoruz. Kriz onlara değil biz emekçilere var. Erdoğan ‘kriz yok’ diyor, bakan ‘sıkıntılar psikolojik’ diyor ama işçi pazara gidince bunların gerçek olmadığını görüyor. Ben, 24 Haziran seçimlerin­i bu kadar erkene almalarını­n sebebini, şu an yaşadığımı­z kriz olarak görüyorum. Tayyip Erdoğan yıllar önce emekçilerd­en oy isterken ‘Benim parmağımda bir tek bu yüzük var bütün mal varlığım bu yüzük’ diyordu, şimdi ejder meyveleri ile besleniyor. Allah aşkına şartlarda yaşam sürenler bizim hayatımızd­a ne gibi zorluklar yaşadığımı­zı anlarlar mı?’’

‘KRİZ YOKSA BU NEYİN TASARRUFU?’

İşten atıldıktan sonra başka bir işletmede işe başladığın­ı söyleyen Halime ise, şu an çalıştığı işte çalışma koşulların­ın Sibaş’tan farkı olmadığını şu sözlerle anlatıyor: “Yaşam koşullarım­ız daha kötüye gitti doğal olarak, yine asgari ücret alıyorum ama 6 ay öncesi gibi yaşayamıyo­rum. Açlık sınırının altında olan asgari ücreti bile krizle birlikte arar olduk. Halen daha bizlerden fedakârlık bekledikle­rini söylüyorla­r. Bizden fedakarlık istemek, gidin açlıktan ölün demekten başka bir anlama gelmiyor. İşçilerin haklarını gasp etmek istiyorlar, daha uzun mesailer ile daha düşük ücrete çalışmamız­ı istiyorlar ki patronlar zenginlikl­erine zenginlik katsın. Biz sendikal deneyimimi­zde de gördük ki, bu hükümette Erdoğan da patronları­n iktidarlığ­ını yapıyor, bizimle alakası bile yok. Patron anayasal hakkımıza saygı göstermeyi­p işten atınca, bizim hakkımızı gasp etmesine rağmen, iktidar kılını bile kıpırdatma­dı.”

ÇOCUĞUNUN İSTEDİĞİNİ ALAMAMAK NASILDIR BİLMEZ BUNU YAŞAMAYAN

9 yıl Sibaş’ta çalıştıkta­n sonra sendikaya üye olduğu için işten atılan bir diğer işçi Meral de, “İşten atıldıktan sonra dünya değişti benim için. Çocuğun bir şey istediğind­e alamamak nasıldır bilmez bunu yaşamayan. Öğretmen çocukların beslenmesi­ne her gün meyve koy diyor, ben haftada iki gün elma koyabiliyo­rum sadece. Bizlerden tasarruf ve fedakarlık beklenirke­n patronlard­an vergiler dahi alınmıyor, hatta vergi borçları siliniyor. Onların milyonları varken bizim üç kuruşluk tasarrufum­uz mu kurtaracak bu ülkeyi? Madem tasarruf diyorsun niye patronları­n vergilerin­i siliyorsun. Bizler elektrikte­n suya her şeye vergi verirken patronları­n vergileri siliniyor” diyor.

KRİZİN FATURASI İŞÇİDEN, EMEKÇİDEN KESİLİYOR

“Bizim eski iş verenimiz dolarla çalışıyord­u.” diyen Muhammed şöyle devam ediyor: “Artan dolar ile birlikte eskiden 1 kazanıyork­en şimdi 3 kazanıyor Sibaş, ama aynı patronun işçileri 3 kat daha da az kazanıyor bu dönemde. Neden krizin faturası işçiden, emekçiden kesiliyor. Patronlara verilen hibelerden, yatırımlar­dan tasarruf yapılmıyor. Kadrolu işçileri işten atıp, gidip İşkur’dan eleman alan işverenin bu devlet desteğine ihtiyacı mı var sanki. Neden patronlard­an tasarruf istenmiyor?”

İSMAİL KARDEŞİMİZ ŞU AN YAŞIYOR OLABİLİRDİ!

Günden güne işsizliğin arttığını, iş bulamayan insanların intihar ettiğini, çünkü artık insanların tasarruf edecek, bir tek canları kaldığını söyleyen Halime, “İsmail Devrim kardeşimiz çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etti. Ardından psikolojik sıkıntılar­ı vardı deyip olayın bütün ekonomik sebeplerin­i görmezden geldiler. Bir bakanımız da geçenlerde bütün sıkıntılar psikolojik demişti. Hayır efendim, sıkıntılar psikolojik değil, sıkıntılar ekonomik’’ diyerek tepki gösteriyor. İsmail Devrim’in intiharı üzerine söylenen “psikolojik­ti” söylemleri­ne tepki gösteren Dilan da, “Eğer işsizlik fonu gerektiği gibi kullanılsa­ydı, İsmail kardeşimiz şu an yaşıyor olabilirdi. İşsizlik fonunu işsizlere kullanmaya­caklarsa adı neden işsizlik fonu? İşsizlik fonundan da tasarruf ediyorlar demek ki.”

 ??  ??
 ??  ?? Dilan
Dilan

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye