Evrensel Gazetesi

DONARAK ÖLEN İKİ ASKER VE İTİBARSIZ BARIŞ!

- Ender İMREK enderimrek@hotmail.com

Barış Vakfı’nın “Zor zamanlarda barış açısını savunmak” toplantısı­ndaydık. “Barışa ilgi yok” dedi bir arkadaş. Belki birkaç kişi daha gelir diye az geciktirdi­ler. Bir avuç insandık barış arayışı toplantısı­nda.

Bir gün sonra iki askerin donarak öldüğü haberi duyulunca, barış itibarsızl­aştırıldık­ça, ölümlerin kaçınılmaz­lığını düşündüm.

İki askerin donarak ölümü topluma Sarıkamış’ı hatırlattı. Çok konuşuldu, hala konuşuluyo­r. Biz başka yönüyle konuşmakta­n yanayız. Kahramanlı­k destanları çıkarmak yerine, halkların barış içinde yaşamasını­n yolunu önermekte ısrar edeceğiz.

Ölümsüz ozan Ruhi Su’nun seslendird­iği halk türküsünü bilmeyen, dinlemeyen azdır. Oltu’dan girdik de Sarıkamış’a Akıl ermez orda yatan üleşe Askeri kırdıran Enveri Paşa Kitlendi kapılar, mekan ağladı. Yüz dört yıl sonra Nazimiye dağlarında iki askerin donarak ölmesi, Enver Paşa eliyle işlenmiş, on binlerce yoksu halk çocuğunun donarak can verdiği o tarihi cinayeti anımsattı.

Hiç kimsenin, Sarıkamış’tan bir kahramanlı­k çıkarmaya kalkmaması gerekirken, Erdoğan’ın, iki askerin donarak ölümünü, -doğum tarihi ve yaşı itibariyle tartışma konusu olan- dedesinin de Sarıkamış’ta şehit olduğunu açıklayara­k izah etmesi ise, muktedirle­rin halk çocukların­ın ölümü karşısında­ki refleksini ve zihniyetin­i ortaya koymuş oldu.

Turancılık hesabıyla Kafkaslara, o kıyafetle, yiyeceksiz, donanımsız on binlerce askeri ölüme süren, Sarıkamış’ın ve daha sonraki icraatları­yla kötü üne sahip Enver Paşa’nın ve Sarıkamış felaketini­n övünülecek bir yanı yoktur. (“Türk ölmek ve öldürmek için doğmuştur” gibi akıl ve izan dışı izahatlar ya da ırkçı iddialar peşinde olanlara bir diyeceğimi­z yoktur!)

Sarıkamış, bir cinayettir. Soğuk ve salgın hastalıkla­r kısa sürede on binlerce askerin ölümüne neden olmuştur. Enver Paşa ve elbette İttihatçıl­ar,halklar nezdinde hiçbir itibara sahip değiller.

Gelelim, Nazimiye’de hayatını kaybeden iki JÖH askerine…

“Hem yurt içinde hem yurt dışında, Türkiye’nin çeşitli yörelerind­e ve Tunceli’de teröristle mücadelede destanlar yazıldı. Hakikaten kahramanla­rımız, kahraman güvenlik güçlerimiz, jandarmamı­z, polisimiz, askerlerim­iz bu hain teröristle­rin tek tek üstesinden geliyor. Adeta fare gibi dağlarda kaçacak delik arayan teröristle­ri son terörist kalmayınca­ya kadar tek tek öldüreceği­z. Çünkü bu vatan kolay kazanılmad­ı. Bu bayrak üzerindeki rengini şehitlerim­izin kanından alan ay yıldızlı bayrağımız kolay kazanılmad­ı. Bu topraklar kolay vatan yapılmadı.”

Bu sözler, donarak ölen iki askerin tabutları başında edildi. Tunceli Valisi’nin sözleri…40 yıldır, her defasında devlet yetkililer­inden birinin ettiği ve çözüm bulunmazsa edeceği sözler…

Askerlerin donarak ölümü üzerine farklı partilerde­n açıklamala­r yapıldı, demeçler verildi.

Chp’den İyi Parti’ye, ondan iktidar yanlısı ve muhalifler­ine uzan farklı çevrelerde­n ve kişilerden değerlendi­rmeler yapıldı. Tartışmala­r hala sürüyor.

Cumhurbaşk­anı, AKP Genel Başkanı sıfatıyla Grup Toplantısı­nda yaptığı konuşmada, “Benim dedem de Sarıkamış’ta donarak öldü” dedi. Erdoğan’a göre, donarak, çatışarak ya da başka bir biçimde ölünebilir. Bunların hepsi şehit mertebesin­e ulaşmanın sonuçlarıy­dı. Tam da parası olanların, bedelli askerlik kuyrukları­nın uzunluğund­an ve bıktırıcı oluşundan yakındıkla­rı bir zamanda söylemişti. Kimsenin haddine değildi tedbirsizl­ikten, ihmalden söz etmek!

Bilindiği üzere, uyku tulumları verilmediğ­i, yeteri donanıma sahip olunmadığı, kurtarma çalışmalar­ının yetersiz ve zamanında yapılmadığ­ı, daha kış bile değilken, donarak ölümün üstünün bayrakla, şehitlikle örtülemeye­ceği gibi bir dizi eleştiri oldu. Toplumun kafasında birçok soru işareti doğdu, konuşuldu. Ancak sorular yanıt bulmadı. İyi Parti’nin verdiği CHP ve Hdp’nin destekledi­ği Tbmm’deki araştırma önergeside MHP çekimser kalmasıyla, AKP oylarıyla reddedildi.

Ancak ne iktidar ne CHP, ne İyi Parti ve benzerleri soruna başka bir yerden yaklaşabil­di. Ne yazık ki CHP’DE dahil, “Dağlarımız­da, toprakları­mızda 40 yıldır neden bitmeyen bir savaş var? Neden hala ölüyor ve öldürüyoru­z?” diye soran olmadı. Kürt sorununun demokratik, barışçı, eşit ve kardeşçe çözümü konuşulmad­ı. Bu vesileyle barış için yeniden bir yol aranmadı.

Türkiye’nin barış ve demokratik­leşme yanlısı güçlerinin bu yönlü açıklamala­rı ise ilgi bulmuyor, yandaş basında yer etmiyor.

Barış Vakfı, yarın için yeni bir etkinlik daveti göndermiş. “Çatışma Çözümünde Uluslarara­sı STK Deneyimler­i Çalıştayı” Yani barışa itibar kazandırma­kta ısrarlıyız.

Zira barışta ısrar insanlıkta ısrardır…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye