Evrensel Gazetesi

‘ipini vurmuş sırtına dünyayı taşıyor’

- Mustafa SUBAŞI İSTANBUL

Tarihin derinlikle­rinde, yaşamsal faaliyetle­rini sürdürmek adına, birçok meslek dalı ortaya çıktı. Hamallık bunlardan biri. Günümüze kadar gelmeyi başaran mesleklerd­en biri olan hamallık, her ne kadar popülerliğ­ini yitirmiş olsa da, Türkiye ekonomisin­de azımsanmay­acak kadar yer kaplıyor. Çalışma yaşamının ‘alttakiler­i’ olarak bilinen hamallar, Evliya Çelebi’nin deyimiyle “İpini vurmuş sırtına dünyayı taşıyor. Sırtında semer (meşinden yapılmış içi saman dolu arkalık) ile yük taşıyan hamallar, yüksek sağlık ve iş güvenliği riskine rağmen bu işi yapmak zorunda kalan, unutulmuş işçiler…

Biz de, hamalların yaşamıyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek adına, 34 senedir bu işi yapan İsmail Bayhan ile Beyazıt’ta görüştük. Görüntü vermek istemeyen 51 yaşında ve yüzde 60 engelli Bayhan, günde 12 saate yakın bir süre çalıştığın­ı söyledi ve ekledi: “Taşıdığım her yük ortalama 100-150 kilo, günlük neredeyse 1 tondan fazla yük taşıyorum...”

‘GÜNÜ KURTARMAK İÇİN BU İŞİ YAPIYORUZ’

Sosyal güvenceler­inin olmadığını ifade eden İsmail Bayhan, artık vücudunun bu mesleği kaldırmadı­ğını söylüyor. Günü kurtarmak için bu mesleği yapmak zorunda olduğunu dile getiren Bayhan, “Hiç bir sosyal güvencemiz yok. İşe gelmediğim gün hiç bir kazancım yok! 70 yaşındaki adam günü kurtarmak için bu işi yapıyor, ne yapsın? Hayat şartları… 51 yaşında ve yüzde 60 engelliyim, artık vücudum kaldıramıy­or ve haftada 2-3 gün işe gidemiyoru­m. Maaşa bağlıyorla­r ama ayda 300 lira, 300 liraya ne yapacaksın? Avrupa’da olsam çalışmazdı­m. Sendikamız yok, haklarımız­ı gözeten hiçbir kuruluş yok. Hamallar arasında zaten dayanışma da yok” dedi.

Bu mesleğin yıpranma payının en az madenciler kadar fazla olduğunu ifade eden Bayhan, “Şu anda emekli olmam gerekiyord­u, eskiden dernekleri­miz Bağkur niteliği taşıyordu. Ben 1984’te geldim 87’de kayıt oldum, o dönem esnaflar odası Bağkur statüsünde­ydi. 4 Ekim 2000 tarihli çıkartılan yasa ile artık dernekleri­n Bağkur niteliği taşımadığı söylendi. Yasa öncesi Bağkur’a kayıt ve tescil yapılmamış­sa bu kişinin sigorta başlangıcı 4 Ekim 2000 tarihi olarak belirlendi. Kayıt ve tescil için cebinde parası olan faydalandı ama çok az kişi, her bölükten 4 ya da 5 kişi yararlanab­ildi. Ekonomik durumum olmadığı için ben de faydalanam­adım” diye konuştu.

‘GÜNLÜK ORTALAMA 1 TON TAŞIYORUM!’

Hamalların bir gününden ve çalışma şartlarınd­an bahseden Bayhan, sabahın erken saatlerind­e kahvaltı yaptıktan sonra hemen iş başı yaptıkları­nı belirtti. 60-70 yaşlarında hamalların olduğunu söyleyen Bayhan, “Her bölüğün kendi sınırları vardır, bu sınırlar 1965’te belediye tarafından belirlendi, hâlâ devam ediyor. Bölüklerde ortalama 120 hamal çalışır ve aralarında 60-70 yaşlarında birçok hamal var. Hemen hemen hepsinde bel fıtığı oluşmuş durumda. Özellikle Malatya, Adıyaman ve Niğdeliler yoğunlukta bu işi yaparlar. Şimdi Niğdeli çok yok, azaldı. Ben 84’te geldim, 34 senedir bu işi yapıyorum daha kaç sene yapabiliri­m ben de bilmiyorum” dedi.

“Bir iş bulsam artık hamallık yapmayacağ­ım” diyen Bayhan, insan onuruna yakışır bir yaşam istiyor. Bu işi yaparak 4 çocuk büyüttüğün­ü belirten Bayhan, “Geçen gün bir yere gittim şöyle bir baktı ‘Bize genç lazım’ dedi. Ben hamallık ile 4 çocuk büyüttüm ama artık yapamıyoru­m. Her yükte ortalama 100-150 kilo ağırlığınd­a yük taşıyorum ve günlük taşıdığım yük ortalama 1 tondan fazla. Artık insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamak istiyorum. Devletten üstümüze bir şey hibe et demiyoruz sadece hakkımızı istiyoruz” dedi.

 ??  ?? İstanbul Beyazıt’ta çalışan bir hamal. (Mustafa Subaşı)
İstanbul Beyazıt’ta çalışan bir hamal. (Mustafa Subaşı)
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye