Hukuku yeniden inşa etmek zorundayız
İSTANBUL BAROSU BAŞKAN ADAYI AVUKAT FİKRET İLKİZ:
İSTANBUL Barosu Başkanlığı’na aday olan Avukat Fikret İlkiz, tek başına siyasal iktidar sahibi olarak ülke yönetmeyi tercih eden anlayışın avukatlara karşı artan baskılarına dur demek için zor zamanlarda göreve aday olmasının avukatlık mesleğine olan güce inancından kaynaklandığını belirterek “Gücümüzü birleştirmek ve hukuku yeniden inşa etmek zorundayız” dedi
İstanbul Barosu’na kayıtlı 8 meslektaşı tarafından başkanlığa aday gösterilen Avukat Fikret İlkiz ile hafta sonu yapılacak baro seçimlerine ilişkin konuştuk. Türkiye’nin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2 yıl boyunca OHAL ile yönetildiğini, Olağanüstü Hal Rejimi’nin olağan bir rejime dönüştüğünü ifade eden Av. İlkiz, “Bu ülkede yıllardır ‘olağanüstü hâl rejimi’ sürüyor. Bir insan ömrünü ortalama 70 yıl kabul ederseniz, Türkiye’de insanların 35 yılı olağanüstü hâl rejiminde geçiyor. Artık olağanüstü hal rejimi olağan rejime dönüştü ve süreklilik kazandı” dedi.
‘OHAL SÜREKLİLİĞİ KABUL EDİLEMEZ’
Olağanlaşan OHAL rejimine karşı çıkmak ve mücadele etmek gerektiğine dikkat çeken İlkiz şöyle devam etti: “Hiç kimse haklarının sınırlandırıldığı ‘istisnai’ bir rejimde yaşamayı hak etmiyor. Laik, demokratik, sosyal hukukun anlayışı insan haklarıdır. OHAL ise insan haklarına ve temel özgürlüklere aykırı bir yönetim biçimidir. Gerektiğinde hukukun emrettiği ölçüde, gerekirse OHAL ilan edilebilir. Koşulların bir an önce eskiye dönebilmesi için hukuken kabul edilen acil önlem ve sınırlandırmalardır. Hukuku vardır, fakat sınırlandırmaları bile amacı aşmayan hukuka uygun sınırlandırmalar olmalıdır. Anayasa ile kanunla getirilen sınırlandırmalar temel hak ve özgürlüklere karşı olamaz. OHAL sürekliliği kabul edilemez ve aslında istisnadır, geçicidir. İnsan hak ve özgürlüklerinin esas kabul edildiği ülkeler demokratiktir. Aksi, insan haklarının ihlalidir.”
‘BARO, KAMUOYUNUN VİCDANIDIR’
İstanbul Barosu’nu, “Laik demokratik hukuk devleti ilkelerinin sürekliliğini sağlayan ve kendisini bu görevle yükümlü kılmış bir baro” olarak tanımlayan İlkiz, baronun meslek örgütü olarak hukuk yoluyla demokratik toplum düzeninin, daha yaşanılabilir bir hayatın ve siyasetin önünü açacağını kaydetti. İlkiz, “Baro, tüm siyasal iktidarların hesap verebilir olmasında, gerektiğinde hukuk yoluyla hesap sorabilen kamuoyunun vicdanı ve adaletin bekçisidir” dedi.
‘AVUKATLARA YÖNELİK BASKILARA DUR DEMEK İÇİN’
Yasamanın gücünün yok sayılmaya çalışıldığı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına olan güvenin ortadan kaldırıldığı zor zamanlardan geçildiğine dikkat çeken İlkiz aday olma gerekçelerini sıraladı: “Savunma mesleğinin gücünü yaşama geçirebilmek ve avukatların meslek sorunlarını çözebilmek için baro yönetimine aday olmanın tam zamanıdır, çünkü zor zamanlardan geçiyoruz. Tek başına siyasal iktidar sahibi olunarak ülke yönetmeyi tercih eden anlayışların avukatlara karşı artan baskılarına dur demek için zor zamanlarda göreve aday olmak avukatlık mesleğine olan güce inancımızdır. İstanbul Barosu’nu birlikte yönetilebilen bir baro yapabilirsek bu mesleğin gücüyle Türkiye’de yeniden hukukun inşasını gerçekleştirebiliriz. İstanbul Barosu’nun tarihsel geleneklerini geleceğe taşıma inancımızdır bizleri aday yapan… Avukatlık mesleğinin saygınlığını yeniden hayata geçirmek biz yönetime aday olan avukatların isteği olmaktan öte görevidir. Gücümüzü birleştirmek ve hukuku yeniden inşa etmek zorundayız.” AVUKATLARA dönük baskının aynı zamanda yargıya yapılan bir saldırı olduğunu ifade eden İlkiz, “Hiçkimse avukatlara baskı yapmaya kalkmasın. Tutuklanmaları, duruşma salonlarından atılmaları karşısında ve sürekli baskıya maruz kalmaları yargıya olan saldırıdır aslında… Yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını ve yargıya olan güveni hayata geçirecek olan avukatlardır. Ne yaparlarsa yapsınlar avukatların gücünü baskılamaya kalkan rejimlerin hiçbirisi avukatların insan haklarına olan inancını ve umutlarını ellerinden alamaz ve yüreklerinden söküp atamazlar. Umudumuz, bu ülkenin geleceğidir ve geleceğin avukatları bizler olduğumuz için birlikte İstanbul Barosu’nda olmak ve birlikte yönetmek için varız.” dedi.