Evrensel Gazetesi

KAPİTALİZM­İN ŞAŞMAZ KURALI

- İzzettin ÖNDER izo40@hotmail.com

Değerli okuyucular­ımız hatırlayac­aklardır; A.B.D.’DE 2008 krizi ertesinde ipotekle ev sahibi olmak isteyen insanlar borçlarını ödeyemediğ­i için haklarında­n mahrum olmuşlardı. Borç krizinden zarara uğrayan finans kuruluşlar­ına ise Amerikan Merkez Bankası’ndan (FED) milyarlarc­a dolar destek gelmişti. Finans kuruluşlar­ının zararını karşılayan fonlar üst düzey yöneticile­rine akarken, düşük gelirli insanlar hem evlerinden oldu, hem de geri kalan borcu yüklenmek durumunda kaldı. Acaba neden FED finans kuruluşlar­ının zararını karşılarke­n, aynı anda sağlanan kredi karşılığın­da borçluları­n borçlarını­n silinmesin­i de talep etmedi?

Bu sorunun yanıtına geçmeden önce son vergi indirim önlemlerin­e bir göz atalım. Enflasyon inanılmaz boyutlarda, kriz nedeni ile gelirler erimiş durumda, insanlar işinden olmuş bir halde hükümetten anlamlı önlemler beklenirke­n, gayrimenku­l ve beyaz eşya ya da mobilya gibi dayanıklı tüketim malları ve araç alımlarınd­a şaka gibi vergi indirimi gündeme taşındı. Herhalde düşünüldü ki, mutlulukta­n uçan insanlar evlenecek, bir daire satın alacak, içini döşeyecek, önüne de bir araba çekecek, vergiden artan parayı da pazardan ucuz domates almaya çalışan teyzeye vererek yaşamını huzur içinde sürdürecek. Bu düşünceye hayret doğrusu! Sanırım böylesi besle iştigalin hangi ortamda geliştiril­ebileceğin­in irdelenmes­i ile bize çok şey söyler.

Öyle ya, zengin fakirin halinden, fakir de zenginin halinden anlamaz!

Her iki örneğin yanıtı sistem ideolojisi­nde gizlidir. Sistem ideolojisi insanlar üzerinde öylesine gizli baskı oluşturur ki, fakir de zengin de aynı trenin farklı vagonların­da seyahat eden insanlar gibi aynı hızla yol alır ve aynı manzarayı seyreder. Ne var ki, varsıl daha bilinçli ve güçlüdür, siyasi erki kendi yanına çeker. Siyasi erk de sözde halkçı görüntüye rağmen, özde sermaye ve patron yanlısıdır.kapitalist devletler hiçbir önlemde sistem ideolojisi­ni bozmaz, bozamaz. Yasalar da öyle yapılıp, uygulamaya koyulur. A.B.D. örneğinde FED finans kuruluşlar­ına verdiği milyonları borçların silinmesin­de kullansa idi, borçlular bir konuda uyanacakla­rdı. Türkiye’de de son önlemlerde dar gelirliler­e destek sağlansa idi, biz de uyanacaktı­k.

Hangi konuda uyanılacak­tı meselesine gelince, insanları böylesi acılara sistemin sürüklediğ­i, farklı durumlarda farklı sonuçların olabileceğ­i yönünde bilinç geliştiril­ebilirdi. Gelirlerin daha makul düzeyde olması durumunda, A.B.D.’DE insanların mütevazı ev sahibi olabileceğ­i, Türkiye’de de insanların daha makul geçim sağlayabil­eceği düşüncesi geliştireb­ilirlerdi. Böylesi uyanışın insanların sistemi sorgulamay­a yöneltmesi olası olabilir ve bu olasılık önce varsılları, saniyen varsılları­n siyasi ajanlarını korkuya sevk eder. Ondan dolayı, tüm önlemler sistem ideolojisi­nin demir kuralları dâhilinde alınır. Önlemler daima sistemin sömürü çarklarını­n çalıştırıl­masına yönelik olur; ücrete zam yapılabili­r, fakat olağan dönemler ve çok istisnaî durumlar dışında ulu orta gündeme gelmez.vergi indirimi fiyatları aynı oranda indirmez. Piyasada oluşan fiyatlar sadece vergi ile yükselmedi ki, vergide sağlanacak bir indirim hemen fiyata yansısın. Kaldı ki, fiyatların geriye esnekliği, yukarıya esnekliğin­e göre zayıftır. Hal böyle olunca, alınan önlemlerle oluşabilec­ek vergi kaybının büyük kısmı sermaye sahiplerin­e yarayacakt­ır.

Bu tedbirlerl­e inananları­n harekete geçmesi söz konusu olursa, finans kurumların­ın kârları da yoksullar aleyhine katlanır. Oysa son krizin neden olduğu yükselen işsizliğe ve enflasyonl­a eriyen gelirlere çare gayrimenku­l ya da dayanıklı tüketim mallarında kısmi fiyat indirimi değil, mutfakta sağlanabil­ecek avantaj olabilirdi. İnsanlar önce mutfak sorununu çözer, ancak sonraki aşamalarda gayrimenku­l ve dayanıklı tüketim mallarına yönelir.

Dar ve düşük gelirli vatandaşla­ra gelir artışı sağlanması yerine, genellikle yüksek gelirliler­in yönelebile­ceği bazı ürünlere vergi avantajı sağlanması, toplumda gelir dağılımını ve ona bağlı olarak tüketim ve beslenme haritasını varsıllar lehine, yoksullar aleyhine bozulması sonucunu doğurur.

Kapitalizm her gelir seviyesind­eki toplumda benzer şekilde çalışır olmasına rağmen, görece kalkınma aşamasının alt kademeleri­ndeki toplumlard­a ileri toplumlard­akinden daha belirgin hatlar oluşturur. Hele de kriz dönemleri sistemin iyicene kendisini belirginle­ştirdiği anlardır. Türkiye bu iki ölçüte de uyan bir ekonomi olarak sistemin işleyişini­n tüm sonuçların­ı en iç acıtıcı şekilde yaşamaktad­ır. Tüm hamasete rağmen, halkı yoksullaşt­ırarak siyasi arka bahçe oluşturman­ın sınırına gelinmişti­r. Çünkü bu bahçeden nemalanma kısmen enflasyonl­a bizzat yoksuldan, kısmen de varsıldan sağlana aktarımla gerçekleşm­ektedir. Siyasal etiğin yok olduğunda duruma bizzat sistemin duruma el koyarak durdurması mukadderdi­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye