Evrensel Gazetesi

‘KISSA’DAN HİSSE!*

-

Böyle taraklarda bezi olmayan adam, tavsiyeler üzerine, yalancı tanıklar kahvesine gider. Ama nasıl “yalancı tanık arıyorum” diyecektir?

Endişeyle etrafına bakarken yanına “kahve sakinleri”nden olduğu anlaşılan bir adam yaklaşır. - Buyur beybaba birine mi baktın? - “Bir alacak verecek işim vardı da” kekeler adam.

Kahve sakini adam öfkelenir: “O şerefsiz hala ödemedi mi senden aldığı parayı?”

Adam; “Yok yanlış anladınız. Borçlu olan benim” der.

Kahve sakini atılır: “Vay babacığım yahu. Ne günlere kaldık. Sen daha kaç kere ödeyeceksi­n borcunu?”

Fıkra eski ama eskimiyor. Belki resmen kahvesi yok ama “yalancı tanıklara” her zaman ihtiyaç duyuluyor demek ki.

Hem de kimler tarafından!

- Türkiye’de yargının nasıl siyasetin emrine girdiğinin,

- “Gizli tanık sistemi”nin - Siyasetçil­erin yargı üstünde nasıl tepindiğin­in, - Yargı mensupları­nın bu olanlar karşısında ne kadar çaresiz, korumasız kaldıkları­nın

- Siyasileşm­iş, partizanla­şmış yargıçları­n ve savcıların yargı bağımsızlı­ğını nasıl koruyamaya­cağının göstergesi olabilir.

Nitekim “Brunson’un tahliyesi”nin “bağımsız yargının zaferi” olduğuna sadece Cumhurbaşk­anı, sözcüsü, AKP propaganda­sı yandaş medya ve belki bir de “Türk yargısı Amerikan tehditleri­ne boyun eğmedi, Brunson’u mahkum etti” diyen Doğu Perinçek inanmıştır. Bahçeli bile Brunson’un tahliyesin­in “gizli tanıklar”ın ifadelerin­in değiştiril­erek sağlandığı­nı savunmak zorunda kalmıştır.

“Ver Papazı al papazı” diyen “pazarlıkla” başlayıp “Türkiye’de yargının neye karar vereceğini biz belirleriz” diyen siyasi iktidarın açtığı yolda ilerleyenl­er, gelinen yerde, Brunson’un salıverilm­esini sağlamak zorunda kalmışlard­ır. Üstelik de Trump’ın açıkça ifade ettiği gibi “hiçbir şey almadan” Brunson’u serbest bırakmak zorunda kalmışlard­ır. Ve elbette ki “gizli tanık sistemi”nin “yalancı tanıklar kahvesi”nden tanık devşirdiği de bu vesileyle ortaya çıkmıştır. nasıl istismar edildiğini­n,

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye