Zor dönemden geçiyor
Fransa’da 15 ay önce iktidara gelen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, giderek çözülmesi daha da zorlaşan koşullara sürükleniyor. Yaklaşık 2 hafta önce Paris’ten sonra Fransa’nın en büyük ili olan Lyon’nun belediye başkanı seçilebilmek için “hükümetten acilen uzaklaşmayı” tercih eden, en “radikal Macroncu” İçişleri Bakanı beklenmedik bir şekilde ve Macron’un itirazına rağmen istifa etmişti. Yeni bir bakan ise bir türlü bulunamadı. Atanacak kişi konusunda Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında sert tartışmalar yaşandığı belirtiliyor. Daha geniş bir hükümet değişikliği planlanıyor, ancak şu ana kadar yapılan tekliflerin birçok kişi tarafından reddedildiği belirtiliyor. Kimse su alan bir gemiye binmek istemiyor.
MÜCADELE ÇAĞRISI YANIT BULUYOR
Bu koşullarda Fransa’nın en büyük sendikaları işçi, emekçi ve gençleri grev ve eylem yapmaya çağırdı. Emeklikten, işsizliğe, eğitimden hastanelere, sosyal yardımlardan esnek çalışmanın dayatılmasına kadar sosyal alandaki tüm saldırıları püskürtmeye yönelik yapılan mücadele çağrısına, ülke genelinde yüz binlerce işçi, emekçi ve genç çağrı verdi.
Alman medyası ise bir avucu geçmeyecek sayıda gencin “taş atmasını” gündeme taşıdı. Junge Welt gazetesindeki yorumda, büyük sendikaların alım gücünü arttırma sloganıyla yaptıkları eylemlerin bu gençleri içine çekememeleri eleştiriliyor.
İNGİLTERE’DE SENDİKALARA İLGİ
İngiltere’de ise Fast Food, Bar ve Sipariş işçilerin tarihi grevlerinden sonra Uber çalışanları da Salı günü grevdeydiler. Öte yandan Muhafazakar Parti Hükümeti, istidamın yüksek olduğundan hep övünüyor ama 1.8 milyon işçi, iş güvencesi olmayan sıfır saat/esnek işlerde çalışıyor. İngiltere’deki işçiler son iki yüz yılın en düşük ücret artışıyla karşı karşıya. Bu hafta Guardian Yazarı Rhiannon Lucy Cosslett, Uber işçilerin grevin önemine ve gençlerin ana akım medyanın yansıttıkların aksine sendikalara karşı büyük ilgi duyduklarını ve bu gelişimin umut verici olduğunu söylüyor.