4. NEANDERTALLERİN AİLELERİ VARDI
NEANDERTALLERİN küçük, aile odaklı gruplarda yaşadığı ve yakın duygusal bağlar üzerine inşa edilen günlük yaşamları olduğu görülüyor. Doğum muhtemelen riskliydi ve bebeklerin emzirilmesi ve bir yılı aşkın bir süre taşınmaları gerekiyordu. Çocuklar erken dönemde yetişkin aktivitelerine katılıyorlardı: Ağır işler kemiklerinde izler oluşturuyordu ve dişlerindeki küçük çizikler, taş bıçakla yemeyi öğrendiklerini gösteriyor.
Neandertallerin ölüm geleneklerinin karmaşık olduğunu biliyoruz. Avrupa çapındaki incelemelerde kemiklerde bulunan kesikler, ölülerin et ve kemiklerinin dikkatli bir şekilde birbirinden ayrıldığını ve hatta bazen yenildiğini göstererek, tarihte düşündüğümüzden daha yaygın olan ölümle başa çıkmanın bir yolu olduğunu gösterdi.
Fakat Neandertal ilişkileri kendi türleriyle sınırlı kalmadı. 2010 yılında modern insanın (Homo sapiens) onlarla melezlendiği ve genlerin her iki yönde de hareket ettiği ortaya çıktı. 2015 yılında, Romanya’da 40 bin yıllık bir insan çene kemiğinin genetik analizi, Neandertal atalarını sadece altı kuşak öncesinde buldu.
Avrupa’nın en eski insan kalıntılarının bazılarında tesadüfen bu kadar yakın bir ilişki bulmak pek olası değildi, bu nedenle melezlenme muhtemelen bu dönemde yaygındı. Dna’mızdaki Neandertal genlerinin miktarı ve çeşitliliği, insan-neandertal karşılaşmalarını binlerce değilse de yüzlerce insanın yaşadığını gösteriyor. Ortaya çıkan yavruları kimin yetiştirdiğini veya grupların birlikte yaşayarak mı sosyalleştiğini bilmiyoruz, ancak bu bebekler aynı bizim gibi özverili bakım ve sevgi istiyorlardı.