İşyerlerimizde komiteler kurmalıyız!
Merhabalar. Sizlerle İzmir’de DİSK/GENEL-İŞ Sendikasının “Krizin faturasını emekçiler ödemesin” diyerek yaptıkları yarım günlük iş bırakma eylemiyle ilgili paylaşmak istediklerim var.
12 yıldır kamuda çalışan Türk-ış üyesi bir işçi olarak içim kıpır kıpır etti. Neden diye sorarsanız, çünkü bu kriz gün geçtikçe biz işçileri vuracak. Kapitalizmin krizi işçileri ve emekçileri, yüksek enflasyon, işten çıkarmalar, ücretsiz izinlerle yüz yüze bırakacaktır. Belki diyeceksiniz ki kamuda çalışan işçiler bu krizden etkilenir mi? Belki kamuda çalışan işçi işten çıkarma ve ücretsiz izinle karşı karşıya gelmez ama kamuda çalışan işçinin ücreti, toplu sözleşmeden kaynaklı aldığı zam enflasyonun yüksek çıkmasıyla birlikte erimiştir, böyle de devam edebilir.
‘KAMU İŞÇİSİNİN DE ALIM GÜCÜ ZAYIFLAMIŞTIR’
Kamu işçilerinin yüzde 60 kadarının bankalara kredi borcu vardır. Kamu işçilerinin büyük çoğunluğu borç batağındayken ekonomik krizin etkisiyle daha fazla borç batağına girecektir. İşçilerin durumu böyle ortadayken ülkemizde işçiler cephesinden “krizin faturasını işçiler ödemesin” diye irili-ufaklı eylemler baş göstermeye başlamıştır. Bunun neticesinde de İzmir’de Genel-ış üyesi işçiler yarım günlük iş bırakmışlardır. Peki bu kriz sadece İzmir’deki Genel-ış üyesi işçileri mi etkiliyor?
‘TÜRK-İŞ ÜYESİ İŞÇİLER KRİZDEN ETKİLENMİYOR MU?’
Buradan Türk-ış üyesi bir işçi olarak Türk-ış’e seslenmek istiyorum. Türk-ış üyesi işçiler bu krizden etkilenmiyor mu? İşçiler bu krizden etkilenir. Fakat Türk-ış başkanları bu krizden etkilenir mi? Başkanlar, bu krizden etkilenmezler. Çünkü Türk-ış başkanları aylık 10 bin liraya yakın ya da aşkın maaş alırlarsa, krizden etkilenmezler ve üyesinin bu krizden etkilendiği hissetmezler. Çünkü oturdukları koltuklar onlara sıcak geliyor. Sendika başkanlığını işçilerin hakkını korumak için değil de daha çok nasıl mülk sahibi olurum, daha fazla zevk-i sefayı nasıl sürdürebilirim, bunun peşindeler. Bu iş böyle gitmez.
‘BİRLİK OLURSAK KAZANIRIZ’
Tekrardan Türk-ış içerisindeki mücadeleci işçi kardeşlerime ve mücadeleci sendikacılığı benimsemiş sendikalara sesleniyorum. Gelin hep birlikte bu krizin faturasını işçilerin ödememesi için işyerlerimizde üretimden gelen gücümüzü kullanarak karşı çıkalım. İşyerlerimizde mücadeleci işçiler olarak komitelerimizi kurup mevcut sendikalarımızı harekete geçirmeye çalışalım. Sendikalarımızı harekete geçiremezsek eğer kapitalizmin krizi karşısında işçiler olarak başımıza gelecekleri sadece izleriz. Üretimden gelen gücümüzü kullanırsak, birlikte olursak kazanırız.