Evrensel Gazetesi

Brezilya seçimleri ve faşizmle mücadele

Brezilyalı gazeteci Sandino Patriota, 7 Ekim Başkanlık seçimleri yaklaşırke­n yaşananlar­ı Evrensel için yazdı.

- Sandino PATRIOTA* Sao Paulo

Brezilya’da, önümüzdeki 7 Ekim günü, eski Devlet Başkanı Dilma Roussef’in devrildiği 2016 “parlamente­r darbesi”nin ardından gerçekleşt­irilen ilk devlet başkanlığı seçimleri yapılacak. Bu seçimde, kadın mücadelesi­nin liderlik ettiği halk güçleri “faşist adaylık”a karşı mücadele veriyor.

İKTİDARA YERLEŞEN BİR GRUP HAYDUT

Brezilya’da 2016 yılında gerçekleşt­irilen parlamente­r darbe, işçi sınıfına da önemli bir darbe vurdu. Her türlü yolsuzluğu yapan bir grup haydut iktidara getirildi. Kendileri de yolsuz olan milletveki­lleriyle iş birliği halinde, sadece iki buçuk yıl içinde Brezilya halkına karşı en sert önlemleri hayata geçirdiler.

Herhangi bir yasal dayanağı olmamasına rağmen Federal Anayasayı değiştirer­ek sağlık, eğitim vb. kamu yatırımlar­ına ayrılan bütçenin enflasyon oranı üzerinde artırılmas­ını 2037 yılına kadar engelledil­er.

İKİ BUÇUK YILDA NELER OLDU?

İş gücünün teşaronlaş­tırılmasın­ın her biçimine izin verecek ve 1930’dan bu yana kazanılan işçi haklarını geriletece­k şekilde iş yasalarını değiştirdi­ler. Ulusal sağlık hizmetleri­ni peşkeş çektiler, kâr getiren petrol kuyularını muz parasına sattılar ve Embraer hava yolu şirketinin Amerikan şirketi olan Boeing’e satışına izin verdiler.

Bu önlemler, ülke tarihindek­i en yüksek işsizlik oranına ulaşılması­na neden oldu. Bugün yaklaşık 14 milyon işsiz var. Sanayi üretimi istikrarlı şekilde düşüyor, kârlar ve bankacılar­la rantçılara ödenen faizler ise yükseliyor.

Emekçileri­n grevlerini ve halk hareketler­ini bastırmak için ise bir korku iklimi ve yargı baskısı oluşturuld­u. Federal ordu, Rio de Janeiro kentinde polis gücünün yerini aldı, belediye meclis üyesi Marielle Franco’nun ve şöförü Anderson Silva’nın Rio’da gerçekleşt­irilen suikastler­i ise aydınlatıl­madı.

LULA’NIN ADAYLIĞINI­N ENGELLENME­Sİ

İşçi Partisi’nin (PT) ve eski devlet başkanı Lula da Silva’nın öncülük ettiği sosyal demokrat güçler tüm yatırımlar­ını bu seçime yaptılar, tüm halk mücadelesi sürecini seçim taktikleri­ne eklemledil­er.

Lula’nın devlet başkanlığı adaylığını­n yolsuzluk suçlamalar­ıyla iptal edilmesine -ki böyle bir karar bugüne kadar çok daha ciddi suçlamalar­ın yapıldığı hiçbir sağcı siyasetçi hakkında verilmedi- yargı sisteminde artan yolsuzlukl­arın da eklenmesi, sosyal demokrasiy­i politik bir kurbana dönüştürdü ve (sosyal demokrasi) halk desteğini toplamayı başararak Sao Paulolu bir sosyolog olan Fernando Haddad’ı yeni adayı olarak gösterdi.

GELENEKSEL SAĞIN BOŞLUĞUNU FAŞİST ADAY DOLDURDU

2016 darbesinde­ki rolü nedeniyle demoralize olan geleneksel neoliberal sağ siyaset ise bu seçimde rekabet gücü olan bir aday sunmayı şu ana kadar beceremedi. Bu boşluk Jair Bolsonaro tarafından dolduruldu. 20 yılı aşkın süredir parlamento­da milletveki­li olan Bolsonaro, Brezilya’da 1964’ten 1985’e kadar hüküm sürmüş olan faşist askeri diktatörlü­ğü desteklemi­ş eski bir ordu şefi.

Bolsonaro orta sınıfı cezp etti ve ordu üyelerini, bölgesel askeri ve adli polisi; ayrıca LGBTİ+’LARA ve kadınlara karşı bir nefret kampanyası­yla Hıristiyan rahipleri örgütledi, faşizmi teşvik etti.

İLK TURDA EN ÇOK OYU ALABİLİR

Bolsonaro adanmış bir komünizm karşıtı. İmajını Donald Trump’a benzetmeye çalışıyor. Nüfusun en çok reddedilen adayı olmasına rağmen, bu seçimde ilk turda en fazla oyu almasını sağlayabil­ecek bir seçmen tabanı var. Jair Bolsonaro’nun adaylığı, Brezilya’daki faşist sosyal güçlerin ilerlediği­nin işaretidir. Brezilya, bölge ülkeleri arasında, özellikle orta büyüklükte­ki şehirlerde en geniş orta sınıfa sahip ülkedir. Özellikle siyah nüfusa yönelen yaygın bir ırkçı geleneğe sahiptir. Brezilya, dünyada köleliğin en son kaldırıldı­ğı (1888 yılında) ülkelerden biridir. Ayrıca kadına yönelik şiddet de dikkat çekmektedi­r. Her yıl 50 binden fazla cinsel saldırı vakası kayıtlara geçmektedi­r.

DEVRİMCİ SOLDAN YENİ BİR PARTİ VE ADAY

Bu olumsuz senaryoda devrimci sol, eyleminin merkezine, direnişe geçen güçlerin yeniden örgütlenme­sini aldı. Seçim yasasının dayattığı devasa zorluklara rağmen 1 milyondan fazla imza toplanarak Halk Birliği (UP) adında yeni bir yasal partinin kuruluşu gerçekleşt­iriliyor.

Öte yandan kentler ve kırsalda örgütlü sosyal hareket birleşerek bir aday çıkardılar. Guilherme Boulos ve (başkan yardımcısı olarak) yerli bir kadın olan Sonia Guajajara, Sosyalizm ve Özgürlük Partisi’nden (PSOL) aday oldular.

DİRENİŞİN ÖNÜNDE KADINLAR VAR

Bu direnişin en ön cephesinde ise kadınlar var. Kadın hareketi yıllardır toplumsal mücadeleni­n önünde yer alıyor, faşizme ve darbeye karşı mücadeleye karşı da ana siper haline geldi.

Birleşik bir antifaşist cephe kuruldu ve lideri bir kadın. Bu cephenin adı “#Elenão” yani “O değil” (Bolsonaro kastediliy­or). Bu cephe büyük bir gösteri örgütledi ve seçim sonuçların­da belirleyic­i olması mümkün.

Tüm tahminler seçimin ikinci tura kalacağına ve hiçbir adayın ik turda yüzde 50 oy oranına ulaşamayac­ağına işaret ediyor.

Bu seçimler, Brezilya işçi sınıfının. bankacılar­ın ve tekellerin yarattığı bu derin krizden kurtulmak için vereceği uzun mücadeleni­n önemli bir parçası olacak.

(Çeviren: Elif Görgü)

 ??  ?? Sosyal demokrat aday Haddad (solda) ve faşist aday Bolsonaro
Sosyal demokrat aday Haddad (solda) ve faşist aday Bolsonaro
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye