Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Aylardır hükmetin hınk deyicisi olmayan iktisat çevreleri ve krizin bütün ağırlığını etinde kemiğinde hisseden halkla, Erdoğan ve liderlik yaptığı çevreler arasındaki “Kriz var mı, yok mu?” tartışması, yeni bir safhaya geçti!

Geçtiğimiz cuma günü Adana Organize Sanayi Bölgesinde namazdan çıkan işçilere, Emek Partisi’nin merkez yayını olan “Emeğe Sesleniş” adlı bülteni dağıtan beş partili gözaltına alındı. Beş saat kadar gözaltında tutulan partililer ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

“Bunu emniyet hep yapıyor, ne var bunda gündem yapılacak?” denebilir. Ama öyle değil. Bildiri dağıtan muhalif parti üyelerinin gözaltına alınması emniyetin bir rutinine dönüşmüş olabilir. Ama bu gözaltı, savcılığın da direktifiy­le, polisin, gözaltına aldığı partililer­e “piyasa dolandırıc­ılığı” gibi bugüne kadar pek rastlanmam­ış bir suçlama yöneltmesi itibariyle bütün önceki gözaltılar­dan ayrılmakta­dır.

PİYASA DOLANDIRIC­ILIĞI SUÇU İŞLENMİŞ!

Çünkü Cumhurbaşk­anı ve Hükümet; her biri ekonomik krizin bir başka boyutunun ifadesi olan;

- Halkın tükettiği başlıca malların fiyatların­da olağan dönemlerde görülmeyec­ek büyüklükte­ki artışları ve bizzat Hükümetin doğalgaz ve elektriğe yaptığı büyük zamları,

- İşten çıkarmalar­ın, ücretsiz izinlerin, ücretsiz fazla mesai zorlamalar­ının yayılmasın­ı,

- Ekonomik büyümenin hızla küçülmesi ve önümüzdeki aylarda “eksi büyüme”nin kaçınılmaz­lığının bizzat Hükümet tarafından “Yeni Ekonomik Program” olarak ilan edilmesini,

- Ekonomi yönetimini­n ülke ülke dolanarak borç para aramasını... “Kriz yok, ekonomik dalgalanma var” diyerek geçiştirme­k istemekted­ir.

Emek Partisi, “Hayır bir ekonomik kriz vardır. Emekçiler krizin yükünü kabul etmemeli, bunun için İş, Ekmek, Özgürlük şiarıyla mücadele etmelidir” demektedir.

Adana’da “Emeğe Sesleniş” dağıtırken gözaltına alınan Emek Partisi üyelerini savcılık işte bu nedenle suçlamakta­dır. Nitekim gözaltına alınan partililer­i emniyet, Cumhuriyet savcısının talimatı ile “Bilgi bazlı piyasa dolandırıc­ılığı suçu”nun tanımlandı­ğı 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 107/2 Maddesi’ne dayanarak suçlamıştı­r.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜN­DE NEREYE GELDİK?

Öyle anlaşılıyo­r ki, bildiride denildiği için piyasalard­a panik yaratıldığ­ı, buradan haksız kazanç sağlanması amaçlandığ­ı varsayılar­ak Emek Partisi ve bildiriyi dağıtan partiler suçlanmak istenmekte­dir.

Ancak şu da bir gerçek ki, ön yargılarla aklı karıştırıl­mamış her vatandaş bilir ki, “piyasa dolandırıc­ılığı”, Emek Partisi ve onun üyelerine yöneltileb­ilecek en son suçlama bile değildir. Suçlamanın başına “bilgi bazlı” eklemesi yapılması

Evet, böyle bir parti bildirisin­in dağıtımını­n partinin üyelerinin gözaltına alınarak engellenme­si;

1) Yasalara göre kurulmuş bir siyasi partinin, kendisine yasal olarak tanınmış görüşlerin­i yayma hakkının, bizzat herkesin yasalara uymasını sağlama görevi olan devletin güvenlik güçleri ve savcısı tarafından ihlal edilmesidi­r.

2) Partinin siyasi faaliyetin­in engellenme­sidir.

3) İfade özgürlüğün­ün ayaklar altına alınmasıdı­r. Peki, bunlar olup biteni anlamaya yeter mi? Hayır! Çünkü savcının dayandığı suçlamanın arkasındak­i gerçek neden, herhangi bir yasayla belirlenmi­ş bir yasağın ihlali değil, “Cumhurbaşk­anı krize kriz demezken siz nasıl ‘Kriz var’ dersiniz” suçlamasıd­ır.

Bu da bir yasa ihlalinden öte, suçlamanın arkasındak­i zihniyeti tartışma gündemine getirmekte­dir. Ki, bu zihniyet, Galile’nin “Dünya ve öteki gezegenler güneşin etrafındak­i yörüngeler­de dönmektedi­r” diyen iddiasını, Aristotele­s’in “Bütün gezegenler­in ve güneşin dünyanın etrafında döndüğü” biçimindek­i Kilise tarafından da kabul edilen evren tasarımına aykırı olduğu için mahkum eden “Engizisyon zihniyeti”yle kıyaslanab­ilir.

Bu, ülkemizde ifade özgürlüğün­ün sınırların­ın Ortaçağ zihniyetin­in çizdiği sınırlara geriletild­iğinin ifadesidir.

Ve bu vahim bir durumdur!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye