GERÇEĞİMİZLE BİZİ BOĞARKEN, GÜLDÜRÜYOR DA...
Dışarıdan borçlanarak kurduğumuz beton cumhuriyetinin faturasını şimdi ödüyoruz. Dış açık milli gelirin yarısını aşmış. Toplam borç 5 trilyonu bulmuş. Yaldızlar dökülürken yüksek kur, yüksek faiz, yüksek enflasyon sapasağlam yapışmış hayatımıza.
Dışarıdan yağan paranın faizi, beton üzerinden yükselen rantın kendisi beslenebilsin diye... Sömürü artmış. Çalışma koşulları ağırlaşmış. Her yıl 2 bin insan, adına kimilerinin ‘kaza’, kimilerinin ‘kader’ dediği iş cinayetine kurban gitmiş. Peşi sıra... Hızla mühendisini, mimarını, Ceo’sunu, bankacısını, doktorunu...
Bilumum ‘orta sınıf’ denen tabakayı mutsuz kılmış yaldızlar dünyası dökülüyor şimdi, ardında acı insan hikayeleri bırakarak.
İşte ‘Son Çıkış’ adlı film, mutsuz bir mimarla beton cumhuriyetinin boğucu düzenini birleştirerek bizi yaşadığımız gerçeğimizle yüzleştiren bir film. Daha filmin girişinde... Etkileyici görseller eşliğinde bir dakika süren iş makineleri, inşaat sesleri ve yoğun trafik gürültüsü İstanbul’un bunaltıcı gerçeğini yüzünüze çarparak sarsıyor insanı. FİLM, kendi hayatımıza, tepeden izlercesine baktırmayı başarırken, gerçeği görmemizi o kadar sahici sağlıyor ki... İzlerken daralma hissi yaşamamak imkansız. neredeyse Aynı zamanda... İstanbul’dan kaçmaya çalışan ve kendini bir anda sancılı kentsel dönüşümün ortasında bulan Mimar Tahsin’in, meteliksiz ve telefonsuz yol arayışı güldüren hikayelerle dolu. Daralttığı kadar güldürüyor da. Yazıda daha önce vurguladığım gibi düşündürtüyor da. Hayatımız... Amedspor’un kuru çimler nedeniyle maç yapamadığı sahasının çimlerinin, Erdoğan’ın hafta sonu gerçekleştirdiği Diyarbakır gezisi öncesinde, yenilenmesi örneğindeki gibi... Cilalı beton ve imaj devrinde devinip duruyor. Yüzümü imajdan gerçeğe döndüren filmi izlemenin tam vakti! Yönetmenliğini Ramin Matin’in yaptığı... Başrollerinde Deniz Celiloğlu ve Ezgi Çelik’in yer aldığı film, 2 Kasım Cuma vizyona girecek. Not alınız.
Film karesindeki her üst geçide tepeden bakan yüksek yüksek binaların her tarafımızı sardığını...
İstanbul’un Avrupa yakasındaki merkezlerinden Kadıköy’de üniversite öğrencisi Özge Kandemir’in canını alan hafriyat kamyonlarının her yerde olduğunu...
Şehrin ortasında da ormanın kıyısında da inşaat faaliyetlerinin kesintisiz sürdüğünü...
Her tarafı parselleyen gayrimenkul mafyasının hayatımızın parçası haline geldiğini...
Beton cumhuriyetinin mahalle bağlarını nasıl da çözdüğünü...
Katarlı heyet için yolun trafiğe kapatılması sahnesiyle, beton cumhuriyetinin sermayenin her türlüsüne kırmızı halı sermekten geri durmadığını...
Kredi kartı, arabası elinden alınan bir mimarın beton cumhuriyetinde nasıl da sudan çıkmış balığa dönüştüğünü...
Hafta sonu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Diyarbakır Stadyumu’nun açılışında, “Biz bu abideleri diktik” diye haykırırken...
Beton abidelerin büyük kentleri nasıl da yüksek duvarlı cezaevlerine döndürdüğünü başarı ile anlatan bir film.
Adeta kendi gerçeğimize kuşbakışı tepeden baktıran bir film; Son Çıkış!