NE OLMUŞTU?
WASHINGTON Post yazarı olan Suudi Arabistanlı Gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim günü İstanbul’daki Suudi Arabistan başkonsolosluğuna girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Uluslararası basın kuruluşlarına isimsiz olarak bilgi sızdıran “Türk yetkililer”, Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta “sorgulandığını, işkence gördüğünü ve öldürüldüğünü” iddia ettiler. Ayrıca hükümetin elinde Kaşıkçı’nın başına gelenlerle ilgili “ses ve görüntü” kayıtları olduğu da ileri sürüldü ancak hükümet hâlâ resmi bir açıklama yapmıyor.
Öte yandan pazartesi günü Türkiye polisi olay sonrası ilk kez Başkonsoloslukta inceleme yaptı. Dün de ikinci bir inceleme yapılması bekleniyordu.
Öte yandan Kaşıkçı’nın akıbetini açıklamayan Suudi Arabistan ise iddiaları yalanlıyor. ABD ve Avrupa yönetimleri de Suudi Arabistan’a gerçekleri açıklaması için
tüm bilgileri açıklamaya davet etti.
İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet, 1963 tarihli Viyana Sözleşmesi’nden kaynaklanan söz konusu dokunulmazlıktan acilen feragat edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Uluslararası hukuka göre, zorla ortadan kaybetme ve yargısız infaz çok ciddi bir suçtur ve dokunulmazlık, yaşanan olayın ve sorumluların soruşturulmasını engellemek için kullanılmamalıdır” dedi.
uluslararası baskı uygulamak çağrıları yapıyorlar.
Halbuki İngiltere’de çifte ajan Sergey Skipral ve kızının gazla zehirlenmesi olayında, olayın faali olarak gösterilen Rusya yönetimi hızla tepkilerin hedefi olmuş, konu BM Güvenlik Konseyi’ne gelmiş, Rus diplomatlara yaptırım uygulanmış ve bulundukları Avrupa ülkelerinden kovulmuşlardı.
yerine “iş birliği”