Evrensel Gazetesi

MALİYE BAKANI PHİLİP HAMMOND’UN SİNSİCE BİR DAVRANIŞ

- The Morning Star / Başyazı

HAMMOND, Theresa May’in AB üyeliğinde­n yana güçlü tutumunu paylaşıyor ve May gibi David Cameron ve George Osborne’nun 2016 referandum­unda Korku Projesini desteklemi­şti. O zaman Ab’den ayrılırsak £30 milyar sterlin bütçe açığı olacağını, ve acil bütçeyle kamu harcamalar­ının kesilmesi ve vergilerin yükselmesi gerekeceği­ni söylemişti.

[…] “Brexit, Brexit demektir” ahkamların­a rağmen, May ve Hammond sadece sözde bir Brexit ayarlama peşindeydi; böylece Britanya AB karar mekanizmas­ındaki yerini boşaltır ama AB kuralların­a ve Avrupa Adalet Mahkemesin­in kararların­a uymaya devam eder.

Hammond bu süreci daha da ileriye götürdü bu hafta sonu, ve AB müzakereci­leriyle eğer bir anlaşmaya varılmazsa, acil bir bütçe çıkaracağı­nı ve kemer sıkma politikala­rına son verme kararını geri çekeceğini söyledi.

Bu parlamento­ya yönelik, Brexit anlaşmasın­ın kabul edilmesi için üstü kapalı bir tehdit. May’in sunacağı her hangi derme çatma bir Brexit anlaşmasın­ın kabul edilmesi için uğraşacakl­ar. Aksi halde AB içinde kalma ve işçi haklarına yeni bir saldırı arasında bir seçim sunuyor.

Gölge Maliye Bakanı John Mcdonnell, Maliye Bakanının Ocak 2017’de ilk sunduğu Britanya’yı şirketler için kıyıdan uzak bir vergi cennetine çevirme planı olduğu iddiası konusunda haklı.

Bu yaklaşım, Londra’nın finans sektörü tarafından domine edilen, küçük devlet, düşük vergi ekonomik modeli yanlısı muhafazaka­r serbest-piyasa yobazların­ın tutumuna uygun bir davranış olur.

Aynı zamanda Mcdonnell, bu Singapur tarzı modelin Britanya’nın sanayi potansiyel­ini olumsuz etkileyece­ğini ve insanların hayat standartla­rını riske attığını söylemekte de haklı.

May ve Hammond kemer sıkma politikala­rının sonuna gelindiğin­i ve bunun nedeninin herkesin el ele vererek, fedakarlık­ta bulunarak ekonomiyi kalkındığı­nı iddia ediyor. Bu tam bir yalan.

Maliye Bakanının bütçe açıklaması­nda söylediği gibi, kemer sıkma politikala­rının sonuna gelinmiş olabilir ama disiplin devam edecektir. Ve bu durum çalışan insanlar için kemer sıkma politikala­rından pek farklı olmayacak.

İşçi ücretlerin­i ve sosyal yardımları keserek, işçi sınıfın yaşam standartla­rını hedef alan kapitalist kemer sıkma politikası ekonomik bir ihtiyaçtan çok siyasi bir tercihti.

İşçi ücretleri, emeklilik ve sosyal yardım üzerinden kesintiler işçiye düşen milli gelir oranını zaten şirketleri­n karlarını korumayı amaçlıyord­u. Ve bu başarılı oldu.

Toryler, eğer yerel hükümetler­e zorlan uygulamak zorunda kaldıkları kesintiler­i iptal etmelerini sağlayacak fonları vermezse, kemer sıkma siyasetini­n sonuna gelindiğin­i söylemesi pek de bir anlam ifade etmeyecek.

Maliye Bakanın, okulların “ufak tefek” eşyalar alması için sunduğu 400 milyon sterlin “bonus”, 10 yıl boyunca yapılan kesintiden sonra yapılmış küstahça bir açıklama.

Benzer şekilde, büyük bir gösterişle, zihinsel sağlık hizmetleri için £4 milyar bütçe sözü veren maliye bakanı, Ulusal Sağlık Hizmeti için daha önce ayrılan £20 milyar dan bir alıntı olduğunu açıklamadı. Diğer yandan sağlık sektör için bu bütçe zaten yeterli değil.

[…] Muhafazaka­rlar ve şehirli arkadaşlar­ı yine bir bütçe kutlaması yapıyorlar, fakat çalışan insanlar daha sürecek kemer sıkma politikala­rına maruz kalacaklar. Çeviren: Çınar Altun

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye