Dışa bağımlı enerjide borcun faturası halka çıkarılıyor
bir noktaya getirdiğini ifade etti. İpek, fiyatlardaki artışın doğal gazdan kaçışa neden olduğunu belirterek, alım garantisi bulunmayan santrallerin ayakta kalma şansı olmadığını söyledi.
‘TÜRK TELEKOM’DAN DAHA KÖTÜ OLUR’
Enerji sektöründeki söz konusu 50 milyar dolarlık borç yükünün iyi analiz edilmesi gerektiğini ifade eden İpek, TEDAŞ Genel Müdürü ile yaptıkları görüşmede bu konuyu da dile getirdiklerini aktardı. İpek, Türk Telekom’da ödenemeyen kredi nedeniyle yaşanan olayın enerji sektöründe de yaşanma riski olduğunu belirterek, enerjide yaşanabilecek durumun Türk Telekom’un 5-10 misli büyüklükte olabileceğini vurguladı. Denetimlerin sıklaştırılması ve denetim raporlarının kamuya açıklanması gerektiğini söyleyen İpek, şöyle konuştu: “Sonuç olarak baktığımızda şunu görüyoruz; bir tarafıyla enerji sektörü, bir tarafıyla Türk Telekom’da gördüğümüz süreçten sonra Türkiye, 80’lerde başlayan maceranın getirdiği noktayı tartışmak zorunda. Sadece bizim sektör açısından değil. Özelleştirme, serbestleştirme, dışa bağımlılık ve bunun sonuçları yeniden tartışılmalı... Burada da yeniden kamusala dönüşü tartışırken bu ağır bedelleri de kamuya ödetmemek gerekiyor. Bunun nasıl yapılacağının da tabi daha serbest kürsülerde tartışılması gerekiyor.”
Bazı çözüm önerilerini sıralayan İpek, öncelikle kamunun gerçekten ihtiyacı olmayan nükleer santrallerin, termik santrallerin acilen durdurulması gerektiğini dile getirdi. Enerjinin verimli kullanımının sağlanması gerektiğini belirten İpek, “Özelleştirilen ve Türkiye’nin ayağında pranga haline gelmiş tüm kurumların yeniden nasıl kamulaştırılacağı, burada kamunun bu süreci en az zararla nasıl atlatacağı planlanmalı. Öte yandan asgari 4 kişilik bir ailenin kullandığı 230 kw/h diye tarif ettiğimiz enerji bedelsiz olarak verilmeli. Ondan sonra enerjinin tüketimine göre kademeli bir fiyatlandırma yapılabilir” dedi.