İşçiler üzerinde koşullar ağırlaşıyor

Ekonomik bunalımın artması ve yıl sonuna doğru krize dönüşmesi ihtimali tüm hızıyla ilerlerken, fabrikalardan gelen haberlere bakacak olursak endişe git gide artıyor. Pınarbaşı bölgesinde Türkiye’nin en büyük ve önemli fabrikası olan ve 2500 işçinin çalıştığı yerde çalışıyorum. Gün geçtikçe gelen zamlar, hayat pahalılığı ve kesilen vergi ücretleri tek gündem diyebiliriz. Geçtiğimiz Mart ayında saat ücretlerine yapılan yüzde 7’lik zam Haziran ve Temmuz aylarında kaybolmuş ve yetmezmiş gibi bir de gelir vergisi kesintileri ile maaşlarda kayıplar oldu. Eylül ayında son yapılan yüzde 10.35’lik enflasyon zammı da son açıklanan gıda enflasyonu karşısında hızla eridi.

Tüm bunlar gerçekleşirken ülke de yaşanan ekonomik bunalımın ya da krizin faturasını işçilere emekçilere bizlere yüklemeye çalışıyorlar. Damat Bakanın açıkladığı yeni ekonomik program işverenlere verilen teşvikler, kıdem tazminatının kaldırılması, esnek ve yarı zamanlı çalışmanın yaygınlaştırılması, ücretlerin dondurulması, sosyal masrafların kısılması ve Bireysel Emeklilik Sisteminin önümüzdeki dönem zorunlu yapılması. Sermaye ve hükümet bir kez daha krizin faturasının bizden çıkarmak için ellerinden geleni yapmakta.

Bu yüzden de biz işçi ve emekçiler, sadece krizin yükünden koruma değil aynı zamanda canlarına kıymaya varan ağır sorunlardan da kurtaracak olan, talepleri etrafında birleşerek; krizin yükünü reddetme mücadelesinde kuracağımız kararlılıkla ilerlemeliyiz. 3 Ekim de İzmir’de Genel-ış Sendikası işçilerin iş bırakması, Cargill ve havalimanı işçilerin mücadelesi, Yine İzmir’de PETKİM işçilerin vardiya sistemine yönelik yapmış oldukları eylemsellikler evet bu dönem işçi hareketi gelişiyor ve gelişecekte. Krize karşı direnme git gide artacak. Bugün fabrikalarda, bölümlerde bize düşen görev birlikte beraberce ve kararlılıkla mücadeleye atılmak ve ilerletmek.