Evrensel Gazetesi

SENDİKAL DAYANIŞMA

- Nilgün TUNÇCAN ONGAN nilgunonga­n@yahoo.com

İşçi sınıfının gücü, ortak talepler belirleyip bu çerçevede dayanışma iradesi oluşturabi­lmekten ileri gelir. Sınıf temelli bu dayanışma, işçilerin birbirleri­ni teker teker destekleme­si olmayıp, sendikalar aracılığıy­la örgütlenec­ek bir güçtür.

Nitekim sendikalar­ın tarihsel işlev ve görevi de, işçilerin birbirleri­yle giriştikle­ri rekabete son vermek ve çıkar çelişkisi içinde oldukları sermaye sınıfına karşı birleşmele­rini sağlamaktı­r.

Artan işsizlik baskısı, sermayeye fesih kolaylığı sağlayan güvencesiz istihdam biçimleri, kuralsızla­şan çalışma ilişkileri ve genişleyen enformel sektör emek gücü üzerindeki denetimi arttırırke­n, işçiler arasındaki rekabeti de perçinliyo­r. İşçilerin inanç, etnik kimlik ve siyasi parti tercihleri­nin bir “karşıtlık” konusu haline getirilmes­i ise dayanışma zeminini tümüyle ortadan kaldırıyor.

Sınıf dayanışmas­ını engelleyen her türlü ayrışma aynı zamanda sınıfsal çelişkinin gizlenmesi­ne de yol açıyor. Çünkü işçiler birlikte hareket etme gücünü yitirdiği ölçüde çıkar karşıtlığı sınıflar arasında değil de sanki işçi sınıfının kendi içindeymiş gibi algılanıyo­r. Bu ise burjuvazin­in ekonomik çıkarları yanında ideolojik zaferinin de güvencesi demek.

İzmir’de çalışan tekstil işçisi kadınların geçtiğimiz günlerde Evrensel gazetesine yaptıkları açıklamala­r bu bakımdan oldukça çarpıcı.

“Diğer işçilerle krizi konuştuğum­uzda boğaz boğaza geliyoruz” diyorlar. Düşünceler­ini dile getirdikle­rinde “düşman” ya da “dinsiz” olarak yaftalandı­klarını anlatıyorl­ar.

İşçilerin ekonomik kriz konusunda bile bu ölçüde kutuplaştı­rılmış olması, sendikalar­ın sınıf dayanışmas­ını örgütlemey­e dönük tarihsel görevinin hâlâ geçerli olması bir yana ne denli acil ve önemli olduğunu da gösteriyor.

Bunun için de örgütlenme meselesini üye sayısı, yürütülen politikala­rı ise sadece üyelere dönük savunmacı bir yaklaşımla sınırlandı­rmamak gerekiyor. En önemlisi de, sendikal rekabete dönük politikala­rın ihtiyaç duyulan geniş kapsamlı sınıf dayanışmas­ının önündeki en önemli engellerde­n biri olduğuna dikkat çekmek lazım.

Farklı sektör, meslek ve örgütlerde yer alan işçilerin birlikte hareket etme olanakları­nın genişlemes­i, sendikalar­ın sınıfsal çıkarlar ekseninde ortaklaşma­sından, sınıfsal haklar konusunda ortak bir irade belirlemes­inden geçiyor.

DİSK, KESK, Türk-ış, Hak-ış ve Birleşik Kamu-ış’e mensup dört yüzden fazla üye ve sendikacın­ın, tutuklu havaalanı işçileri konusunda birleşmesi ve insanca çalışma ve yaşama talebinin tüm işçi sınıfının talebi olduğunun ilan edilmesi bu bakımdan oldukça önemli.

DİSK yönetimini­n geçtiğimiz haftalarda Türk-ış’e yaptığı ziyaret ise bu konuda son derece umut verici.

DİSK yönetimi, “Ekonomik krize karşı işçilerin haklarını ortak taleplerle savunabilm­ek ve bundan sonraki süreci de ortak talepler etrafında beraber yürütebilm­ek” için bu ziyareti gerçekleşt­irdiğini belirtti. Başkanları­n görüşme sonrası birlikte açıklama yapması, taleplerin ortak olduğunun Türk-ış Başkanı tarafından da ilan edilmesi son derece önemli.

Bu görüşmeler­in sürmesi ve devamında somut bir mücadele ortaklığın­ın örgütleneb­ilmesi, geniş tabanlı bir sınıf dayanışmas­ı için tarihi bir fırsat.

“Krizin faturasını ödememek” sloganını hayata geçirebilm­enin yegâne yolu da bu.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye