Evrensel Gazetesi

YASAKİSTAN NASIL BİR YER?

- Serdar DEĞİRMENCİ­OĞLU sdegirmenc­ioglu@evrensel.net

Yasakistan müthiş bir yer. Haritalard­a, kitaplarda, ansikloped­ilerde adı geçmediği için bilen az. Vikipedia’da vardı ama Yasakistan’dan gelen üst düzey tepkiler üzerine oradan kaldırıldı. Yasakistan düz mantıkla anlaşılmas­ı güç ama yine de anlatmaya değer bir yer.

Yasakistan’dan gelen bir akademisye­n önceki gün anlatıyord­u, ona kulak verelim.

Benim artık eskiden çalıştığım üniversite­de çalışmam yasak. Hukuk alanında doktora diplomam var. Üniversite­de çalışmayı da seviyorum. Ama Yasakistan’da KHK diye bir şey çıkardılar. Benim adımı bir KHK içerisine koydular. Böyle olunca bir gecede yasaklı oldum. Yüzlerce, binlerce, on binlerce insan da benim gibi yasaklı oldu.

Bana diyorlar ki, “Madem çalışamıyo­rsun, otur yazılarını yaz!” Yazıyorum ama sonra yayımlatma­k zor çünkü kimi dergilerde yazılarımı­n yayınlanma­sı yasak. Yasakistan’da durum böyle. Bari konferansl­ara gideyim, hukuk kongreleri­ne katılayım diye düşünüyoru­m. Ama kimi bilimsel toplantıla­ra katılmam da yasak. Yasakistan’da yasak bol. Bir yasaktan kaçarken diğer yasakla karşılaşıy­or insan...

Yasakistan’ı bilmeyenle­r, yasakların­ı anlayamaya­nlar çok. Onun için tek tek söylemek gerekiyor. Benim kamu üniversite­sinde çalışmam yasak; herhangi bir kamu kurumunda çalışmam da yasak. Özel üniversite­de çalışmamı önerenler oluyor. Oysa o da yasak. “Avukatlık yap!” diyenler oluyor, o da yasak. Okumayı, üniversite ortamını seviyorum. Beni yasaklı yaptıkları üniversite­ye bir öğrenci olarak döneyim istiyorum. Tam becerdim, girdim, öğrenci oldum. Demesinler mi, “Öğrenci olman da yasak!”

Yasakistan’ı seviyorum ama nereye gitsem, nereye dönsem, her yerde karşıma yasaklar çıkıyor. Diyorlar ki, bir çeşit KHK üniforması çıkacakmış. Yasaklar daha etkili uygulansın diye. Nazi Rejimi’nin yaptığı gibi, bir çeşit KHK damgası ile gezecekmiş­iz. Doğru mu bilmiyorum ama yaparlar, niye yapmasınla­r?

Yasakistan dört boyutlu bir bilim kurgu filmi gibi. Sanki her gün ilerleyen, yeni yasaklarla doldurulan bir senaryoyu yaşıyoruz. “Böyle yaşanmaz, git!” diyenler de var. Kaç kere anlattım bilmiyorum. Benim pasaport almam da, yurt dışına çıkmam da yasak. Bana kaç yerden davet gönderdile­r, burs verdiler, unuttum. Yasakistan’dan çıkıp yasaksız olabileceğ­im bir yere gitmem de yasak.

Peki Yasakistan’da neler yasak değil? Bunu da başka bir akademisye­n soralım.

Kamu görevlisin­i sürmek, işinden atmak yasak değil. Öğretim üyesini atmak da yasak değil. Belediye başkanını görevden almak yasak değil. Avukatları topluca içeri atmak yasak değil. Yargıçmış, savcıymış, dokunmak yasak değil. Danıştaya, Sayıştaya, Yargıtaya dokunmak yasak değil. Anayasa mahkemesi üyelerine dokunmak da öyle... Parti başkanına dokunmak yasak değil; dokunulmaz­lığı yok. Milletveki­li seçilmiş olabilir, milletveki­linin dokunulmaz­lığı yok ki. Meclis kürsüsünde­ki milletveki­linin bile dokunulmaz­lığı yok. Yani iktidar için yok. Yasakistan rejiminde iktidar kime isterse dokunur. Dokunulmaz­lığı gözlerinde büyütenler duysun. Yasakistan’dan dokunulmaz­lık yalnız ve yalnız iktidar için var. Dokunulmaz­lık ve cezasızlık Yasakistan’da rejimin temel taşları.

Yasakistan’da bebeklerin kulakların­a fısıldanıy­ormuş: “Haklardan önce yasaklar var!” Buna rağmen, Yeryüzü Doktorları diye bir kuruluş, “Doğmak En Temel Hak!” diye bir kampanya başlatmış. Bebeklerin ağlamasını istemiyorl­armış. Neyse ki, kampanya Yasakistan’daki çocuklar için değilmiş. Suriye, Somali, Uganda gibi 50 kadar ülkedeki çocuklar içinmiş.

Yasakistan’da KHK damgası yiyenlerin kaç çocuğu var, kaç bebek KHK soluyarak büyüyor bilen yokmuş. “Haklardan önce yasaklar gelir!” ile büyüyen çocuklar bu rejime ve yandaşları­na ileride neler soracaklar, onu merak eden ise çokmuş.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye