Türkiye, Kıbrıslı Türkleri aradan çıkarıyor
KIBRIS gazeteleri ve yorumcuları da “çözüm” konusunu analiz etmeyi sürdürüyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Güney Kıbrıs Lideri Anastasiadis’in New York’taki gizli görüşmesi, Türkiye yönetiminin Kıbrıslı Türkleri ‘aradan çıkarması’ olarak yazılarda öne çıktı. İşte dün yayınlanan o yorumlardan bazıları:
KIBRIS’TA ‘ESAS OĞLAN’ TÜRKİYE
Serhat İncirli (Kıbrıs Postası): “Ortada gerçekler vardır! Sıralayalım... Nedir bu gerçekler?
Bir: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin masadaki muadili Kıbrıs Türk Devleti yani KKTC değildir!
İki: Evet, Kıbrıs sorununda “iki taraf” ve aynı zamanda “iki toplum” esas öznelerdir ancak “esas oğlan” Türkiye’dir! Üç: Özneler değil, esas oğlan, karar organıdır! Dört: Zaten hepimiz Türkiye ile görüşülmesi gerektiği inancındaydık. Beş: Çavuşoğlu ile Anastasiadis görüşmeleri sıklaştırılmalıdır. Altı: Başka şeylere ses çıkarmayan Akıncı’nın devre dışı kalma konusunda küsmesi açıkçası çözümden önemli değildir! Yedi: Çok mu karmaşık bir yazı oldu?
Sekiz: Olabilir! Dokuz: Kıbrıs sorunu şu ya da bu şekilde çözülmelidir; çözecek olan da Ankara’dır! Bu gerçekten kimse uçarak, veya hızlı koşarak kaçamaz!”
KIBRIS KİMİN UMRUNDA?
Sami Özuslu (Yenidüzen): “Gerçek olan şu ki, kimse Kıbrıs’ta çözümle ilgilenmiyor. Kıbrıs’la ilgilenenler ise tamamen ve kesinlikle kendi çıkarları için bunuyapıyor. ABD, Rusya, İngiltere...türkiye, Yunanistan... (...) Buzdağının görünmeyen kısmında o kadar çok çirkef kokusu var ki!.. Kıbrıs adasına ait münhasır ekonomik bölgeden çıkacak petrol, bölgedeciddi bir güç savaşına neden oluyor. Suriye savaşı sonrasında zaten Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de kartlar yeniden dağıtıldı. Oyuna yeni giren oyuncular oldu. Kimi oyuncuların elindeki kartlar güçlenirken kimilerinin gücü azaldı. Sürekli bir pozisyon alma var şimdi ve dikkatler özellikle Exxon şirketinin 10’uncu parselde Kasım ayında başlayacağı kazıya çevrildi. Eğer o kazıdan pozitif sonuç alınırsa, paylaşım kavgası alevlenecek. Uzmanlar şubat ayında ‘sağlam bir kriz’ bekliyor. (...) Diğer yandan Anastasiadis işe Türkiye Kıbrıslı Türkleri el birliğiyle oyunun dışına itecek işler çeviriyor. Tarihte görülmemiş bir şekilde Ankara Kıbrıs Türk liderliğini ‘sıfır’la çarpıyor. ‘Gevşek federasyon’ yahut ‘konfederasyon’ konuşulduğu iddia ediliyor ama bunun ne anlama geldiğini kimse kestiremiyor. Bu bir ‘çözüm’ olacaksa Kıbrıslı Türklerin durumu ne olacak, bilen yok. Mesela ‘toprak’ konusu ne olacak? Mülkiyet nasıl halledilecek? Kıbrıslıtürkler Ab’nin neresinde olacak? Bilinmiyor. Soran da yok zaten! ‘Ceviz ağacı’ gibi... Ne Ankara’nın umrunda, ne Anastasiadis’in...
KIBRIS SORUNU TÜRKİYE İÇİN BİR ENGEL
Erçin Şahmeran (Star Kıbrıs): “Kıbrıs sorunu, Türkiye için AB yolunda bir engeldir, mülteci sorunu Türkiye ile AB ilişkilerini farklı noktalara getirdi. Kıbrıs Cumhuriyeti, bir AB üyesidir ve Türkiye ilişkilerini normalleştirmek zorundadır. Kabul edelim veya etmeyelim, siyasi olarak birbirini tanımadığını söyleyen bu iki ülke, birbiriyle spordan ticarete her türlü ilişkiyi kuruyor.
Rum tarafının, Kıbrıs sorununda muhatap olarak Türkiye’yi kabul etme çabası sır değil, bu yıllardır sürdürülen bir politika. Bunu başarmış görünüyorlar, görüşüyorlar, pazarlık yapıyorlar. Yani ilk değil, son da değil, devamı da mutlaka gelecektir.
Burada konu Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşme yapılıp yapılmaması değil, konu Kıbrıslı Türklerin göz ardı edilmesidir. Ve görüldüğü üzere bu yeni ve bugün olan bir gelişme değil.
Biz bunu dert edeceğimize, olayı kişiselleştirip, siyasi kazanç elde etmenin peşine düştük.
Sayılmayan, saygı duyulmayan, kuzey Kıbrıs’ta yaşayan herkestir.”
TÜRKİYE AKINCI’YI DEVRE DIŞINA MI İTİYOR?
Ferdi Sabit Soyer (Diyaog Gazetesi): “Sayın Nikos Anastasiadis’in ortaya attığı ‘gevşek federasyon’ sözü ile ilgili olarak herkes, kendi penceresinden yorum yapıyor. Ama akıllar da BM Genel Sekreterinin görevlendirdiği Sayın Lute’nin vereceği rapora odaklandı. Bu sözü, Sayın Çavuşoğlu ile Sayın Anastasiadis’in gizli görüşmesi de eklendi. Kuşkular gelişti. CB Sayın Akıncı’yı Türkiye devre dışına mı itiyor? Bu tartışmalar da Kuzeyde aldı başını gitti. Tam kakofoni... (...) Bütün bu kakafoni Kuzeyde ve Güneyde aklıselim sahibi güçlerin, görüşmelerin başlaması ve çözüm yönünde bir sürece girmesi ile ilgili yapıcı ve itekleyici gücünü göstermesini engelledi. Çünkü hakim oraklar bir şeyin farkındadır. Evet, çözüm için dış dinamiğin de etkileyici gücü var. Ancak esas olan iç dinamiktir. İşte yaratılan bu kakakofoni içinde, her iki tarafta da iç dinamik, önüne yuvarlanan bu gündemleri tartışmaktan helak oldu...