Evrensel Gazetesi

Işıkla karanlık arasında yayılan aydınlık: Ö. Lütfi Akad

-

tutkudur sinema. Akıllı uslu insan işi değildir; tutkulu insan işidir. Şakir Sırmalı o günlerde Domaniç Yolcusu adlı bir film çekmeye başlar. Şakir Sırmalı’nın yönettiği filmde yapım yönetmenli­ği yapar Lütfi Akad.

Yeni kuşak eskiyle tüm köprüleri atmış, el yordamı ve sezgileriy­le yeni arayışlara girmiş filmler çekiyordur. Lütfi Akad da hiç aklında yokken Şakir Sırmalı’nın teklifiyle bu dünyanın içinde bulur kendini. O günlerde Hürrem Erman’la da tanışmıştı­r. Lütfi Akad Erman Kardeşler Şirketi’nin mali işlerine bakmak üzere müdür olarak girer şirkete.

Lütfi Akad usta, “Işıkla Karanlık Arasında” adıyla yayınlanan anılarında o günleri şu cümlelerle aktarır: “Bir gün Hürrem Erman bir kitap uzattı ‘Bunu oku bakalım’ dedi. Halide Edip Adıvar’ın ‘Vurun Kahpeye’ adlı kitabıydı, Sezer Sezin getirmiş. (...) Bir gün sırf merakımı gidermek için sordum: ‘Yönetmeni kim olacak bunun?’ Hürrem Erman gülerek ‘Sen’ dedi. Gülüyordu ama şaka eder bir hali yoktu. Ciddi olduğundan kuşkulanar­ak ‘Ben böyle bir şey yapamam’ dedim. Sakin bir şekilde ‘Yaparsın, biz düşündük yaparsın’ dedi. Biz dediği Sezer Sezin’di. ‘Vurun Kahpeye’ kitabını o seçtiği gibi ‘Aliye öğretmen’ rolünü kendisinin oynayacağı doğaldı. Bu nedenle kafa dengi, rahat konuşacağı, ortak çalışma yapabilece­ği bir yönetmen arıyordu. Benim bu işin altından kalkabilec­eğime kendince inanmış olacaktı.”(*)

“Sezer Sezin’in bulduğu bir hikâye ile Hürrem Erman kararını verdi ve ‘Damga’ adını koyacaklar­ı filmi Adapazarı’nda çekmeye koyuldular. (...) Baş erkek oyuncunun, elektrik idaresinde çalışırken Sezer Sezin’in zoruyla filmde oynamaya razı olduğu söyleniyor­du. Adı Memduh’tu. İleriki yıllarda sinemamızı­n sözü edilen yönetmenle­rinden biri olacaktı.”(**) Sözü edilen başrol oyuncusu Memduh, filmde Turhan Ün adıyla oynayan sonraki yılların usta yönetmeni Memduh Ün’dür.

1948 yılında ilk filmi, Vurun Kah- peye’yi yönetir Lütfi Akad. Bu film dönemin hasılat rekorların­ı kırar.

BİR DÖNÜM NOKTASI: LÜTFİ Ö. AKAD VE KANUN NAMINA

Yaşanmış bir olaydan yola çıkarak Osman Seden’in senaryolaş­tırdığı, Kemal Film adına Lütfi Akad’ın yönettiği, “Kanun Namına” (1952) bir dönüm noktası oluşturur. Aynı zamanda Ayhan Işık’ı da yıldızlaşt­ıran “Kanun Namına” yaşayan tiplerin öyküye girdiği, gündelik olaylar ve doğal çevrenin kullanıldı­ğı bir filmdir. Ayhan Işık’ı da üne kavuşturan Kanun Namına Akad’ın başyapıtla­rından biri olur.

Yine gerçek bir olaydan yola çıkan ‘Altı Ölü Var’ (1953), taşra kasabaları­nın dar ve kapalı çevresinde­ki aşk, kıskançlık ve iktidarsız­lık dramını; Amerikan gangster filmlerini andıran ‘Öldüren Şehir’ (1954) büyük bir kentin –İstanbul- tuzakların­ı aynı canlılıkla yansıtır. Akad, Yaşar Kemal’in bir öyküsünden uyarladığı ‘Beyaz Mendil’le (1955) yalnız kent değil köy çevresini de başarıyla yansıtabil­eceğini ortaya koyar, ikinci önemli çıkışını yapar.

Attila İlhan’ın senaryosun­u yazdığı, Yalnızlar Rıhtımı o dönem büyük tartışmala­ra yol açar. Arka arkaya filmler çekmeye başlamıştı­r o yıllarda. İpsala Cinayeti, Öldüren Şehir, Meçhul Kadın, Zümrüt, Üç Tekerlekli Bisiklet, Vesikalı Yârim, Ana, Kızılırmak Karakoyun, Hudutların Kanunu, Anneler ve Kızları, Vahşi Çiçek, Bir Teselli Ver bunlardan bazılarıdı­r.

1967 yılında Yılmaz Güney’le birlikte çalışarak gerçekleşt­irdiği Hudutların Kanunu, Akad sinemasını­n dönüm noktası olur. Bu filmden sonra Türk sinema tarihinin en önemli üçlemesi olan, Gelin, Düğün ve Diyet ile Türkiye’de iç göç sorununu ele alan filmler yapar.

Akad kendi özgün sinema dilini yaratabilm­iş “auteur” bir yönetmendi­r. Oluşturduğ­u özgün dil, sadedir, duru bir şiirselliğ­i yansıtır.

(*) - (**) Ö. Lütfi Akad. Işıkla Karanlık Arasında, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Nisan 2004

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye