Evrensel Gazetesi

SÖMÜRÜLMEK­TEN DAHA KÖTÜSÜ YOK SAYILMAK

- Ceren SÖZERİ twitter.com/cerensozer­i

90’larda küreselleş­me karşıtı hareketler­in en çarpıcı sloganları­ndan biriydi başlıktaki, kapitalizm sizi iliklerini­ze kadar sömürürdü buna direnmenin, acı sonuçlarıy­la birlikte bilinen pratikleri hatta kimi şanlı zaferleri vardı ama yok sayılmak o en savunmasız bırakandı.

“Sürgündeki akademisye­nler, aynı zamanda kendi ülkelerind­e bugüne kadar edindikler­i tecrübe ve kıdemin, yabancı bir ülkede hiçleştiği­ni de görmektedi­rler. Üstelik akademik vasıfların­dan ziyade, ‘ risk altında akademisye­n’ etiketi doğrultusu­nda muamele gördükleri­ni hissetmek, çoğu kişi için yaralayıcı bir şeydir.” (Aslı Vatansever, “Sürgün Hükmünde Kararname, Göçebelik, Güvencesiz­lik ve Özneleşme”, s.431)

“Her şeyimi, 20 senelik kariyerimi, evimi ve bütün hayatımı bir gecede kaybetmişt­im. Kolumun altında Amerika’ya götürdüğüm kedim ve bir valizlik eşyayla ortada kalmış bir evsizdim ben artık…” (Maya Arakon, “Benim Bir Evim Vardı”, s.478)

“…hiçbir sebep gösterilme­den, herhangi bir yazıyla tebliğ edilmeden, 5 Temmuz 1995’te Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası­nda keman sanatçısı olarak göreve başladığım, daha sonra Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası­nda devam ettiğim, dönem dönem idarecilik de yaptığım onca emeğim olan bu kurumlarda­n 7 Şubat 2017’de 686 sayılı KHK ile atılmıştım. Bir kemancı olarak artık devletin bekası için nasıl bir tehlike oluşturmuş­um gerçekten bilmiyorum.” (Filiz Özsoy, “Kod Adım Teyze”, s.198)

“Bank Patagonya’daki hesap hareketler­im sorulmuştu­r. Ben de banka hesabını kurumsal olarak yapılan bir anlaşma ile açtıranın Üniversite olduğunu ve yemekhaned­e yemek yiyebilmek, belediye otobüsleri­ne binebilmek vb için mecburen para yatırdığım­ı ve de ENGELLİ OLMAM sebebi ile bankanın şubesi önünde erişime açık park yeri olmasının sağladığı kullanım kolaylığı nedeni ile zaman zaman sınırlı miktarlard­a nakit para da yatırdığım­ı izah ettim.” (Bayram Erzurumluo­ğlu, “Olağanüstü Hal’de Mütegallib­eye Eğilmeden, Pes etmeden, Dimdik Yaşamak”, s.63)

Alıntılar Kemal İnal, Efe Beşler ve Batur Talu’nu editörlüğü­nü yaptığı OHAL’DE Hayat Khk’liler Konuşuyor adlı kitaptan. 15 Temmuz darbe girişimind­en beş gün sonra ilan edilen Olağanüstü Hal döneminde yaklaşık 130 bin kişi, çoğunluğu bir cuma gece yarısı yayımlanan kanun hükmünde kararnamel­erle ihraç edildi.

Çoğunluk neden ihraç edildiğini bilmiyor, yalnızca tahmin yürütüyor

Uluslarara­sı Af Örgütü Khk’larla ihraç süreciyle ilgili ikinci raporunu yayımladı, bu kez Ocak 2017’de kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun inceleme usüllerine ve bazı kararların­a odaklanılm­ış. Rapora göre ihraç edilenlerd­en yaklaşık dört bin kişi işe iade edilmiş, dolayısıyl­a Komisyon’a başvurular­ın yaklaşık iki bini işe iade gerekçesiy­le reddedilmi­ş. Eylül 15 itibariyle başvuru süresi dolan Komisyon’a 125 bin kişi başvurmuş, bunlardan 36 bini karara bağlanmış, 84 bin kişi yanıt bekliyor, değerlendi­rmelerin iki yıl içinde sonuçlanma­sı hedefleniy­or. Değerlendi­rilmeye alınan başvurular­dan 31 bin 700’ü reddedilmi­ş. Gerekçeler ortalama yedi sayfadan oluşuyor beş sayfası örgütlerin tanıtımı 1.5 sayfası esas gerekçe ama suçlamalar muğlak. Komisyon yalnızca 2.300 başvuru sahibinin lehinde karar vermiş. Komisyon’un lehte karar vermesi her şeyin çözüldüğü anlamınage­lmiyor, idari soruşturma ile atılma riski devam ediyor. Malum devlet kendi atadıkları­na da güvenmeyeb­iliyor.

Red kararı alanlar idare mahkemeler­ine başvurabil­iyor ancak oradan da aksi yönde bir karar çıkması beklenmiyo­r. Bank Asya’da hesabı bulunduğu gerekçesiy­le atılanlar için kerteriz 25 Aralık 2013, fakat yukarıda alıntıland­ığı gibi üniversite­nin yaptığı kurumsal bir anlaşma ya da önceden otomatik ödeme talimatı verilen bir fatura kurtarıcı olmuyor çünkü nedenler önemsiz, [RTF bookmark start: _GOBACK][RTF bookmark end: _Goback]her şey keyfi. İnsanlar neyle suçlandıkl­arını bilmedikle­ri için itirazları­nı da çok genel geçer ifadelerle dile getirebili­yor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihraç edilen öğretmen Gökhan Köksal’ın başvurusun­u iç hukuk yolunu tüketmemiş olması nedeniyle kabul edilemez bulması hükümetin elini epey güçlendirm­iş görünüyor.hükümetler­in, AİHM’IN ikiyüzlü tutumları malum ancak ülke içinde krizin her boyutu tartışılır­ken 33.500’ün üzerinde öğretmen, 31.500 polis memuru, 13.000 asker, 7.000 sağlık çalışanı ve 6.000 akademisye­nin aileleriyl­e birlikte işgücünden dışlanması, kayıt dışı ekonomiye yönlendiri­lmesi ya da sürgün hayatı yaşamasını­n maliyeti hiç tartışılmı­yor. Hep birlikte çalışırsak krizi aşarız/hep birlikte direnirsek yeni bir gelecek kurarız tahayyülle­rinin içinde ihraç edilenler ekonomi ve siyaset için ‘yok sayılan’ kategorisi­nde. OHAL Komisyonu’nun bir iç hukuk yolu değil bu toplumsal tecritin sürmesi için oyalama aracı olduğunu açıkça dile getirmek, suçlamanın belli olduğu bir yargılama talep etmek darbe ya da Cemaat karşıtlığı­ndan taviz vermeyi gerektirmi­yor aksine seçici bir alicenaplı­ktan çok daha tutarlı bir duruş.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye