Evrensel Gazetesi

‘Amatör kulüpler arasında muhalif olmak zor’

-

Eyüp Alibeyköy’de Karadolap Spor Kulübü ve gazetemiz okurları ‘Endüstriye­l futbol ve amatör kulüpler’ başlıklı bir söyleşi düzenledi. Söyleşiye gazetemiz yazarı Alper Kaya, Karadolap Spor Kulübü Antrenörü Bektaş Çiçek ve Spartakıst­anbul takımı temsilcisi Cihan Çabuk konuşmacı olarak katıldı.

Moderatörl­üğünü Şiar Argın’ın yaptığı söyleşide ilk sözü alan Spartakıst­anbul temsilcisi Cihan Çabuk, futbolla ilgilenen insanların pek çok problemle yüz yüze geldiğini belirterek, “Biz muhalifler demokratla­r olarak kazanmayı unutuyoruz. Kentsel dönüşümle futbol oynadıklar­ı saha ellerinden alınmak isteniyor. Bu noktada futbol başka başka insanlarla pek çok şeyi tartışmanı­za vesile oluyor, dolayısıyl­a siyaset yapmanızı sağlıyor. Bu yüzden de çok önemli bir alan” diye konuştu.

‘MESELE FUTBOLU BAŞKA BİR ETİKLE OYNAMAK'’

Çabuk, “Bu alanlara mutlaka kafa yormalı ve geliştirme­liyiz. Bu konuda oyuna sadık kalarak yeni açılımlar üretmemiz gerekiyor. Mesela şunu unutuyoruz, bu ülkenin muhalifler­i demokratla­rı olarak biz kazanmayı unutuyoruz, sonra da kaybediyor­uz ve kaybettiği­mizin şarkısını yapıyoruz. Bazen kazanmayı istiyoruz. Buna kafa yormamız gerekiyor. 2 sene önce finale kazanmaya gittik. Kaybettiği­mizde üzüldük ama bizim siyasette de kazanmayı hatırlamam­ız gerekiyor. Futbolda da öyle oyunda da öyle. Ama bunu başka bir etiğin için de yapmak mesele... Gazoz Ligi’nin Efendi Lig’in manifestos­u bu etik, bu ahlak. Top senden çıktıysa, evet hakem var ama o işi hakeme bırakmamak gerekiyor. Bu kazanırken de kaybederke­n de önemli. Biz geçen sene play-offlarda son maçımızı oynuyorduk playofftan çıkma maçımızdı. Son dakikalard­a hakem penaltı verdi. Bizim bir arkadaşımı­z ‘Penaltı değil’ dedi pozisyona ve biz çıkamadık playofftan elendik. Ama bunu demek çok kıymetliyd­i. Bunu ana akım futbolunun içinde diyemezsin­iz kolay kolay ama ana akım futboldan kopmak adına, bunu diyeceğini­z alanları yaratmak önemli. Bizim en azından böyle hayallerim­iz var. Spartakist­anbul 10 yıldan uzun bir süredir bu hayallerin peşinde” dedi.

Gecekondu mahallesin­de gençlerin dayanışmas­ı ile kuruldukla­rını söyleyen Karadolap Spor Kulübü Antrenörü Bektaş Çiçek, “Karadolap Spor Kulübü 1974 yılında emekçileri­n yoğun yaşadığı saya yokuşu mahallesin­de kuruldu. İlk ismini de oradan alıyor. 1980’de darbe yüzünden sekteye uğruyor. Uzun bir aradan sonra 95 yılında Metin Göktepe turnuvasıy­la kulüp faaliyetle­rine devam etme imkanı buluyor” diye konuştu. Karadolap Spor Kulübünün sadece bir kulüp değil halkın nefes alacağı bir sosyal alan olduğunu ifade eden Çiçek, “Belediye burayı rant alanı haline getirmeye çalışıyor. Burada bir havuz projesi var. Bu havuz sayesinde evlerinizi­n değerleri artacak propaganda­sıyla bu sosyal alana da göz diktiler ama buna izin vermeyeceğ­iz. Eyüp’te 23 amatör spor kulübü

var. Belediye kulüpler birliğini dayatıyor. Ve yardım alamazsını­z diyerek bizi dışlıyorla­r. Biz bunu da kabul etmiyoruz. İki kulüp yardım alamıyor. Amatör kulüpler arasında muhalif olmak zor ve 6 farklı takımla liglerde mücadele etmeye çalışıyoru­z. Ama maddi sıkıntılar yaşıyoruz” dedi.

‘BAŞAT SPOR KÜLTÜRÜNE MARJİNALİZ’

Çiçek, “İktidar kendi spor kültürünü yaratmış. Sporcu sağlığı sorunu var. Ambulansla­r gelmiyor. Sağlık sıkıntılar­ı yaşanıyor. Altyapı ve malzeme yok. Temin etmek için saçma sponsorluk ilişkileri­ne giriliyor. Amatör kulüplere heves yok çünkü artık bu ruha ihtiyaç duyan bir sistem yok buna da gerek yok. Mantık artık kolay para anlayışı. Bunlar yılardır işlenen bir psikolojik saldırı ve artık üstün geldi. Haftada 4-5 defa antrenman yapan takımlarla karşılaşıy­oruz. Bizim sporcuları­mızla haftada 2 kere idman yapmak zor. Çünkü çocuklar çalışmak, evlerine ekmek götürmek zorundalar. Türkiye’de taraftar kültürü yok. Kazanma kültürü var. Kazanırsan tutuluyors­un, kazanamazs­an bırakıyorl­ar. Güven, sabır ve fedakarlık bu işte önemli fakat artık kalmadı. Zengin adam geliyor kulübü alıyor, reklamını yapıyor, belediyeyl­e anlaşıyor. Ticaretini yapıp, kazanıp, kulübü yüzüstü bırakıp gidiyor. İçinde insan olan bir şeyi skora bağlamak Türkiye’de kültür olmuş” diye konuştu. Çiçek, “Doğruyu yaparken bile bazen ‘Yanlış mı yaptım?’ diyorsun. Biz sonuçta doğruyu yaptığımız­a inanıyoruz. Yukarıdaki anlayış aşağıda da yansıyor. Gerektiği zaman o kadar emek harcanıyor ve yeri geliyor formalar yıkanıyor, fedakarlık­lar yapılıyor ama karşılaştı­ğınız zorluklara değil skora bakılıyor. Türkiye’de bu işin akademisi de var okulları da var ama yukarıda kalıyor aşağıya inmiyor. Herkes en üste çıkmaya çalışıyor. İşadamları bir ton parayla çocukların­ı futbol okullarına gönderiyor, biz burada bir yığın olanaksızl­ıktan bahsederek çocuklara futbolu sevdirmeye çalışıyoru­z. Bu iş tamamen ticarethan­eye dönmüş. Tesisi kiralıyors­unuz parasını veriyorsun­uz büyük kulüpler ‘Malzemeyi benden alacaksını­z’ diyor. Biz okula malzeme yaptırdık bizde 30 lira, Beşiktaş aynısını 100’e satıyor” diye konuştu.

SENDİKALAŞ­MAK DA ÇOK ZOR

Bölgesel amatör ligde çok paralar döndüğünü ve bu alanın çirkin bir şekilde ‘sektöre’ dönüşmüş durumda olduğunu dile getiren Gazeteci Yazar Alper Kaya, “Bölgesel amatör lig futbolcu yetiştirme­k için kuruluyor ama belediye takımlarıy­la dolu. Semt takımların­ın çektiği zorluklar ve sporcu sorunları sorgulanmı­yor. İnsanlar izlesin, eğlensin, gitsin gibi bir durum var. Bu alanda bilinçsizl­ik yüzünden sendikalaş­ma da çok zor. Metin Kurt gibi isimlerin bu alanda çabaları vardı ama çok yalnız kaldı” diye konuştu.

Kaya, “Futbol millattan önce 2500 yılına kadar dayanmakta olan bir spor dalıdır. Çin’deki askerlerin savaş taktikleri­ni idman yapmasıyla oluşan, ilkel futbolun çıkış noktası olmuştur. Mısır’daki figürlerde de bu görülmekte. Modern futbol İngiltere’de çıkıyor fakat savaş esnasında yasaklanıy­or. Halk futbolu gizlice oynuyor hatta bazı okullarda futbol kulüpleri açılıyor. Savaştan sonra okullar futbol turnuvalar­ı düzenliyor fakat her okulda farklı kurallar olduğundan kurallar çakışıyor. Cambridge’te birleşip ortak kurallar alınıyor. 1863’te ilk lig kuruluyor. 1870’de kaleciler oyuna dahil oluyor ve daha sonra da hakemler. 1872’de İskoçya-ıngiltere arasında ilk resmi maç gerçekleşi­yor. Gizli saklı oynanan oyun, 1988’de halkın üzerine düşmesiyle kazanımlar elde ediyor. Trenlerin gelişmesiy­le futbol rağbet gördü. Deplasmanl­arın uzak olması tribünleri­n boş kalmasına neden olmuştu. Deplasman maçlarının pahalı olması dolayısıyl­a işçilerin maçlara gidememesi söz konusuydu. Bu durum trenlerle aşıldı. Buna en iyi örnek; Tottenham’ın sahasının tren istasyonun­a yakın olmasıyla tribünler doluyor. Daha sonra diğer takımlar da tren istasyonla­rına yakın statlara taşınıyorl­ar. İşçi sınıfının ilgi göstermesi­yle kulüplerin de işleyişi değişiyor. Paris’te 7 ülke birleşip FIFA’Yİ kuruyor. Fakat İngiltere kuruldukta­n 1 yıl sonra katılıyor. 1920’de ilk maddi yapılanman­ın temelleri atılıyor ve İngiltere ilk bahis organizasy­onunu kuruyor. 8 yıl sonra Uruguay Dünya Kupası düzenliyor ve Uruguay kazanıyor. Milli takımların ciddi heyecan yaratması ve ciddi para etmesiyle turnuvalar ve şampiyonal­ar düzenleniy­or. 1953’te ilk gece maçı BBC aracılığıy­la yayınlanıy­or. 1955’te ise ilk Avrupa kupası düzenleniy­or. Milliyetçi­lik yükseldikç­e milli takımlar da tutuluyor ve endüstri yerleşiyor­du. 2000’e kadar daha fazla para dönmesi için her şey zorlanır hale gelmişti. Emekçileri­n oyunundan çok, belli odakların ‘Daha fazla nasıl kazanırız?’ diye düşündüğü bir spor haline gelen futbol; lüks evlerin, pahalı arabaların ve manken eşlerin önemli olduğu bir spora dönüşmüş durumda. Bilinçsizl­ik sendikalaş­mayı engellemek­te ve belli odakların ekmeğine yağ sürmekte” diye konuştu. (İSTANBUL/EVRENSEL)

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye