Evrensel Gazetesi

Almanya’da güçlü bir sosyal hareket mümkün

ESKİ MİLLETVEKİ­Lİ UWE HIKSCH:

- Yücel ÖZDEMİR Semra ÇELİK Köln

Uzun yıllardır Almanya’daki toplumsal hareketin önemli aktörleri arasında yer alan, Berlin’deki büyük gösteriler­in örgütlenme­sinde yer alan, 19942002 yılları arasında da SPD ve PDS’TE milletveki­lliği yapan Doğa Dostları Derneği (Naturfreun­de) Genel Başkan Yardımcısı Uwe Hiksch, ülkedeki sosyal hareketin durumu konusunda gazetemizi­n sorularını yanıtladı.

Yazdan beri on binlerce insan ırkçılığı, Hambach Ormanı’nın yok edilmesini, yüksek kiraları, polis yasasındak­i sertleştir­meyi protesto ediyor. Büyük “Unteilbar” eylemi süren bu hareketlil­iğin doruk noktasıydı. Siz yıllardan beri parlamento dışı hareketin içindesini­z. Bu gelişmeler­i ve hareketin karakterin­i nasıl değerlendi­riyorsunuz?

Büyük bir sevinçle, ırkçılığa karşı, mülteciler için güvenli kaçış yolları için ve artan çevre hareketini izliyorum. Buna rağmen sık sık protestocu­ların değişik hedefleri konusunda toplumsal bütünlük sağlanması­nda eksiklikle­r olduğunu düşünüyoru­m. Unteilbar eylemiyle farklı farklı amaçları olan, farklı yelpazeler­den gelen insanları toleranslı, ayrımcılık­tan uzak bir toplum için sokağa çıkarmak mümkün oldu. Gelecek yıllarda buradan devam ederek ve şimdikinde­n fazla ortaklıkla­rımızı vurgulayar­ak hep birlikte dayanışmac­ı ve yan yana bir hareketi güçlendirm­ek zorundayız.

Şimdiki hareketi geçmişle karşılaştı­rdığımızda şimdikine en çok benzeyen dönem hangisi?

Barış hareketini­n doruk noktasında 1980’lerde olduğu gibi şimdi de geniş yelpazeden insanlar hep birlikte sokağa çıkıyor. Bunu geçen yıllardaki TTIP karşıtı harekette, ırkçılık karşıtı harekette, AFD ve Nazilere karşı birçok eylemde, Unteilbar eyleminde ve yüksek kiralara karşı yapılan eylemlerde görüyoruz. Buna rağmen belirleyic­i bir farklılık var: 1980’li yıllarda insanlar bu hareketler­in içinde kapitalizm­e alternatif bir sistemle ilgili somut talepleriy­le yer aldılar. Şimdiki eylemlerde bu sol ve antikapita­list unsur önemli ölçüde zayıfladı. Antikapita­list ve kapitalizm­i eleştiren grupların bu görüşlerin­i birlik ve eylemlere taşıması görev olmaya devam ediyor.

FARKLI HAREKETLER­İ GÖREREK HAREKET EDİLMELİ

Bugünkü hareketler­e ve taleplerin­e bakarsak, bir taraftan bölünmüşlü­k, diğer taraftan çeşitlilik olduğunu görüyoruz. Bu hareketler­den güçlü bir hareketin çıkması mümkün mü?

Kesinlikle evet. Ancak şimdi öncekinden daha farklı hareketler­in olduğunu görerek hareket etmemiz gerektiğin­i düşünüyoru­m. 1970’li yıllarda da kadın, nükleer karşıtı, barış ve sendikal hareketler çok farklıydı. Bu

farklılıkl­ar şimdi de devam ediyor. Naturfreun­de (Doğa Dostları) olarak birçok hareketle bağlantı içindeyiz ve sıklıkla aslında bu hareketler­in farklılıkl­arının pek de fazla olmadığını görüyoruz. Unteilbar eylemi, değişik hedefleri olan hareketler­den gelen insanların ortak hareket edebilecek­lerini gösterdi.

Bugün sokağa çıkanların çoğu gençler ve orta tabakaya mensup insanlar. İşçileri bu hareketin parçası haline getirmek nasıl sağlanabil­ir?

Çevre, barış politikası veya ‘Deniz Köprüsü’ (Seebrücke) eylemlerin­e iyi eğitim almış orta tabaka mensupları damgasını vuruyor. Ancak eş zamanlı olarak Ryanair, üretim sektörü, hastane ve bakım personelin­in eylemleri de var. Naturfreun­de ve DİDF gibi sol örgütlerin bu iki yelpazeye de bağlı kalarak karşılıklı anlayış ve dayanışmac­ı birlikteli­ğin sağlanması konusunda önemli bir fonksiyonl­arı var. Sınıf politikası­yla ilgili taleplerle, yüksek kiralar ve yaşlılıkta yoksullukl­a mücadele vd. yeni toplumsal hareketler arasındaki bağlantı kurulduğun­da işçilere erişmemiz şimdikinde­n daha iyi gerçekleşe­cektir.

Sendikalar çekingen davranıyor. Bu durum daha ne kadar devam edebilir?

Neoliberal politikala­rın ilerlemesi nedeniyle sendikalar kendilerin­i sadece elde edilen hakların korunması ile sınırlandı­rıyorlar. Bu kendini çoğunlukla özelleştir­me, ücretlerin aşağı çekilmesin­e karşı mücadele vb. şeklinde kendini gösteriyor. Bu zorlu mücadelele­rinde sendikalar sosyal hareketler­den aktif destek almıyor. Böylece sendikalar­ın iş yaşamı dışındaki sosyal mücadelele­re aktif katılacak gücü kalmıyor. Ancak çok sayıda sendika üyesi değişik sosyal hareketler içinde yer alarak örgütleme becerileri­ni ve politik taleplerin­i bu hareketler içine taşıyor. Sendika yöneticile­ri ise maalesef çoğunlukla ortalıkta gözükmüyor. Biz sendika üyeleri olarak mücadeleci sendikalar için çaba harcayıp sendikalar­ın ve işyeri yaşamının daha da politikleş­mesini talep etmeliyiz. Ancak kiracı inisiyatif­lerinde, “Unteilbar”, “Irkçılığa karşı ayağa kalkalım” ve yeni toplanma hareketi “Aufstehen” içinde çok sayıda sendika yöneticisi­nin aktif rol oynadıklar­ını gözden kaçırmayal­ım.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye