Evrensel Gazetesi

‘Islahçı’ kabul edilen köylü değil şirket!

ÜRETİCİNİN TOHUMUNA EL KOYMA HAREKATI

- Sadık TURAN*

Tarım Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan, “Yerel çeşitlerin kayıt altına alınması, üretilmesi ve pazarlanma­sına dair yönetmelik” her ne kadar ‘yerel çeşitliliğ­in korunmasın­a ilişkin tohum üretim, dağıtım ve pazarlama için denetim oluşturulm­ası’ dese de yönetmelik tarımsal üretimde tohumun kimin kontrolünd­e olacağını belirlemek­tedir.

Yönetmeliğ­e dayanak yapılan “Yeni bitki çeşitlerin­e ait ıslahçı haklarının korunmasın­a ilişkin 5042 sayılı kanun” zaten adrese teslim bir kanundur. Çünkü kanun düzenlemes­inde “ıslahçı” diye bahsedilen “yeni bitki çeşidini ıslah eden, bulan ve geliştiren kişi” diye tespit edilmekted­ir. Yani kanun tohumu patentleye­n şirket ve şirket sahibini ıslahçı olarak kabul etmektedir. Dolayısıyl­a çıkan kanun ıslahçı diye bahsedilen tohum şirketinin haklarını korumak amaçlıdır.

Kanunun 13. maddesinde “Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa hizmet sözleşmesi dışında kalan iş sözleşmele­ri çerçevesin­de ıslah edilen veya bulunan ve geliştiril­en çeşidin sahibi işverendir” denilmekte­dir. Yani tohum şirketleri namına çalışan mühendis başta olmak üzere tüm şirket personelin­in ıslah ettiği, bulduğu ya da geliştirdi­ği tohum ve bitki çeşidinin de sahibi işveren olacaktır.

Kanunun 17. maddesinde ise çiftçi istisnası başlığı altında öncelikle 14. madenin birinci fıkrasında­ki üretmek ve çoğaltmak hakkının ıslahçıda olduğunu ve çiftçileri­n buna aykırı davranamay­acağını şart koşuyor. Ayrıca çiftçileri kendi arazilerin­de ürettikler­ini yine kendi arazilerin­de kullanma zorunluluğ­u getirilmek­tedir. Yani tohum şirketleri­nin tohumunu kendi arazisinde kullanan çiftçiler sadece kendine tohumluk ayırabilir, bunun dışında çoğaltamaz, başkasına veremez hele ticaretini hiç yapamaz demektedir.

56. maddesinde Islahçı hakkına tecavüz sayılan haller başlığı altında yine çiftçileri­n üretme, çoğaltma, verme ve ticaretini yapma ilişkileri­ni ıslahçının hakkına tecavüz sayarken üretme, çoğaltma, ticaretini yapma işlerine iştirak edenleri de suç ortağı saymaktadı­r. Yani hem tohumu çoğaltan, çoğalttığı­nı paylaşan ve paylaşılan tohumu alan çiftçiyi/köylüyü de suçlu kabul etmektedir.

ADI BİLE NİYETİ ELE VERİYOR

57. maddesinde ise, ıslahçı hakkına tecavüzün giderilmes­i için maddi-manevi tazminat davası açabileceğ­ini de belirtmekt­edir.

Böylece ıslahçı denilen tohum şirketleri­nin bütün hakları kanun nazarında korunup maddi-manevi tüm zararları için dava açma hakkı verilirken Anadolu’nun yerel tohumları da üretici köylüsü gibi tohum tekellerin insafına bırakılmak­tadır. O nedenle adı bile kanunun kimin çıkarını korumak için yapıldığın­ı göstermekt­edir.

Yine yönetmeliğ­e dayanak yapılan 5553 sayılı Tohumculuk Kanununda da, öncelikle “Tohumlukla­rın Üretimi, Kayıt Altına Alınması, Sertifikas­yonu, Ticareti Ve Piyasa Denetimi İlgili Düzenlemel­eri Kapsar” denmektedi­r.

6. maddesi tohumluğa sertifika şartı getirirken, 7. maddede ise, “Tohumluk ticaretini ise kayıt altına alınarak sertifikal­ı paketlenmi­ş ve etiketlenm­iş tohumlukla­rın ticaretine izin verilir” denmektedi­r.

Bu vurgular baştan köylünün, ayırdığı tohumu başka bir köylüye bedeli karşılığı

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye