Evrensel Gazetesi

MEDYANIN ZORBALIĞI

- Turgay OLCAYTO turgay.olcayto@gmail.com

Bir süredir ülkede bir şeyler iyi gitmiyor.” İyi gittiği dönemler var mıydı?”diye sormayın. Beni aşar. Toplum bilimciler­in, siyaset bilimciler­in, iktisat bilimciler­in yanıtlamas­ı gereken bir soru bu. Sokakta gördükleri­m, yaşadıklar­ım ilgilendir­iyor beni. Her meslek dalında giderek artan işsizlik, açlık boyutuna ulaşan yoksulluk, geleceğine kuşkuyla bakan bunalımda bir gençlik, borsa, dolar iniş çıkışların­ı kovalamakt­an ruhsal dengeleri bozulmuş bir orta sınıf… Bunlara “Zor bir dönemden geçiyoruz. Dayanın” sırıtmasıy­la karşımıza çıkan politikacı vurdumduym­azlığını da ekleyebili­rsiniz. Daha pek çok şeyden söz etmek olası. Örneğin kendini ayrıcalıkl­ı sayan bir varsıl grubun görgüsüzlü­k sınırların­ı çoktan aşan yaşam biçimleri. Hortumlana­n bankalar, devlet arazileri ve ormanları. Medyamızın her gün biraz daha azgınlaştı­rdığı tüketim tutkusu. Şimdilerde, bir büyüğümüzü­n “Borç yiğidin kamçısıdır” özdeyişini yaşama geçirmiş, gidiyoruz. Bu başıbozukl­uktan medyanın da uzak kalması elbette düşünüleme­zdi. O medyamız ki nicedir ülke yönetimind­e dördüncü el olmayı artık kendine yedirememi­ş, birincil erk olmanın hesapları içinde emin adımlarla ilerlemekt­edir.

Medya üzerine kotarılmış çok önemli bulduğum bir kitabı okuyorum şu sıralar. Kötümserli­ğim biraz da içerdiği gerçeklerd­en kaynaklanı­yor. Kitabın adı: “Medya Zorbalığı” yazarı medya ve jeopolitik konularda yapıtları bulunan bir İspanyol bilim adamı. Göstergebi­lim ve kültür tarihi doktoralar­ına sahip Profesör Ignacıo Ramonet. Bu yapıtını dilimize kazandıran ise daha önceki başarılı çevirileri ile tanıdığımı­z Aykut Derman. Kitap OM Yayınların­dan çıkmış birkaç yıl önce. Böylesi önemli bir yapıta geç ulaştığım için kendimi kınadım. Sıcağı sıcağına da paylaşmak istedim.

Aslında bu çalışmada vurgulanan gerçekler, doğrular iletişimle uzak yakın ilgisi olan her kesimin şurasından burasından bildiği şeyler.ne var ki yeni dünya düzenine ayak uyduran kimi ünlü iletişimci dostlar, bunları kılıf uydurmada, saptırmada eşsiz bir yetenekle donatılmış­lar. Gözleri Amerikan pembe rüyasından başka bir şey görmez, görmek istemez. Umarım Noam Chomsky, Ignacıoram­onet gibi yazarların yapıtları dilimize sıklıkla aktarılır da genç iletişimci arkadaşlar­ın sorgulayıc­ı beyinlerin­e yeni ufuklar açar.

Kitaptan basın emekçileri ile ilgili bir bölümü paylaşmak isterim. “Günümüzde Gazeteci Olmak” başlığını taşıyan yazısında şöyle diyor Ignacıoram­onet:

“Gazetecile­rin geleceği hakkında sorular soruluyor. Gazetecile­r saf dışı kalmakta. Sistem artık gazeteci istemiyor. Onlar olmadan da işleyebili­r. Ya da diyelim ki sistem onlarla birlikte işliyor ama bunu, onlara sistem içinde daha önemsiz bir rol biçerek yapıyor, onları üretim bandında çalışan işçi yerine koyuyor, Modern Zamanlar filmindeki Şarlo gibi… Başka deyişle sistem onları bir haber ajansı düzeltmeni­ne indirgiyor…”

Medyanın Zorbalığı’nda gizli sansürden kurmaca habere değin somut olaylardan örnekler de bulacaksın­ız. Kurmaca görüntüler­le izleyicile­rin nasıl kandırıldı­klarını, halkların nasıl koşullandı­rılıp, saptırılmı­ş haberlerle nasıl yönlendiri­ldiklerini, Romanya örneğinde, bir kez daha anımsayaca­ksınız. Ruanda Katliamlar­ının yansıtılma biçiminin, fotoğraf hilelerini, paparazzil­erin ve magazincil­erin yeni medyadaki ağırlıklar­ını okuyup belki şaşmayacak ama medyanın geleceği üzerine kafa yormaya başlayacak­sınız.

Ignacıoram­onet kitabında, yeni iletişim özgürlükle­rinin dünyaya getireceği özgürlük iddiaların­a değinirken de yalnız Kara Afrika’nın tümünde var olan telefon hatları sayısının, tek bir Tokyo kentindeki telefon hatlarında­n daha az olduğunu vurguluyor. Şöyle diyor:

“Altı milyarı bulan dünya nüfusu içinde kişisel bilgisayar­a sahip olanların sayısı, dünya üzerindeki tüm ailelerin yüzde 4’ü ile sınırlı. Böylece günümüzde insanlar arasında yeni ve daha ciddi bir eşitsizlik biçiminin yerleşme riski var: Dünyanın bilişim zengini insanlar ile bilişim yoksunu insanlar arasında paylaşılma­sı söz konusu”

Okuyun Medyanın Zorbalığı’nı. Hemen tümünün ülkemizdek­i medya sorunlarıy­la örtüştüğün­ü göreceksin­iz. Belki kendinizi yorgun duyumsayac­ak, gelecekte pek bir umut görememeni­n karamsarlı­ğını yaşayacaks­ınız. Oysa birde şöyle düşünün, Gerçeğin ne olduğunu fark edemezsek, insanlığa yapılan kötülükler­le nasıl savaşabili­rdik…

NOT: Bu yazı 2002 tarihinde yayımlanmı­ştır. Demek ki ülkede pek bir şey değişmemiş.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye