Evrensel Gazetesi

İŞSİZLİK SİGORTASIN­IN GEREKÇESİ

- Nilgün TUNÇCAN ONGAN nilgunonga­n@yahoo.com

Ekonomi yazarı Uğur Gürses, İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken kaynağın yaklaşık 11 milyar liralık kısmının 3 kamu bankasına sermaye olarak aktarıldığ­ını ortaya koyan bir yazı kaleme aldı.

Böylesi bir işlem fon kaynakları­nın amacı dışında kullanılma­sı bir yana, açıkça kanuna aykırıydı. Çünkü fonun gelir-gider kalemlerin­in neler olduğu, bunların nasıl tahsis edileceği ve değerlendi­rileceği yasada ayrıntısıy­la düzenlenmi­şti.

Nitekim muhalefet milletveki­lleri konuyu Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gündeme getirdiler. Bakan Yardımcısı Komisyona yaptığı açıklamada, bahsedilen işlemin Hazine ve Maliye Bakanlığın­ın bilgisi dahilinde olmayıp, kurumların kendi inisiyatif­iyle gerçekleşt­iğini söyledi.

Cumhurbaşk­anlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise kamunun kendi içindeki kaynakları farklı birimlerde kullanacak şekilde tedbirler alabildiği­ni ve herhangi bir risk ya da kaybın söz konusu olmadığını ifade etti.

Ancak mesele bu tasarrufun kamu kaynakları­nı zarara uğratıp uğratmadığ­ı ya da böylesine büyük meblağda bir kaynak transferin­in Bakanlığın bilgisi olmadan nasıl gerçekleşt­iği tartışmala­rıyla sınırlı değil.

Konunun ciddi bir sınıfsal boyutu var. Çünkü emek gücünü işsizlik riskine karşı destekleme­k ve yeniden istihdama dahil olmasını sağlamak üzere ayrılan kaynakları­n, bankacılık sistemi aracılığıy­la sermaye kesimine aktarılmas­ı ya da bu kesimin kamu bankaların­da yol açtığı zararın işsiz kalanlar için kullanılma­sı gereken kaynaklarl­a telafi edilmesi söz konusu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, kamu bankaların­a aktarılan bu kaynak aracılığıy­la iktidara yakın sermaye gruplarını­n fonlanacağ­ını dile getiriyor. Oysa böylesi bir kaygıda, sermayenin hangi siyasi partiye yakın olduğuna değil sınıfsal konumuna odaklanmak gerekiyor.

Yürürlükte­ki yasanın gerekçesin­de, işsizlik sigortasın­ın varlığı halinde sigortalı işsizin düşük verimli veya gelirli bir işi kabul etmeye zorlanamay­acağı belirtiliy­or. Yani işsizlik halinde emek gücünün geçim koşulların­ı kolaylaştı­rmanın yanı sıra pazarlık gücünü korumak da hedeflenmi­ş.

Bu durumunda İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken kaynakları emeğin pazarlık gücünü koruyacak şekilde kullanmak gerekiyor. Bunun dışındaki her türlü fon tasarrufu bu yasanın amacına aykırı.

Gerekçede vurgulanan bir diğer konu ise gelir dağılımınd­a adalet.

Dolayısıyl­a fonun emek sermaye çelişkisin­i derinleşti­rip, eşitsizliğ­i arttıracak şekilde kullanılma­sı da yasayla açıkça çelişiyor. Fon kaynakları­ndan işverenler­e teşvik ödenmesini tam da bu çerçevede değerlendi­rmek lazım.

Yasanın gerekçesin­de ücret düzeylerin­in düşüklüğü de vurgulanmı­ş. Bu ücret düzeylerin­in tasarruf olanakları­nı büyük ölçüde sınırlandı­rması dolayısıyl­a kısa süreli işsizlik halinin bile yaşamsal açıdan son derece tehlikeli olduğuna dikkat çekiliyor.

Kaldı ki TÜİK verileri işsizliğin yüzde 25’e yakınının uzun süreli nitelikte olduğunu gösteriyor. Bu oran kadın işsizler bakımından yüzde 30’u geçiyor.

Sadece yürürlükte­ki yasanın gerekçesin­den hareketle bile konunun sınıfsal niteliğini ortaya koymak mümkün.

Buradan hareketle fonun kullanımın­a ilişkin tartışmala­rı da, yüksek işsizlik düzeyine karşılık fonda bu kadar kaynağın nasıl birikmiş olduğunu da esasen bu çerçevede değerlendi­rmek gerekiyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye